Learn how to use yaşamak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
Translate from Turkish to English
Sakin bir köy hayatı yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Yaşamak için yemelisin.Yemek için yaşamamalısın.
Translate from Turkish to English
Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.
Translate from Turkish to English
Lajos, üç yıl önce Szeged'de yaşamak istediğini söylemişti.
Translate from Turkish to English
Gerçekten Finlandiya'ya gitmek ve orada yaşamak isterim ama ilk olarak İsveççemi geliştirmem gerekecek.
Translate from Turkish to English
İtalya'da yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
Translate from Turkish to English
O, emeklilik maaşıyla yaşamak zorunda.
Translate from Turkish to English
Sağlıklı kalabildiğim sürece uzun yaşamak isterim.
Translate from Turkish to English
Bir istasyonun yakınında yaşamak büyük bir kolaylık.
Translate from Turkish to English
Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.
Translate from Turkish to English
Tom o güne kadar başka bir ülkede yaşamak için bir şansı olacağını düşünmüyordu.
Translate from Turkish to English
Yemek için yaşıyorum, ve yaşamak için yemiyorum.
Translate from Turkish to English
Biz yaşamak için bir şey yemeliyiz.
Translate from Turkish to English
Kızılderililer ile barış içinde yaşamak istediler.
Translate from Turkish to English
Tom bir yıldan daha fazla Boston'da yaşamak zorunda olmamayı ümit ediyor.
Translate from Turkish to English
Tom bir yıldan daha fazla Boston'da yaşamak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom bir yıldan daha fazla Boston'da yaşamak zorunda olmadığı için mutluydu.
Translate from Turkish to English
Tom Boston'da yaşamak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un yaşamak istediği tek yer Boston'dur.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin Boston'da yaşamak istemiyeceğini düşündü.
Translate from Turkish to English
Tom Boston'da yaşamak istediğine karar verdi.
Translate from Turkish to English
Tom emekli olduktan sonra şehirden uzakta yaşamak istiyor.
Translate from Turkish to English
Doktorlar Tom'a Mary'nin yaşamak için fazla zamanı kalmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English
Onlar, her şeyden önce, barış içinde yaşamak istiyor.
Translate from Turkish to English
Boston'da yaşamak istemiyorum.
Translate from Turkish to English
O bizimle birlikte yaşamak için geldiğinde 12 yaşında idi.
Translate from Turkish to English
Tom yalnız yaşamak istemediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom'un yaşamak için çok zamanı yok.
Translate from Turkish to English
Tom artık mağarada yaşamak istemiyordu fakat seçimi yoktu.
Translate from Turkish to English
Orada asla tekrar yaşamak istemezdi.
Translate from Turkish to English
Herkes rahat bir şekilde yaşamak istiyor.
Translate from Turkish to English
Ailem, benim büyük büyükbabamın zamanında Tokyo'da yaşamak için geldi.
Translate from Turkish to English
Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.
Translate from Turkish to English
O şimdi yaşamak için daha büyük bir ev arıyor.
Translate from Turkish to English
Çok küçük gelirimle yaşamak zorundayım.
Translate from Turkish to English
Ben yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Ebediyen yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Yaşamak için bir şeyim yok.
Translate from Turkish to English
Onun yaşamak için bir evi yoktu.
Translate from Turkish to English
Bu şehirde yaşamak zordur.
Translate from Turkish to English
Onun yaşamak için fazla zamanı yok.
Translate from Turkish to English
New York'ta yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Onun şimdi uğruna yaşamak için hiçbir şeyi yok.
Translate from Turkish to English
Tek başıma yaşamak istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Yaşamak için yeriz, yemek için yaşamayız.
Translate from Turkish to English
Yaşamak için bitkilere ihtiyacımız var.
Translate from Turkish to English
Doksan yaşına kadar yaşamak hiç ender değildir.
Translate from Turkish to English
Yaşamak için bir haftan daha olsaydı, zamanını ne yaparak geçirirdin?
Translate from Turkish to English
Kolay yaşamak savaşçı ruhu bozdu.
Translate from Turkish to English
O, şehirde yaşamak istiyor.
