Ofiste sigara içmek kurallarımıza aykırıdır.
Translate from Turkish to English

O ofiste.
Translate from Turkish to English

Bay Jones ofiste mi?
Translate from Turkish to English

Ofiste bir tane satın almak zorundasın.
Translate from Turkish to English

Bu sabah onu ofiste görünce şaşırdık.
Translate from Turkish to English

Tom ofiste değil.
Translate from Turkish to English

Yarın sabah beni ofiste ara.
Translate from Turkish to English

Sally ve ben aynı ofiste çalışıyoruz.
Translate from Turkish to English

John, ofiste iyi iş yapıyor.
Translate from Turkish to English

Dorothy ofiste değildir.
Translate from Turkish to English

Ben eve gittim ve Bill ofiste kaldı.
Translate from Turkish to English

Beni ofiste arayın.
Translate from Turkish to English

Ben ofiste meşgulüm.
Translate from Turkish to English

Ofiste çok meşgulüm.
Translate from Turkish to English

O, ofiste benimle birlikte çalışır.
Translate from Turkish to English

Amcam bu ofiste çalışıyor.
Translate from Turkish to English

O, benim bu ofiste çalışmama izin verdi.
Translate from Turkish to English

Ofiste bir pozisyon için başvurdum.
Translate from Turkish to English

Sabah asla ofiste değildir.
Translate from Turkish to English

Kadın ofiste çalaşıyor.
Translate from Turkish to English

Sabahları her zaman ofiste değildir.
Translate from Turkish to English

Dün akşam ofiste çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Benim düşüncem ofiste pek geçerli sayılmaz.
Translate from Turkish to English

Babamın hala ofiste olup olmadığını biliyor musun?
Translate from Turkish to English

Tom ofiste olanların iyice farkında.
Translate from Turkish to English

Eve gitmek ve ofiste işte kalmak arasında tereddüt etti.
Translate from Turkish to English

Ofiste ara veremem. Müdürün beni görmesini istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Böyle bir havada ofiste olmak tam bir işkence.
Translate from Turkish to English

Tom hariç, ofiste herkes 2.30'da gitti.
Translate from Turkish to English

Ofiste bir sorun var mı?
Translate from Turkish to English

Ofiste bir sorun vardı.
Translate from Turkish to English

Hala ofiste misiniz?
Translate from Turkish to English

Tom ofiste.
Translate from Turkish to English

Tom ofiste geç saatlere kadar çalışıyor olmalı.
Translate from Turkish to English

Tom şimdiye kadar ofiste olmalı.
Translate from Turkish to English

Pazartesi günleri genellikle ofiste değilim.
Translate from Turkish to English

Bugün ofiste bulunmayacağını söylemek için gerçekten patronunu aramalıydın.
Translate from Turkish to English

Ofiste işler nasıl?
Translate from Turkish to English

Ofiste her şey yolunda mı?
Translate from Turkish to English

Ofiste tekrar görüşürüz.
Translate from Turkish to English

Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Sizi ofiste tekrar göreceğim
Translate from Turkish to English

Onlara ofiste olduğumu söyle.
Translate from Turkish to English

Ona ofiste olduğumu söyle.
Translate from Turkish to English

Ofiste kötü bir gün geçirmişti.
Translate from Turkish to English

Yarın ofiste görüşürüz.
Translate from Turkish to English

Ofiste burada beni aramamanı söyledim.
Translate from Turkish to English

Tom ofiste söylediğim tek kişi.
Translate from Turkish to English

Ofiste olduğumda bana telefon etme.
Translate from Turkish to English

Tom'a ofiste olduğumu söyle.
Translate from Turkish to English

Tom hâlâ ofiste takılıyor mu?
Translate from Turkish to English

Tom ve ben aynı ofiste çalışıyoruz.
Translate from Turkish to English

Git ve Tom'un ofiste olup olmadığına bak.
Translate from Turkish to English

Bir video kamera ofiste.
Translate from Turkish to English

Ofiste tonlarca kitabım var.
Translate from Turkish to English

Sanırım o bu ofiste çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Tom'unki ile aynı ofiste bir iş sahibi olmak ister misin?
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom bu ofiste çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Aslında ofiste ne yaparsın?
Translate from Turkish to English

