Turkish example sentences with "onlar"

Learn how to use onlar in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onlar plaja gitti.

Onlar arkadaş mı?

Onlar çukur kazıyor.

Onlar çukur kazıyorlar.

Onlar burada acayip bir hayvan gördü.

Neden onlar New York'a Büyük Elma diyorlar?

Onlar dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

Yaklaşık beş yüz yıl önce onlar Peru'da imparatorluklarını kurmuşlardı.

Onlar genç iken evlendiler.

Onlar davetimizi reddetti.

Onlar iyi bir çifttir.

Onlar kendi gazetelerini okuyor.

Onlar bir siyah ve bir beyaz köpeği beslediler.

Onlar 'Aha' diyecekler.

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

Onlar Olimpiyat Oyunları'na katılmak istiyorlar.

Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.

Onlar uzun süredir burada yaşıyor.

Onlar balık tutabilirler.

Onlar kazandı.

Onlar kazandılar.

Onlar Noel Yortusu'nda evlendiler.

Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

Onlar İngiltere'de ne kadar süre yaşadılar?

Onlar şimdi gemideler.

Onlar bu projede beraber çalıştılar.

Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.

Onlar tartışmamız gereken konular.

Onlar her zaman anne ve babalarına itaat etmiyorlar.

Onlar kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.

Onlar Greeley'i bir aptal ve bir hain olarak adlandırdı.

Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.

Onlar asla aynı fikirde olmayacaklar.

Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraf gösterdiler.

Onlar yakınlarda yaşarlar.

Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.

Onlar radyo dinliyorlar.

Onlar kitabın tüm kopyalarının imha edilmesini talep ettiler.

Onlar spikeri gülerek susturdular.

Sanırım onlar ithalatlara ağır bir vergi koymalılar.

Onlar bir hakim atadılar.

Onlar otobüsten indiler ve sıcak güneşte iki kilometre yürüdüler.

Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.

Onlar evi bir gün içerisinde yıkacaklar.

Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.

Onlar can sıkıcı işlerinden dolayı bitkindiler.

Onlar yeni binada çalışmaktalar.

Onlar ne ticareti yapıyorlar?

Onlar Çin dominosunun keyfini çıkardılar.

Onlar Tayland doğumlular.

Onlar bu evde erken kalkarlar.

Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler.

Onlar şarkı söyleyebilirler.

Onlar, hayırseverleri olarak onu yüksek itibarda tuttu.

Onlar onun dakikliğinden gurur duyuyordu.

Onlar onu bir otorite olarak gördüler.

Onlar aynı anda Paris'e vardılar.

Onlar bizim arabalarımız.

Onlar beni öldürecek.

Onlar dükkânda ithal mallar satıyorlar.

Onlar plaja gittiler.

Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.

Araba uçuruma gitmiş olsaydı onlar ölmüş olacaktı.

Onlar onu mezarına gömdüler.

Onlar düşman tarafından vurulma riskini göze almaya hazırdılar.

Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün!

Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.

Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.

Sen samimi olmalısın, onlar sana bir arkadaş gibi davranırlar.

Onlar müslümanlara hiçbir müslümanın kâfire karşı davranmadığı şekilde davranıyorlar.

Onlar müslümanlara karşı bir müslümanın düşmanına karşı asla davranmadığı şekilde davranıyor.

Onlar yarına kadar işi yaptırmamda ısrar ettiler.

Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.

O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.

Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü.

Onlar hızla evlerini terk ettiler.

Onlar gereksiz şeyleri attılar.

Onlar şikâyet etmekten başka bir şey yapmıyorlar.

Onlar karı kocaymış gibi davranıyorlar.

Onlar karı koca oldu.

Onların okuyamaması veya hiç yazmaması anlamında onlar cahil değiller.

Onlar, babamın halini hatırını sordular.

Onlar, babalarının ölümünün yasını tuttular.

Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.

Onlar odayı boş buldular.

Onlar, odanın çok sıcak olmasından şikayetçi oldular.

Onlar, odada biraz uyudular.

Onlar peş peşe odadan çıktılar.

Onlar rüzgar ve havanın elinde, denizde kayboldular.

Onlar intikam için komşularının evini ateşe verdi.

Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.

Onlar aşklarını gizli tuttular.

İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.

Onlar dövüşmeyeceklerini söylediler.

Onlar tamamen şaşırdılar.

Onlar İspanyolca konuşmuyorlardı.

O, onlar onu erteliyordu dedi.

Onlar konuyu araştırıyorlar.

Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.

Adaya ulaşmak onlar için zordu.

Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.

Also check out the following words: erdirdi, Lark, birazdan, gelin, İsterseniz, gelebilirsiniz, bırakılmak, dakikliğine, sürprizdi, romandı.