Learn how to use odanın in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Odanın içinde oraya buraya koşup durma.
Translate from Turkish to English
Odanın bu köşesinde bir sera kurmak isterim.
Translate from Turkish to English
Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.
Translate from Turkish to English
Tom kağıdı bir top gibi kırıştırdı ve odanın içinde fırlattı.
Translate from Turkish to English
Onlar, odanın çok sıcak olmasından şikayetçi oldular.
Translate from Turkish to English
Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
Translate from Turkish to English
Tom odanın ortasında durdu.
Translate from Turkish to English
Tom elinde bir cin ve tonikle odanın köşesinde durdu.
Translate from Turkish to English
Tom odanın dışında tepindi.
Translate from Turkish to English
Tom odanın çok küçük olması konusunda şikâyette bulundu.
Translate from Turkish to English
Odanın bir banyosu var mı?
Translate from Turkish to English
Bu odanın kliması vardır.
Translate from Turkish to English
Bir fare odanın etrafında koşuyor.
Translate from Turkish to English
Bu odanın üç penceresi vardır.
Translate from Turkish to English
Odanın sıcacık bir havası vardı.
Translate from Turkish to English
Odanın süpürülmesini buyurdu.
Translate from Turkish to English
Odanın ortasına oturduk.
Translate from Turkish to English
Odanın dışında bir süre bekleyin.
Translate from Turkish to English
Odanın kliması var mı?
Translate from Turkish to English
Ona odanın dışını temizlemesini söyledim.
Translate from Turkish to English
Odanın boyutları nedir?
Translate from Turkish to English
Bu odanın manzarası harika.
Translate from Turkish to English
Odanın soğuk olduğundan şikâyet ettik.
Translate from Turkish to English
Odanın köşesinde bir masa var.
Translate from Turkish to English
Odanın çok sıcak olmasından şikayet etti.
Translate from Turkish to English
Kapının yanındaki o adamla odanın diğer tarafındaki pencerenin yanında duran o kadının fotoğrafik hafızası var.
Translate from Turkish to English
Tom Mary ile ilgilenmediğini söyledi fakat o her zaman onun bulunduğu odanın tarafına doğru bakıyor gibi görünüyordu.
Translate from Turkish to English
Odanın içine göz attım, kimseyi göremedim.
Translate from Turkish to English
Tom'u odanın dışına gönderdim.
Translate from Turkish to English
Odanın diğer tarafında bir şey gördüm.
Translate from Turkish to English
Odanın sadece bir yatağı, bir masası ve bir sandalyesi vardı.
Translate from Turkish to English
Bu odanın güzel bir dağ manzarası var.
Translate from Turkish to English
Tom odanın öbür tarafına yürüdü ve pencereyi açtı.
Translate from Turkish to English
Tom odanın köşesindeki bir şeye bakıyor gibi görünüyordu.
Translate from Turkish to English
Tom odanın köşesinde bir sandalyede hareketsiz oturdu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin odanın karşısından kendine baktığını fark etti.
Translate from Turkish to English
Tom odanın etrafına bakındı.
Translate from Turkish to English
Tom odanın çok sıcak olduğundan yakındı.
Translate from Turkish to English
Bu odanın dışına çıkamazsın.
Translate from Turkish to English
Odanın sizi tatmin edeceğine güveniyorum.
Translate from Turkish to English
Odanın etrafına baktım ve daha önce fark etmediğim bir sürü şey gördüm.
Translate from Turkish to English
Tom odanın ortasında duruyordu.
Translate from Turkish to English
Tom cesedin bulunduğu odanın kapı kolunda parmak izleri bıraktı.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin kanepeyi odanın diğer tarafına taşımasına yardım etti.
Translate from Turkish to English
Bu odanın havalandırması iyi.
Translate from Turkish to English
Tom odanın etrafında yavaş yavaş yürüdü.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary odanın köşesinde sessizce konuştular.
Translate from Turkish to English
Bu odanın havası kirli.
Translate from Turkish to English
Odanın fiyatı nedir?
Translate from Turkish to English
Odanın kenarında bir masa var.
Translate from Turkish to English
Odanın içinde kesinlikle hiçbir şey yoktu.
