Turkish example sentences with "sevmediğini"

Learn how to use sevmediğini in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onu sevip sevmediğini bilmiyorum.

Hiç kimse onun onu sevip sevmediğini bilmiyor.

Ben, kahvesini koyu sevip sevmediğini bilmiyorum.

Birini sevmek onun senin onu sevdiğin kadar çok sevip sevmediğini bilmediğin zaman zordur.

Tom Mary'nin onu sevip sevmediğini bilmiyor.

Tom Chris'e onun eşarbını sevmediğini söylediğinde, o ondan kurtuldu.

Tom Mary'nin planı sevip sevmediğini sordu.

Tom Mary'ye Meksika yemeklerini sevip sevmediğini sordu.

Tom Mary'ye cinayet hikayelerini okumayı sevip sevmediğini sordu.

Tom çocukları sevmediğini söylüyor.

Tom Mary'nin bilgisayar oyunlarını sevmediğini düşündü.

Tom Mary'nin filmi sevmediğini sandığını söyledi.

Tom'u neden sevmediğini anlamaya başlıyorum.

Tom Mary'nin kabak böreğini sevip sevmediğini bilmiyor.

O, ona onu sevmediğini söyledi.

O, ona onun ebeveynlerini niçin sevmediğini açıkladı.

Onun onları sevmediğini insanlar biliyordu.

Tom Mary'ye onu sevmediğini söyledi.

Onun onu sevip sevmediğini kimse bilmiyor.

Tom Mary'nin çiğ yumurta sevmediğini biliyor.

Tom'un seni sevip sevmediğini gerçekten bilmek istiyor musun?

Tom'un seni niçin sevmediğini gerçekten bilmek istiyor musun?

Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.

Tom'un niçin seni sevmediğini anlıyorum.

Tom'un niçin Mary'yi sevmediğini anlıyorum.

Tom'un seni sevmediğini biliyorum.

Tom'un oda arkadaşını sevmediğini keşfetttim.

Tom Mary'nin onu niçin sevmediğini bilmek istiyordu.

Beni sevmediğini biliyorum.

Onun beni sevmediğini düşünüp umudumu yitirmiştim.

Tom'un Mary'yi sevip sevmediğini merak ediyorum.

Niye artık beni sevmediğini anlayamıyorum.

Mary bana artık kocasını sevmediğini söyledi.

Tom'u sevmediğini biliyorum.

Tom Mary'nin kendisinin onu sevdiği kadar çok onu sevip sevmediğini merak ediyordu.

Tom'un çikolata sevmediğini biliyor muydun?

Tom'un kahvesinde krema sevip sevmediğini biliyor musun?

Çin yemeklerini sevmediğini bilmiyordum.

Tom Mary'nin kendisini gerçekten çok sevmediğini fark etti.

Tom'a Mary'yi niçin sevmediğini sordum.

Tom Mary'ye Çin yemeğini sevip sevmediğini sordu.

Benim seni sevdiğim kadar çok beni gerçekten sevmediğini fark etmeye başlıyorum.

Tom'un beni o kadar çok sevmediğini düşünüyorum.

Tom'un beni çok sevmediğini düşünüyorum.

Tom'un Mary'yi sevmediğini herkes biliyor.

Tom, Mary'nin onu çok fazla sevmediğini anlıyor.

Gördün işte Mary'nin beni sevmediğini.

Beni sevmediğini mi söylüyorsun?

Beni gerçekten sevmediğini unutmam.

Onun sizi sevmediğini biliyorum.

Onun beni sevmediğini biliyorum.

Onu neden sevmediğini Tom'a söylemen gerektiğini düşünüyorum.

Tom bu rengi sevmediğini söyledi.

Beni eskisi kadar çok sevmediğini düşünmeye başlıyorum.

Tom Mary'yi çok sevmediğini itiraf etti.

Tom Mary'ye operayı sevip sevmediğini sordu.

Tom'a Çin yemeğini sevip sevmediğini sordum.

Bazı öğrencilerinin seni sevmediğini biliyorum.

Tom'u sevmediğini neden bana söylemedin?

Tom neden onu sevmediğini biliyor mu?

Tom Mary'yi neden sevmediğini bana hiç söylemedi.

Tom'un neden Mary'yi sevmediğini biliyorum.

Tom Mary'yi sevmediğini bana hiç söylemedi.

Tom bana Mary'yi sevmediğini söyledi.

Tom bana Mary'yi neden sevmediğini söyledi.

Tom'un birayı sevip sevmediğini merak ediyorum.

Tom’a artık senin onu sevmediğini söylemeni istiyorum.

Bostonu sevmediğini düşündüm.

Boston'u sevmediğini biliyordum.

Tom Mary'nin Boston'u sevmediğini düşündü.

Tom Mary'nin kendisini sevmediğini biliyordu.

Tom insanların neden onu sevmediğini anlıyor gibi görünmüyor.

Tom onu sevmediğini düşünebilir.

Tom Mary'nin neden onu sevmediğini biliyor.

Tom Boston'u sevmediğini söylüyor.

Tom Mary'nin Boston'u sevmediğini söylüyor.

Tom klimayı sevmediğini söylüyor.

Keşke gerçekten Tom'un neden beni sevmediğini bilsem.

Tom Mary'ye annesinin onu hiç sevmediğini söyledi.

Tom onu sevmediğini Mary'ye söylemeye çalıştı.

Beni gerçekten sevmediğini başından beri biliyordum.

Tom Mary'nin onu sevip sevmediğini umursamadı.

Tom Mary'nin neden yüzmeyi sevmediğini merak ediyordu.

Tom'u sevmediğini fark etmedim.

Boston'u sevmediğini bana hiç söylemedin.

Onu burada sevmediğini söyleyebilirim.

Bunu sevmediğini mi söylüyorsun?

Onu sevmediğini mi söylüyorsun?

Her zaman beni sevmediğini düşündüm.

Beni neden sevmediğini anlamıyorum.

Neden beni sevmediğini bilmek istiyorum.

Tom'un neden beni sevmediğini anlayamıyorum.

Tom bana Mary'nin beni sevmediğini söyleyen kişi.

Onun beni sevip sevmediğini merak ediyorum.

Tom'un maviyi sevip sevmediğini merak ediyorum.

Tom'un beni sevip sevmediğini merak ediyorum.

Tom'un Çin yemeğini sevip sevmediğini merak ediyorum.

Onun hâlâ Tom'u sevip sevmediğini merak ediyorum.

Onun hâlâ Mary'yi sevip sevmediğini merak ediyorum.

Mary'nin hâlâ Tom'u sevip sevmediğini merak ediyorum.

Tom'un hâlâ Mary'yi sevip sevmediğini merak ediyorum.

Also check out the following words: akıllı, arabayla, Susuz, yaşayamazsın, deneyimli, Bilmeliyiz, bileceğiz, çocuğun, annesi, sunucu.