O beni bir saatten daha fazla bekletti.
Translate from Turkish to English

Babamın bana verdiği bu saatten memnunum.
Translate from Turkish to English

O, dün on saatten daha fazla uyudu.
Translate from Turkish to English

Bir saatten biraz fazla sürdü.
Translate from Turkish to English

Birkaç sayfa İngilizce çevirmek iki saatten fazla zamanımı aldı.
Translate from Turkish to English

Dün sekiz saatten fazla çalıştım.
Translate from Turkish to English

Tom bir saatten daha fazla bekledi.
Translate from Turkish to English

Birkaç sayfa ingilizceyi çevirmek iki saatten daha fazla zamanımı aldı.
Translate from Turkish to English

Tom çok fazla TV izlemediğini fakat günde üç saatten daha fazla izlediğini iddia ediyor.
Translate from Turkish to English

Bizi bir saatten fazla bekletti.
Translate from Turkish to English

İki saatten daha fazla bekledim.
Translate from Turkish to English

Üç saatten daha fazla beklemek zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha az sürede işi bitirdim.
Translate from Turkish to English

İki saatten daha fazla bir süre onlar kahve içerken sohbet ettiler.
Translate from Turkish to English

Bir saatten fazla bekletildi.
Translate from Turkish to English

Kız kardeşimin sahip olduğu aynı saatten istiyorum.
Translate from Turkish to English

Parti üç saatten daha fazla sürdü.
Translate from Turkish to English

Bu saat o saatten oldukça daha iyi.
Translate from Turkish to English

Dört saatten daha fazla bir süredir yürüyorum.
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha fazla bizi bekletti.
Translate from Turkish to English

İki buçuk saatten daha fazla bir süre okudu.
Translate from Turkish to English

Bir saatten fazla bir süredir seni bekliyorum.
Translate from Turkish to English

Yirmi saatten daha az bir sürede yolculuğu tamamladı.
Translate from Turkish to English

Tom bir saatten biraz fazla bir süredir bekliyor.
Translate from Turkish to English

Bana onun yerli konuşur olmadığını fark ettiren bir şey söylemeden önce Tom'la bir saatten fazla konuştum.
Translate from Turkish to English

Thomas A. Edison işini öylesine sever ki ortalama olarak 24 saatte 4 saatten daha az uyur.
Translate from Turkish to English

Bir saatten fazladır onları arıyorum.
Translate from Turkish to English

Bir saatten önce Tom'u gördüm.
Translate from Turkish to English

Bu iş birkaç saatten daha fazla almamalı.
Translate from Turkish to English

Son teslim tarihine 2 saatten az bir süremiz var.
Translate from Turkish to English

Tom'a kararımı söylemem gerekene kadar kalan bir saatten daha az zamanım var.
Translate from Turkish to English

O raporu Fransızcaya çevirmek üç saatten daha fazla zamanımı aldı.
Translate from Turkish to English

İş yarım saatten az bir sürede tamamlandı.
Translate from Turkish to English

İki ya da üç saatten daha fazla olmayacağım.
Translate from Turkish to English

Bütün alıştırmaları yarım saatten kısa bir sürede çözdüm.
Translate from Turkish to English

Bu saatten sonra size yardım etmeli miyim?
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha fazla süredir kuyrukta bekliyoruz.
Translate from Turkish to English

Tom çocuklarının günde bir saatten daha fazla televizyon izlemelerine izin vermez.
Translate from Turkish to English

Üç saatten daha az bir sürede orada olmalıyım.
Translate from Turkish to English

Son kırk sekiz saatte üç saatten daha az uyudum.
Translate from Turkish to English

Tom üç saatten daha fazla süredir Mary'yi bekliyor.
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha fazla bir süredir burada bekliyoruz ve sıra çok az hareket etti.
Translate from Turkish to English

Üç saatten daha az zamanımız var.
Translate from Turkish to English

Tom bir saatten daha az önce buradaydı.
Translate from Turkish to English

Üç saatten daha az zamanımız kaldı.
Translate from Turkish to English

Üç saatten daha az sürede orada olacağız.
Translate from Turkish to English

Bir saatten az bir zamanda döneceğime söz veriyorum.
Translate from Turkish to English

Uçağımızın kalkmasına iki saatten az zaman var.
Translate from Turkish to English

Oraya gitmek bir saatten az sürmez.
Translate from Turkish to English

Şu anda 5 saatten az çalışmak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Hayır. Bir saatten fazladır onları arıyorum.
Translate from Turkish to English

