Turkish example sentences with "harika"

Learn how to use harika in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu tırtıl harika bir kelebek olacak.

Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.

Çamaşır makinesi harika bir icattır.

Harika!

Ne harika bir aile.

Ne harika bir aile!

Böyle harika bir gün batımı hiç görmemiştim.

Harika, değil mi?

Harika hediye için teşekkürler.

Bu kuşlar iyi uçmaz ama harika koşuculardır.

Evin harika.

Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.

Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş.

Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.

Bu pilavın harika tadı var.

Daha önce böyle harika bir film izlediniz mi?

Hepiniz için harika haberim var.

Tom'un yaptığı ev harika.

Sonunda harika bir çözüm buldum.

O harika! Kesinlikle güleceksiniz.

Dün harika bir hikaye duydum.

Eğer şarkı söyleyebilseydin harika olurdu.

Ona harika gözüyle bakmamalısın.

Oyuncu, harika bir başarı gerçekleştirdi.

Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.

Harika! Kahve sıcak.

Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.

O, harika bir konuşmacıdır.

Aşk, harika bir duygu, herkese hayatında günün birinde gelir.

Sanırım Malbork kalesi harika.

Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.

Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.

Döndüğünde, "Bu harika bir turdu " dedi.

İngilizce bir kitap okurken bilmediğin her kelimeye sözlükten bakmak pek harika bir fikir değil.

Biz Boston'da iken, Tom harika zaman geçirdi.

Tom Boston'da harika zaman geçirdi.

O harika.

Siz bu harika filmi izlemeyi kaçırmamalısınız.

Bu şimdiye kadar aldığım en harika hediye.

Tom ve Mary her zaman birlikte harika bir zaman geçiriyor gibi görünüyorlar.

Tom ve Mary birlikte harika bir zaman geçirdiler.

Üniversitesi harika bir deneyimdi.

Çünkü o harika bir öğretmen.

Ah, harika.

İnşallah harika bir yıl geçirirsin.

Az önce aklımdan harika bir fikir geçti.

Aklıma harika bir fikir geldi.

İnşallah harika bir doğum günü geçirirsin.

Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle.

Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.

Harika bir iş başardın.

Yarın sabah uyandığınızda, harika bir şey bulacaksınız.

Yuki! Seni tekrar görmek harika!

Mac'in harika bir vuruş yaptığını gördük

Harika görünüyorsun.

O harika bir fikir.

Ben harika bir gece geçirdim.

O harika bir şiir.

O, harika, değil mi?

Harika bir zaman geçirdim.

Seninle tanışmak harika.

Sen harika bir adamsın.

O harika bir partiydi.

Biz harika bir zaman geçirdik.

O harika bir eştir.

Hava harika, değil mi?

Taze gıda harika.

Tom harika bir hafta sonu geçirdi.

O, harika sonuçlar aldı.

O, harika bir kadın.

Onun yeni arabası harika.

Burada olmak harika.

Bu harika bir daire.

Tom harika bir sanatçı.

Ne harika bir fikir!

O, gerçekten harika bir fikir.

Biz harika bir tatil yaptık.

Biz harika bir hafta sonu geçirdik.

Bu gece harika görünüyorsun.

Benim köpeğimin harika bir hayatı vardır.

O, harika bir kişiliğe sahiptir.

O bize harika bir yemek pişirdi.

Hideyo Noguchi harika bir adamdı.

Onun harika bir kişiliği var.

O, bana harika bir hediye verdi.

Sen harika bir iş yaptığından dolayı biz sana daha fazla para veriyoruz.

Rüzgar bugün harika hissettiriyor.

Harika akşam yemeği için teşekkür ederim.

O, onlara harika zaman geçirdiğini söyledi.

O, ne kadar harika olduğunu söylemek için ona yazdı.

Harika bir hayatım var.

O gerçekten harika.

O, harika bir sanat çalışması.

O harika bir insan.

Cumartesi akşamki harika sürpriz için tüm içtenliğimle teşekkür ederim.

Bu çorba gerçekten çok harika.

Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.

Hollywood için harika bir zamandı.

Harika bir mizah duygun var.

Harika! Bazen buluşalım.

Onun için harika bir saat aldım.

Also check out the following words: Şangay'ı, etmiştim, Çin'den, geldim, sayfanın, güncellenme, tarihi, cümleler, piyanoyu, Konuşamam.