Turkish example sentences with "parayı"

Learn how to use parayı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.
Translate from Turkish to English

Parayı güvenli bir yerde tut.
Translate from Turkish to English

Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.
Translate from Turkish to English

Adam parayı almadığını iddia etti.
Translate from Turkish to English

Birinin parayı yanlışlıkla aldığı belliydi.
Translate from Turkish to English

Ben parayı onun emrine bıraktım.
Translate from Turkish to English

O, parayı en iyi şekilde değerlendirdi.
Translate from Turkish to English

O bir hile ile parayı ondan aldı.
Translate from Turkish to English

Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı.
Translate from Turkish to English

İhtiyacımız olan tüm parayı sağlamak için sana güveniyoruz.
Translate from Turkish to English

Böyle büyük bir miktarda parayı nasıl kazandın?
Translate from Turkish to English

Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
Translate from Turkish to English

Ben bu parayı size vereceğim.
Translate from Turkish to English

Parayı güvenli bir yerde saklayın.
Translate from Turkish to English

O, üniversiteye gitmek için ihtiyacı olan parayı kazandı.
Translate from Turkish to English

Gerçek bütün parayı harcamış olmamdır.
Translate from Turkish to English

Adamı parayı çalarken yakaladım.
Translate from Turkish to English

Onun parayı çaldığını itirafı ailesini şaşkına çevirdi.
Translate from Turkish to English

Parayı bankaya yatırın.
Translate from Turkish to English

Ben bütün parayı harcadım.
Translate from Turkish to English

Parayı arkadaşımla yarı yarıya paylaştım.
Translate from Turkish to English

Parayı R&D için tahsis et.
Translate from Turkish to English

Ben parayı asla almadım.
Translate from Turkish to English

Tam bu sabah, Tom Mary'den ödünç aldığı parayı ona geri ödedi.
Translate from Turkish to English

Ben sana parayı yarın vereceğim.
Translate from Turkish to English

Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi.
Translate from Turkish to English

Tom parayı çaldığını inkar etti.
Translate from Turkish to English

Tom parayı almakla suçludur.
Translate from Turkish to English

Tom parayı almak için uzandı.
Translate from Turkish to English

Niçin bütün parayı harcadın?
Translate from Turkish to English

Böylesine büyük bir miktarda parayı nasıl harcayacaksın?
Translate from Turkish to English

Parayı ve teknolojiyi dünyanın bir tarafından diğerine taşımak yeterli değildir.
Translate from Turkish to English

Bütün o parayı Tom'a kim verdi?
Translate from Turkish to English

Tom bana ihtiyacım olan parayı vermedi.
Translate from Turkish to English

Sahip olduğum tüm parayı ona verdim.
Translate from Turkish to English

Parayı ona verdiğim için beni enayi yerine koydu.
Translate from Turkish to English

Tom bir araba satın almak için yeterli parayı tasarruf etmek istedi.
Translate from Turkish to English

Beni parayı almakla suçladılar.
Translate from Turkish to English

Tom, haftada sadece bir gün çalışarak Mary'nin o kadar çok parayı nasıl yapabildiğini anlayamadığını söylüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ona verdiği parayı paketledi.
Translate from Turkish to English

Tom yapmayı söz verdiği yetimhaneyi yaptırmak için yeterli parayı toplamada zor zamanlar geçirdi.
Translate from Turkish to English

Tom bir kitabın içinde Mary'den aldığı parayı sakladı.
Translate from Turkish to English

Tom bir sürü parayı miras aldı.
Translate from Turkish to English

Tom parayı çaldığını itiraf etti.
Translate from Turkish to English

Tom emeklilik için, vergisi ertelenmiş daha çok parayı bir kenara koyabilir.
Translate from Turkish to English

Derhal parayı ona geri getir.
Translate from Turkish to English

Tom parayı almakla suçluydu.
Translate from Turkish to English

Parayı çalacak son kişi olurdu.
Translate from Turkish to English

Kitabı almak zorunda olduğum tüm parayı harcadım.
Translate from Turkish to English