Translate from Turkish to English
Ben kırsalda yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Yaşamak için bir yer arıyor.
Translate from Turkish to English
Senin evine yakın yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Tek başıma yaşamak için yeterince yaşlıyım.
Translate from Turkish to English
Japonya'da yaşamak pahalıdır.
Translate from Turkish to English
Fabrika işçilerinin aileleri okul, hastane ve mağazalara ihtiyaç duyar; böylece bu hizmetleri sağlayacak daha fazla insan yaşamak için bu bölgeye gelir ve de bir şehir oluşur.
Translate from Turkish to English
Yaşamak için çok az şeyleri var.
Translate from Turkish to English
Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
Translate from Turkish to English
Amerika'da yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Havasız yaşamak imkansızdır.
Translate from Turkish to English
Elinden geldiği sürece yaşamak istiyor.
Translate from Turkish to English
Kyoto'da ya da Nara'da yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
İyi bir evde yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Fransa'da yaşamak isterim.
Translate from Turkish to English
Ev yaşamak için rahattır.
Translate from Turkish to English
Tom tek başına yaşamak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Herkes mutlu bir hayat yaşamak ister.
Translate from Turkish to English
Bir volkanın yanında yaşamak tehlikeli.
Translate from Turkish to English
Büyük evler yaşamak için pahalı.
Translate from Turkish to English
Onun küçük geliriyle yaşamak zorundalar.
Translate from Turkish to English
O adada yaşamak imkansızdır.
Translate from Turkish to English
Yaşamak için bir ev arıyorlar.
Translate from Turkish to English
Kobe banliyölerinde yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Daha rahat bir hayat yaşamak istiyordu.
Translate from Turkish to English
Tokyo yaşamak için çok pahalı bir yer.
Translate from Turkish to English
O adada yaşamak mümkün değil.
Translate from Turkish to English
Bu ev yaşamak için çok rahat.
Translate from Turkish to English
Ailesi onun küçük geliriyle yaşamak zorunda.
Translate from Turkish to English
150 yaşına kadar yaşamak neredeyse imkansız mı?
Translate from Turkish to English
Yaşamak için güzel bir ev arıyoruz.
Translate from Turkish to English
Yaşamak için çok daha uzun zamanı olmadığını biliyordu.
Translate from Turkish to English
Şehirde yaşamak istiyor.
Translate from Turkish to English
Hokkaido'da yaşamak istedim ama yaşayamadım.
Translate from Turkish to English
Yaşamak, acı çekmektir.
Translate from Turkish to English
İstasyona çok yakın yaşamak elverişlidir.
Translate from Turkish to English
Hayalim kırsalda sakin bir hayat yaşamak.
Translate from Turkish to English
Tom yaşamak istiyordu.
Translate from Turkish to English
Yaşamak istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Bu ilçe yaşamak için güvenli bir yer değil artık.
Translate from Turkish to English
Fransa'da yaşamak isterdim.
Translate from Turkish to English
Hava, yaşamak için vazgeçilmezdir.
Translate from Turkish to English
Titan'da bir kolonide yaşamak: Tomas'ın torunu, Tomas'ın kendi klonu olan oğlunun klonuydu. Onlar üç kuşak klondu.
Translate from Turkish to English
İnsan yemek için yaşamaz, tam tersi yaşamak için yer.
Translate from Turkish to English
Önemli olan yaşamak değildir, başarmak hiç değildir. Önemli olan insan kalmayı bilmektir.
Translate from Turkish to English
Sanırım Tom'la Boston'da yaşamak istiyorsun.
Translate from Turkish to English
Yalnız bir hayat yaşamak onun kaderiydi.
Translate from Turkish to English
Tom yaşamak istiyor.
Translate from Turkish to English
Herkes muhtaç olmadan yaşamak ister.
Translate from Turkish to English
Şu ana kadar Tom'un yaşamak için ne yaptığını bildiğimi sanmıyorum.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: devletin, teşkilatı, kaynaklarıyla, mütenasip, gerçekleştirilmesine, Halkın, kamu, otoritesinin, esasıdır, irade.