Sen burada ofiste gereklisin.
Translate from Turkish to English

Bir sürü işim yok ama bu hafta beni ofiste tutmak için yeterli.
Translate from Turkish to English

Üzgünüm tatlım, hala ofiste çakılıp kaldım.
Translate from Turkish to English

Ben ofiste şekerleme yapamıyorum.
Translate from Turkish to English

Tom ofiste kötü bir gün geçirdi.
Translate from Turkish to English

Bu ofiste kaç kişi vardır?
Translate from Turkish to English

Şu anda ofiste kimse yok.
Translate from Turkish to English

Tom sabahleyin her zaman ofiste değildir.
Translate from Turkish to English

Sen bir ofiste çalışmıyorsun.
Translate from Turkish to English

Şu an, ofiste kimse yok.
Translate from Turkish to English

Bay Kinoshita gözlüklerini dün akşam ofiste bıraktı.
Translate from Turkish to English

Ofiste sorunlar yaşadığını duydum.
Translate from Turkish to English

Onlar seni ofiste geri istiyor.
Translate from Turkish to English

Bu ofiste mobilyalar oldukça modern.
Translate from Turkish to English

Tom ofiste değildi.
Translate from Turkish to English

Bugün ofiste değilim.
Translate from Turkish to English

Bütün gün ofiste oturarak çok egzersiz yapmam.
Translate from Turkish to English

Biletler okul ofiste mevcuttur.
Translate from Turkish to English

Jack ve ben cumartesi günleri ofiste sırayla çalışmayı kabul ettik.
Translate from Turkish to English

Jane Cobb, onun şimdiki sekreteri, ofiste ona katlanabilen tek kişi.
Translate from Turkish to English

Ben ofiste olacağım.
Translate from Turkish to English

Tom Park Caddesi'nde bir ofiste çalışırdı.
Translate from Turkish to English

Ben o zaman ofiste değildim. Ne olduğunu bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

Ben o zaman ofiste değildim, bu yüzden ne olduğunu bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom açık bir ofiste çalışmaktadır.
Translate from Turkish to English

Ofiste her şey iyi mi?
Translate from Turkish to English

Sen onları ofiste unutmuş olmalısın.
Translate from Turkish to English

Ben bir gün önce anahtarı ofiste bırakmıştım.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary ofiste bekliyor.
Translate from Turkish to English

Dün Bay Kinoshita gözlüklerini ofiste bıraktı.
Translate from Turkish to English

O küçük bir maaş için ofiste sıkı çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Bu arada, o zaten ofiste.
Translate from Turkish to English

Son zamanlarda ofiste birçok anlaşmazlık oldu.
Translate from Turkish to English

O, ofiste çalışmaya alışıktı.
Translate from Turkish to English

Ofiste küçük bir kutlama yaptılar.
Translate from Turkish to English

Ben sadece bunun ofiste sıkıcı bir gün daha olacağını düşünmüştüm.
Translate from Turkish to English

Konser biletleri bu ofiste satışta.
Translate from Turkish to English

Ofiste onu bekleyen işten çıkarma bildirimi vardı.
Translate from Turkish to English

Biz onu ofiste bulamıyoruz. O, işini bırakmış olabilir.
Translate from Turkish to English

Ofiste yine sana ihtiyacımız var.
Translate from Turkish to English

"Bugün ofiste ne kadar kalacaksın?" "Uzun bir süre için. Ben nöbetteyim."
Translate from Turkish to English

O çalışanlarının ofiste yemek yemelerine izin veriyor.
Translate from Turkish to English