Sorun onun parayı nasıl alacağıdır.
Translate from Turkish to English

O bana parayı oldukça istekli olarak ödünç verdi.
Translate from Turkish to English

Tom'un parayı görülmeden çalabilmesinin yolu yoktur.
Translate from Turkish to English

Sahip olduğum az parayı çocuğa verdim.
Translate from Turkish to English

Mary parayı çaldığını inkar etti.
Translate from Turkish to English

Sam ayın sonunda parayı ödemek için söz verdi.
Translate from Turkish to English

Joe benim parayı ödemem konusunda ısrar etti.
Translate from Turkish to English

Chris'in açıkça parayı getirmeye niyeti olmadığı için Brian çıldırdı.
Translate from Turkish to English

Tom yerdeki parayı almak için eğildi.
Translate from Turkish to English

Tom zaten Mary'ye parayı verdiğini iddia etti.
Translate from Turkish to English

Ona parayı ödedim.
Translate from Turkish to English

Bu parayı benim için sakla.
Translate from Turkish to English

Parayı veren düdüğü çalar.
Translate from Turkish to English

Ben parayı sana vereceğim.
Translate from Turkish to English

Parayı ona bıraktım.
Translate from Turkish to English

Tom parayı Mary'ye verdi.
Translate from Turkish to English

O, parayı ondan aldı.
Translate from Turkish to English

Parayı sana ödeyeceğim.
Translate from Turkish to English

O parayı nerede buldunuz?
Translate from Turkish to English

Onlar çalınan parayı buldular.
Translate from Turkish to English

O, bana parayı ödemedi.
Translate from Turkish to English

Parayı nereden alıyorsun?
Translate from Turkish to English

Asistan parayı aldı.
Translate from Turkish to English

Ona parayı emanet ettim.
Translate from Turkish to English

O sahip olduğu parayı bana verdi.
Translate from Turkish to English

O, sahip olduğu tüm parayı kaybetti.
Translate from Turkish to English

Parayı almalıydım.
Translate from Turkish to English

Sahip olduğum bütün parayı ona verdim.
Translate from Turkish to English

Parayı ona geçen hafta ödedim.
Translate from Turkish to English

Çocuk biraz parayı çaldı.
Translate from Turkish to English

Biz parayı aramızda paylaştık.
Translate from Turkish to English

Onu parayı çalarken yakaladım.
Translate from Turkish to English

O, kasamdan parayı çaldı.
Translate from Turkish to English

O, parayı kabul etmeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Parayı akıllıca kullanmalısın.
Translate from Turkish to English

O, fakir olmasına rağmen, sahip olduğu az miktarda parayı ona verdi.
Translate from Turkish to English

Onun gururu onun parayı almasına izin vermedi.
Translate from Turkish to English

Bir grup gangster parayı çaldı.
Translate from Turkish to English

Onu parayı çalmakla suçlamamalıydım.
Translate from Turkish to English

Ondan parayı geri aldım.
Translate from Turkish to English

O, ona parayı alması için nasihat etti.
Translate from Turkish to English

Alabildiği herhangi bir parayı kabul edecek.
Translate from Turkish to English

Onlar beni parayı almakla suçladı.
Translate from Turkish to English

Onlar onu parayı almakla suçladılar.
Translate from Turkish to English

O, sahip olduğu bütün parayı ona verdi.
Translate from Turkish to English

O, borçlu olduğu parayı ona uzattı.
Translate from Turkish to English

O, ona vermeyeceğini söylese bile o, ondan parayı aldı.
Translate from Turkish to English

İstersen evin anahtarını vereyim de git, masanın üstüne bıraktığım parayı al?
Translate from Turkish to English

Parayı oracıkta ödedi.
Translate from Turkish to English

Parayı nasıl kazandın?
Translate from Turkish to English

Parayı kasaya koydum.
Translate from Turkish to English

Ona parayı ödeteceğim.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Güney, Otogarı'na, Yemeğimiz, ucuz, başına, Etli, pilav, yuan, Vejetaryen, Fare.