Turkish example sentences with "su"

Learn how to use su in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Kapta hiç su var mı?

Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.

Tatlı su balıkları arasındakilerden bazıları korunmaktadır. Onları yakalamak veya satın almak yasadışıdır.

Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.

Su, hava kadar değerlidir.

Su, hava kadar kıymetlidir.

Lütfen bana bir bardak su ver.

Bu su içmek için güvenli.

Su, insanlar için önemlidir.

Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.

Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.

Su temizlendi.

Orijinalde "su kuyusu" anlamına gelen "hutong" sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

Bayan şimdi su içiyor.

Su boruları dondu ve sonra patladı.

Sanırım masanın altında su var.

Yüzme havuzlarında su sürekli olarak bir filtreden geçirilerek pompalanır.

İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.

Su içebilirsin fakat aynı zamanda da onun yürümesine izin verebilirsin.

Sadece susadığında su iç; günde 8 bardak su içmek sadece efsanedir.

Sadece susadığında su iç; günde 8 bardak su içmek sadece efsanedir.

Lockheed skandalı büyük Amerikan uçak üreticisi Lockheed ile ilgili dünya çapında bir rüşvet skandalıdır.Şubat 1976 da su yüzüne çıktı ve esas olarak yolcu uçaklarının sözleşmelerinin kabulüne odaklandı.

Su saydamdır.

İlacını al ve bir bardak su getir.

Su, ormanlar ve madenler önemli doğal kaynaklardır.

1994'te Japonya'da su ve pirinç kıtlığı oldu.

Su ve yağ birbirine karışmaz.

Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.

Buz erirse, su olur.

Gölette neredeyse hiç su yok.

Su, yeryüzünün yaklaşık %70'ini kaplamaktadır.

Ben bir bardak su istiyorum.

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.

Su altında nefes alabilmenin hayalini kurardım.

Susamış olduğum için su içiyorum.

Gazlı su Amerika'da çok popüler değil.

Bana biraz daha su verin.

Su sıkıntısı nedeniyle, banyo yapamadım.

Bu alanda yaşayan insanlar su yokluğu nedeniyle ölüyor.

Su yokluğu nedeniyle kötü hasat hasat yaptık.

Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.

Çocuklar su kaydırağına geldiklerinde su sıçratmayı seviyorlar.

Çocuklar su kaydırağına geldiklerinde su sıçratmayı seviyorlar.

Su, oksijen ve hidrojenden oluşur.

Bu göl kentimize su sağlamaktadır.

Su testisi su yolunda kırılır.

Su testisi su yolunda kırılır.

Su kaynıyor.

Su kaynayıp buharlașıyor.

Süt, su ile karıştırılmış.

Su olmasaydı, yaşayamazdık.

Su olmasaydı, dünyada hayat olmazdı.

Bu nesne su üzerinde yüzmek için yeterince hafif.

Su şebekesi deprem nedeniyle patladı.

Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.

Bu şehir, yağmur yağmazsa yakında şiddetli bir su sıkıntısı yaşayacaktır.

Su olmadan hayat olamaz.

Bir dereden su için.

Ne oldu? Tüm apartman dairesinde su var.

Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.

Tom kendini uyandırmak için kendi üzerine soğuk su döktü.

Kaz bir su kuşudur.

Tom köpüklü su raftingine gitti.

Tom çok fazla su kullanmamak için dikkatli olmak istiyor. Onun kuyusu neredeyse kuru.

Tom su musluğunu açtı fakat bir şey gelmedi.

Asker bana su verdi.

Tom kendini soğuk su ile yıkadı.

Tom Mary'ye kağıt bir bardakta nasıl su kaynatacağını gösterdi.

Dün su kesildi.

Kedilerin su korkusu vardır.

Köpek biraz su içti ve gitti.

Tom lavaboyu su ile doldurdu.

Tom kovayı soğuk su ile doldurdu.

Tom küveti sıcak su ile doldurdu.

Tom su altında yüzerken gözlerinin kapatır.

Tom bir nefeste su altında otuz metre yüzebileceğini iddia ediyor.

Tom biraz su kaynattı.

Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.

Yağ ve su birbiriyle karışmaz.

Şişede biraz su var.

Niçin su içiyorsun?

Tom'un hırsız olduğuna dair su götürmez kanıt var.

Bill bana bir bardak su getirdi.

Bob demliği su ile doldurdu.

Biraz su kaynatın.

İşte bir miktar su.

Hiç su yoktur.

Su saftır.

Sadece su, lütfen.

Biraz su, lütfen.

O şişeyi su ile doldurdu.

Su borusu patladı.

Pamuk su emer.

Bizim su boruları patlamış.

Bu saat su geçirmez.

Bir bardak su getiriniz lütfen.

Su buza döndü.

Bana bir bardak su ver.

Biraz daha su istiyorum.

Bir bardak su, lütfen.

Also check out the following words: aradığında, olur, 1941'de, savaş, başladığında, evine, döndü, toprak, Oturmalıyız, 2'yi.