Babam parkta bir yürüyüş yapıyor.
Translate from Turkish to English

Parkta beyzbol oynama.
Translate from Turkish to English

Biz, parkta oynardık.
Translate from Turkish to English

O, parkta kayboldu.
Translate from Turkish to English

Parkta oynamak eğlenceliydi.
Translate from Turkish to English

Parkta oynayamayacakları kadar rüzgar çok sert esti.
Translate from Turkish to English

O, her gün parkta koşar.
Translate from Turkish to English

Biz yarın öğleden sonra parkta tekrar buluşacağız.
Translate from Turkish to English

Siyah saçlı güzel kız parkta idi.
Translate from Turkish to English

Cumartesi günleri, genellikle bu parkta yürürüz.
Translate from Turkish to English

Bu parkta birçok kuş vardır.
Translate from Turkish to English

Bu parkta iki yüz kadar çok sayıda kiraz ağaçları vardır.
Translate from Turkish to English

Biz bu parkta paten yapabilir miyiz?
Translate from Turkish to English

Parkta tesadüfen onunla karşılaştık.
Translate from Turkish to English

Biz parkta buluştuk.
Translate from Turkish to English

Anaokulu çocukları parkta el ele yürüyordu.
Translate from Turkish to English

Parkta bir sürü kişi var.
Translate from Turkish to English

Parkta çok fazla kişi var.
Translate from Turkish to English

Parkta kişi çok.
Translate from Turkish to English

Onlar parkta oynuyor olabilirler.
Translate from Turkish to English

Onlar parkta bir bankta oturdu.
Translate from Turkish to English

Onlar parkta koşuyorlar.
Translate from Turkish to English

Parkta kuşlar burada şurada ötüyorlar.
Translate from Turkish to English

Parkta heykeller var.
Translate from Turkish to English

Onlar parkta her öğleden sonra top oynarlar.
Translate from Turkish to English

Çocuklar her gün bu parkta oynarlar.
Translate from Turkish to English

Parkta oynayan bazı çocuklar vardı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary ile yarın saat ikide parkta buluşmak zorunda.
Translate from Turkish to English

Tom bir şey düşünmeden parkta yürüyordu.
Translate from Turkish to English

Biz vakit öldürmek için parkta gezdik.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye onun parkta tek başına yürüyüşe gitmesinin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Ben her sabah parkta köpeğimi yürütürüm.
Translate from Turkish to English

Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.
Translate from Turkish to English

Tom daha sonra parkta karşılaştığı kadının Mary olduğunu anladı.
Translate from Turkish to English

Babam parkta yürüyüş yapar.
Translate from Turkish to English

Parkta en az iki yüz ağaç bulunmaktadır.
Translate from Turkish to English

Parkta bir sürü insan vardı.
Translate from Turkish to English

Parkta çok insan var.
Translate from Turkish to English

Parkta çok sayıda hayvan vardır.
Translate from Turkish to English

Parkta birçok ağaç var mı?
Translate from Turkish to English

Parkta birkaç kişi vardı.
Translate from Turkish to English

Parkta bazı erkek çocukları var.
Translate from Turkish to English

Parkta büyük bir kalabalık vardı.
Translate from Turkish to English

Parkta çok sayıda erkek ve kız vardı.
Translate from Turkish to English

Ben parkta beyaz bir şey gördüm.
Translate from Turkish to English

Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.
Translate from Turkish to English

Bazı bahçıvanlar parkta açelyalara bakarlar.
Translate from Turkish to English

Parkta kiraz ağacının altında bankta yatan genç bir adam gördüm.
Translate from Turkish to English

Parkta bir yürüyüş yapalım.
Translate from Turkish to English

Parkta bir yürüyüş yapmaya ne dersiniz?
Translate from Turkish to English

Parkta dolaşırken, bir arkadaşıma rastladım.
Translate from Turkish to English

Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum.
Translate from Turkish to English

O, her sabah parkta yürür.
Translate from Turkish to English

O, her sabah parkta yürüdüğünü söyledi.
Translate from Turkish to English

Benim dün parkta gördüğüm kesinlikle Tom'du.
Translate from Turkish to English

Kimura, her gün parkta koştu.
Translate from Turkish to English

Parkta Ken'le karşılaştım.
Translate from Turkish to English

Tom parkta Mary'yi terk etti.
Translate from Turkish to English

Ben parkta indim.
Translate from Turkish to English

Ben onu parkta gördüm.
Translate from Turkish to English

Parkta bir yürüyüş yaptık.
Translate from Turkish to English

O, parkta bir yürüyüş yaptı.
Translate from Turkish to English

Tom parkta bir yürüyüş yaptı.
Translate from Turkish to English

Bir köpek parkta koşuyor.
Translate from Turkish to English

O, parkta yürümeyi sever.
Translate from Turkish to English

Biz parkta bir banka oturduk.
Translate from Turkish to English

Biz parkta bankta oturduk.
Translate from Turkish to English

O, dün parkta yürüdü.
Translate from Turkish to English

Onlar parkta bir banka oturdular.
Translate from Turkish to English

Parkta bir yürüyüşe gittim.
Translate from Turkish to English

Arkadaşlarımız parkta biraz yürüyüş yaptılar.
Translate from Turkish to English

O, parkta bir yerdedir.
Translate from Turkish to English

Bana tabak lazım çünkü ailem öğle yemeğini parkta yiyecek.
Translate from Turkish to English

Kayıp topu parkta buldum.
Translate from Turkish to English

Parkta paramı çaldırdım.
Translate from Turkish to English

Parkta yürüyüşe çıkmayı severim.
Translate from Turkish to English

Pazar günü parkta tenis oynarım.
Translate from Turkish to English

Onu parkta tek başına yürürken gördüm.
Translate from Turkish to English

Çocuklar parkta oynuyorlar mı?
Translate from Turkish to English

Üç çocuk parkta oynuyordu.
Translate from Turkish to English

Parkta birçok genç çift vardı.
Translate from Turkish to English

Parkta birçok genç çift bulunuyordu.
Translate from Turkish to English

Parkta bir sürü delikanlı çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Eskiden yaptığımız gibi parkta yemek yiyelim.
Translate from Turkish to English

Çocuklar parkta oynamaya gittiler.
Translate from Turkish to English

Çocuklar parkta oynuyorlardı.
Translate from Turkish to English

Parkta böylesine çok kuş var.
Translate from Turkish to English

Bir kız parkta bir konuşma yapıyordu.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğimizi parkta yiyelim mi.
Translate from Turkish to English

Çok sayıda çocuk parkta oynuyorlardı.
Translate from Turkish to English

Bazen parkta yürüyüşe çıkar.
Translate from Turkish to English

Parkta beyzbol oynuyorlardı.
Translate from Turkish to English

Bu öğleden sonra parkta yürüyüş yapacak.
Translate from Turkish to English

Parkta gördüğümüz adam Bay Hill'di.
Translate from Turkish to English

Parkta bir sürü çocuk var.
Translate from Turkish to English

Tom parkta kuş beslemek istiyor.
Translate from Turkish to English

Onu parkta bir bisiklete binerken buldum.
Translate from Turkish to English

Parkta bir insan topluluğu vardı.
Translate from Turkish to English

Parkta bir sürü uzun ağaç var.
Translate from Turkish to English

Yakındaki parkta oynamaları söylendi.
Translate from Turkish to English

Parkta epeyce çocuk vardı.
Translate from Turkish to English