Tom dün on iki saatten fazla uyudu.
Translate from Turkish to English

Tom üç saatten daha fazla beni bekletti.
Translate from Turkish to English

Üç saatten daha fazla beklemek zorunda olacağını sanmıyorum.
Translate from Turkish to English

Tom üç saatten fazla Mary'yi bekledi.
Translate from Turkish to English

Tom anahtarlarını aramak için üç saatten fazla harcadı ama onları hâlâ bulamadı.
Translate from Turkish to English

İki saatten beri çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Tom bu öğleden sonra üç saatten daha fazla uyudu.
Translate from Turkish to English

Üç saatten fazladır bekliyorsunuz.
Translate from Turkish to English

Tom bilet gişesindeki kuyrukta üç saatten fazla beklemek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Tom üç saatten fazla uyudu.
Translate from Turkish to English

Bunu yaptırmak için üç saatten daha az zamanımız var.
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha az bir süre içerisinde bir randevum var.
Translate from Turkish to English

Benim uçak bir saatten daha az bir sürede kalkar.
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha fazla süredir bekliyorum.
Translate from Turkish to English

Üç saatten daha fazla beklemek zorunda kaldık.
Translate from Turkish to English

Tom oldukça sık sekiz saatten daha fazla uyur.
Translate from Turkish to English

O işi bitirmek sadece üç saatten fazla sürdü.
Translate from Turkish to English

Tom beni üç saatten daha fazla bekletti.
Translate from Turkish to English

Tom üç saatten daha fazla süredir bekliyor.
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha az zamanımız var.
Translate from Turkish to English

Tom bir saatten daha fazla süre beni bekletti.
Translate from Turkish to English

Ev ödevimi yapmayı bitirmek bir saatten biraz daha fazla sürdü.
Translate from Turkish to English

Çiti boyamak üç saatten daha az zamanımızı aldı.
Translate from Turkish to English

Üç saatten daha fazla bir süredir yoksun. Neredeydin?
Translate from Turkish to English

Tom üç saatten daha az bir süre içinde raporu yazmayı bitirdi.
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha fazla bir süredir buradayız.
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha fazla bir süredir bu trafikte oturuyoruz.
Translate from Turkish to English

O, nükleer enerjini kötülükleri üzerine bir saatten daha fazla nutuk çekti.
Translate from Turkish to English

Bu üç saatten daha fazla sürmemeli.
Translate from Turkish to English

Yarım saatten fazla sürmez.
Translate from Turkish to English

Yarım saatten daha fazla bir süredir onları görmedik.
Translate from Turkish to English

Boston'dan Zürih'e uçuş sekiz saat sürüyor ama dönüş uçuşu altı saatten fazla sürmüyor.
Translate from Turkish to English

Tom bir saatten daha fazla süredir hareket etmedi.
Translate from Turkish to English

Tom bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda bir saatten daha fazla bir süre dışarıda bekledi.
Translate from Turkish to English

Bir günde 24 saatten fazla uyuyamazsın.
Translate from Turkish to English

İki saatten daha az zamanımız var.
Translate from Turkish to English

Bir saatten daha fazla bir süredir Tom ve Mary'yi aradım.
Translate from Turkish to English

Aktör yarım saatten az süre içinde beş tane karakter oynayacak.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary hakkında üç saatten fazla konuştu.
Translate from Turkish to English

Tom bir saatten az bir süre içinde burada olacak.
Translate from Turkish to English

Hayır ben bir saatten fazladır onları arıyorum.
Translate from Turkish to English

O bu öğleden sonra beni orada bir saatten daha fazla bekletti.
Translate from Turkish to English

O, haftanın her günü bir saatten daha fazla yürüyor.
Translate from Turkish to English

Yarım saatten daha fazla bir süredir onları gözden kaybettik.
Translate from Turkish to English

Tom bir saatten daha fazla süredir kımıldamadı.
Translate from Turkish to English

Nadiren, belki de hiç, bir saatten fazla beklemek zorunda kalmayacaksınız.
Translate from Turkish to English

Tom gideli bir saatten fazla oldu.
Translate from Turkish to English

Otuz saatten daha fazla bir süredir baygındım.
Translate from Turkish to English

Sıcak kum üzerindeki beş saatten sonra ufukta bir çöl serabı gibi görünen bir şey görmeye başladı.
Translate from Turkish to English

Biz zaten bir saatten daha fazla süredir buradayız.
Translate from Turkish to English