Turkish example sentences with "planın"

Learn how to use planın in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.

Bu planın iyi bir plan olduğuna herkes inanmadı.

Hangi planın daha iyi olduğuna inanıyorsun?

Tom planın geri tepebileceğini düşünüyor.

Bu gece için bir planın var mı?

Bugün için hiç planın var mı?

Senin planın benimkine uymalı.

Planın hakkında bana her şeyi anlat.

Senin planın iyi fakat benimki daha iyi.

Senin planın çok miktarda para gerektirir.

Senin planın bizim politikamız doğrultusunda değil.

Senin planın başarılı olacağı kesin.

İnşallah planın işe yarar.

Sorun planın işe yarayıp yaramayacağıdır.

Bir planın var mı?

Planın muhteşem görünüyor.

Bu akşam için planın var mı?

Planın hakkında düşünüyorum.

Planın mantıksız olduğunu hissettim.

Yarın için bir planın var mı?

O, planın çok paraya mal olacağına dikkat çekti.

Cumartesi günü için herhangi bir planın var mı?

Planın lehinde misiniz yoksa değil misiniz?

Bu planın temel amacı nedir?

Bana planın kısa bir özetini verdi.

Planın ertelenmesini önerdim.

Bu planın çok az başarı şansı vardı.

Başkan planın lehinde miydi?

Hepimiz planın mantıklı olduğunu kabul ettik.

Planın asıl amacını açıkladı.

O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.

Tom planın işe yaramayacağını hissetti.

Planın nedir?

Planın birçok pratik zorlukları var.

Sanırım bir planın var.

Madem bir planın vardı neden onu yarıda kestin?

Planın başarısız oldu.

Planın işe yaradı.

Daha iyi bir planın var mı?

Bugün için planın nedir?

Şimdi herhangi bir planın var mı?

Şu anda hiç planın var mı?

Aptalca planın gerçekten işe yarıyor.

Planın iyi görünüyor fakat asıl önemli olan şu: bize daha çok iş getirir mi?

Planın işe yaramıyor.

Senin planın var mı?

Bu sorunun çözümü için bir planın yok mu?

Bu planın hatası yok.

Başka bir planın var mı?

Tatil için özel bir planın var mı?

Planın mükemmel gibi görünüyor.

Daha sonra herhangi bir planın var mı?

Planın sadece Tom'la konuşmak olduğunu düşündüm.

Yarın akşam için hiç planın var mı?

Umarım müdahale etme planın yoktur.

Sanırım senin bu planın iyi.

Ben bu planın en kısa sürede onaylanmasını ve uygulanmasını talep ediyorum.

Planın işe yarayabilir.

Planın ne olduğunu bilmiyorum.

Bir bütün olarak, sanırım planın çok iyi bir plan.

Planın hakkında acele etmeden kararlar alıyorum.

Sana planın ne olduğunu söyledim.

Onlara planın ne olduğunu söyledim.

Ona planın ne olduğunu söyledim.

Peki, İstanbul'dan ayrılma gibi bir planın var mı?

Planın erken geleceğini düşündüm.

Herhangi bir planın var mı?

O, ne planın lehinde ne de aleyhinde.

Bu mu yani planın?

Bir planın yok, değil mi?

Tom'la ilgili planın nedir?

Lütfen bana çok iyi bir planın olduğunu söyle.

Planın ne olduğunu neden sadece Tom'a söylemedin?

Bu planın ana amacı nedir?

Bu, planın bir parçası değil.

Bu, planın bir parçası değildi.

O, planın bir parçası mıydı?

Planın işe yaramayacağından endişe eden tek kişi ben miyim?

Bir planın olsa iyi olur.

Toplantıda planın liyakatını belirttim.

Planın ne olduğunu Tom'a söyledim.

O senin planın mıydı?

Planın ne?

Planın işe yaramayacak.

Yarın gece için planın var mı?

Yarın gece için planın mı var?

Planın berbat.

Bu planın gerçekçi olmadığını düşünüyor musun?

Her zaman bir planın var.

Her zaman bir yedek planın var.

Bir planın olduğunu varsayıyorum.

Hiç planın var mı?

Bu, planın bir parçası.

Senin planın işlemedi.

Planın nedir, Tom?

Henüz bir planın yok mu?

Bir planın var, değil mi?

Korkarım planın işe yaramayacak.

Boston'a geri dönmek için herhangi bir planın var mı?

Bir yedek planın var mı?

Bütün toplum bu planın arkasında.

Also check out the following words: yağmura, yakalanmıştım, Tatoeba'ya, yüzlerce, cümle, yazmak, isterdim, yapmam, gereken, şeyler.