Translate from Turkish to English
Kitaplar odanın etrafına dağılmıştı.
Translate from Turkish to English
Bir odanın maliyeti nedir?
Translate from Turkish to English
Tom her şeyi odanın ortasına yığdı.
Translate from Turkish to English
Çocuklar odanın içinde koşturuyordu.
Translate from Turkish to English
Odanın bir tek penceresi yoktu.
Translate from Turkish to English
Kağıtları odanın içine fırlatıyorlar.
Translate from Turkish to English
Sen hiç gece odanın kapısını kilitledin mi?
Translate from Turkish to English
Onun giysileri odanın her yanına dağılmış ve şapkasını yatağın dibinde buldu.
Translate from Turkish to English
Odanın çok küçük olmasından yakınıyor.
Translate from Turkish to English
Bu odanın anahtarı nerede?
Translate from Turkish to English
Tom odanın önüne doğru yürüdü.
Translate from Turkish to English
Tom odanın arkasında duruyor.
Translate from Turkish to English
Tom odanın ortasında duruyor.
Translate from Turkish to English
Tom odanın ortasında.
Translate from Turkish to English
Odanın diğer tarafından bakıldığında, sen Tom'a benziyorsun.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin içeriye girdiğini ve odanın arka tarafında oturduğunu gördü.
Translate from Turkish to English
Tom odanın karşısında Mary'yi gördü ve onunla konuşmaya gitti.
Translate from Turkish to English
Bu odanın böyle küçüklüğünden ve havasızlığıdan, ben boğuluyorum.
Translate from Turkish to English
Mektubu parçaladım ve tüm parçalarını odanın her bir köşesine attım.
Translate from Turkish to English
Odanın boş olup olmadığını kontrol ettiler.
Translate from Turkish to English
Bu odanın temizlenmesini istiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom odanın karşı tarafından Mary'ye baktı.
Translate from Turkish to English
Karım odanın karşısından bana bir işaret verdi.
Translate from Turkish to English
Sen de bu odanın boyanmasını istiyor musun?
Translate from Turkish to English
Bu odanın kirası ne kadar?
Translate from Turkish to English
Odanın arkasındaki kişiler konuşmacıyı duyamıyordu.
Translate from Turkish to English
Ben odanın dışındaydım.
Translate from Turkish to English
Tom odanın etrafına bakındı ama Mary'yi göremedi.
Translate from Turkish to English
Odanın çok küçük olmasından şikayetçiydi.
Translate from Turkish to English
Odanın küçüklüğünden yakındı.
Translate from Turkish to English
O, odanın uzunluğunu ölçtü.
Translate from Turkish to English
Biz odanın ortasında durduk.
Translate from Turkish to English
Mary odanın ortasında duruyordu.
Translate from Turkish to English
Aslında odanın hiçbir mobilyası yoktu.
Translate from Turkish to English
Bu odanın bir balkonu var.
Translate from Turkish to English
Tom odanın köşesinde dayanıyordu.
Translate from Turkish to English
Tom odanın boş olduğunu düşündü.
Translate from Turkish to English
O, o odanın boş olup olmadığını hatırlamıyor.
Translate from Turkish to English
Bu odanın konumu harika.
Translate from Turkish to English
Bu odanın yönü harika.
Translate from Turkish to English
Odanın alanı iki buçuk metre karedir.
Translate from Turkish to English
Tom onu odanın karşısına atmak ister.
Translate from Turkish to English
Tom bize odanın kilitli olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom odanın boş olup olmadığını hatırlamadı.
Translate from Turkish to English
Dışarısı soğuk, bu yüzden o, odanın içine geldi.
Translate from Turkish to English
Tom odanın etrafında göz gezdirdi.
Translate from Turkish to English
O, odanın ortasında durdu.
Translate from Turkish to English
Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.
Translate from Turkish to English
Odanın nerede olduğunu söyleyebilir misin?
Translate from Turkish to English
O, odanın etrafında zarif bir şekilde yürüdü.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: hayranıyım, İnsanlar, savaştan, korkar, hissetmiyorum, Öğretmenimiz, bize, ödev, verir, Teşekkür.