Turkish example sentences with "sinemaya"

Learn how to use sinemaya in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Mademki boş vaktimiz var, o zaman sinemaya gidelim.

Sinemaya mı yoksa tiyatroya mı gitmek istersin?

Onunla sinemaya gitmeye çekindim.

Evde kalmayı sinemaya gitmeye tercih ederim.

Haftada bir kez sinemaya gider.

Erkek kardeşimle sinemaya gittim.

Ben sık sık babamla birlikte sinemaya gittim.

Neden insanlar sinemaya gidiyor?

Nadiren, kırk yılda bir, kendi başına sinemaya gider.

Ayda bir kez sinemaya giderim.

Ara sıra sinemaya giderim.

Tom babasına sinemaya gidip gidemeyeceğini sordu.

Ben sinemaya gitmeyi planlıyorum.

Ben sinemaya gidiyorum.

İnsanlar neden sinemaya gidiyorlar?

Biz sinemaya gidiyoruz. Sen de katılır mısın?

Biz sinemaya gidiyoruz.

Biz sinemaya gidiyoruz. Bizimle gel.

Beni bir sinemaya götürür müsün?

Hangisini tercih edersin, bir sinemaya gitmek ya da evde kalmak?

Benim canım çalışmak istemiyor. Onun yerine bir sinemaya gitmeye ne dersin?

Sinemaya gidelim mi?

Tom onu onunla birlikte sinemaya gitmesi için ikna etti.

Ben sinemaya gitmeyi severim.

Tom sinemaya gitmek istiyor.

Yarın gece sinemaya gitmek ister misin?

Tom her hafta sinemaya gitti.

Yarın akşam sinemaya gitmek ister misin?

Benimle sinemaya gider misin?

Peter ve ben sık sık sinemaya giderdik.

Bob'ı benimle getirtmektense sinemaya yalnız gitmeyi tercih ederim.

Tom istediği kadar sık sinemaya gitmez.

Bir sinemaya gidelim.

Sık sık sinemaya giderim.

Dün gece sinemaya gittik.

Sinemaya gidecek misin?

Sinemaya gitmeye ne dersin?

Ben sinemaya gitmeyi seviyorum.

Sinemaya gideceğim.

Bu gece sinemaya gidebilir miyim?

Sinemaya gitmek ister misin?

Canım sinemaya gitmek istiyor.

O, onunla birlikte sinemaya gitti.

O, geçenlerde bir sinemaya gitti.

O, onunla sık sık sinemaya gider.

O beni sinemaya götürmeye söz verdi.

Sinemaya gidersen, kız kardeşini birlikte götür.

O, onunla bir sinemaya gitmeye can atıyordu.

Babam bu öğleden sonra sinemaya gitmemizi önerdi.

Ben sinemaya gitmek istiyorum.

Sinemaya gitmek ister misiniz?

Sinemaya gitmesi için onu davet ettim.

Tek başına sinemaya gitti.

Bu gece sinemaya gitmeye ne dersin?

Bu gece sinemaya gidiyor musun?

Sık sık sinemaya gitmekten keyif aldık.

Bu gece sinemaya gitmeye ne dersin.

Cumartesi akşamları sinemaya giderdik.

O, nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.

O, nadiren, kırk yılda bir sinemaya gider.

Nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.

Tom sık sık Mary ile sinemaya gider.

Babam dün gece beni bir sinemaya götürdü.

Pazar günleri sinemaya giderdi.

Bu gece bir sinemaya gitmek ister misin?

Arkadaşlarım bensiz sinemaya gitti.

Niçin benimle sinemaya gelmiyorsun?

Beklenenin tersine sinemaya gitmemeye karar verdim.

Annem sinemaya gitmeme izin verdi.

Tom Mary ile bir sinemaya gitmemi önerdi.

Arada bir birlikte sinemaya gideriz.

İstediğim kadar sık sinemaya gitmem.

Sinemaya gidiyoruz. Gel bizimle.

Ayda kaç kez sinemaya gidersin?

Arada bir birlikte sinemaya giderler.

Ortalama olarak ayda iki kez sinemaya giderim.

Yarın sinemaya gitmeyeceğim.

Beni sinemaya götürebilir misin?

Neden benimle birlikte sinemaya gelmek istemiyorsun?

Genellikle arkadaşlarımla sinemaya giderim.

Sinemaya nadiren giderim.

Ortalama olarak, haftada bir kez sinemaya giderim.

Ben dün sinemaya gittim.

Bütün ev işlerini yapmak zorunda kaldım, ama keşke sinemaya ya da alışveriş yapmaya gitseydim.

Canın sinemaya gitmek istemiyor mu?

Dün sinemaya gittim.

Ona eve geldikten sonra sinemaya gitmemizi önerdim.

Babaları yalnız sinemaya gitmelerine izin vermedi.

Tom para ödemeden sinemaya gizlice girmeye çalıştı.

Tom Mary'ye bir sinemaya gitmeyi isteyip istemediğini sordu.

Birkaç gün önce Tom'la bir sinemaya gittim.

Bir sinemaya gitmeyi düşünüyordum. Benimle gitmek ister misin?

Sinemaya gidiyor musun?

Tom Mary'nin onunla sinemaya gitmesini istedi.

İlk defa sinemaya gittiğinizde kaç yaşındaydınız?

Sıkıldıysan, sinemaya gitmeni öneriyorum.

Sinemaya gittim ama filmden çok hoşlanmadım.

Yarın akşam sinemaya gidelim.

Dün gece dışarı çıkmadık. Sinemaya gidebilirdik ama evde kalmaya karar verdik.

O bizimle birlikte sinemaya gelmek istiyor.

Yarın seninle maça gitmek istemiyorum, Paolo'yla sinemaya gitmek istiyorum.

Also check out the following words: tane, pencere, tanıdıkça, seversin, Hastaymış, gözüküyor, lezzetli, kıyafetim, demode, Sonsuza.