Turkish example sentences with "boş"

Learn how to use boş in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Mademki boş vaktimiz var, o zaman sinemaya gidelim.

Yazıcının boş mürekkep kartuşunu lütfen değiştir.

Boş kutuyu buldum.

Boş zamanımda Tatoeba'da cümle çeviririm.

Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.

Boş bir koltuk var mı?

Boş yeriniz var mı?

Boş zamanımda Kanada geyiği avlarım.

Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.

Oda uzun süredir boş.

Hayatım onsuz boş.

Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.

Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.

Boş vaktimde ne yapacağımı bilmiyorum.

Biz boş eğlence için yaşamıyoruz.

Genellikle pazar günü bütün günü boş boş geçiririm.

Genellikle pazar günü bütün günü boş boş geçiririm.

Tom çekmeceyi boş buldu.

O, boş fantezilere sahip gibi görünüyor.

Onlar odayı boş buldular.

Boş ev toz doluydu.

Cuma öğleden sonra boş musunuz?

Pazar günleri asla boş değilim.

Yarın boş olup olmadığını bilmek istiyorum.

Ağlamamak için boş yere çabaladı.

Yarın boş musunuz?

Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır.

Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım.

Ben boş olsam, onun davetini kabul ederim.

Onun spor için boş zamanı yok.

Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.

Tom boş zamanında ne yapar?

Tom Mary'ye ertesi gün boş olup olmadığını sordu.

Tom Mary'ye Sevgililer Günü'nde boş olup olmadığını sordu.

Ben boş olsam, davetinizi kabul ederim.

Tom cüzdanı neredeyse boş.

Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.

Tom bagajı açtı ve onu boş buldu.

Tom sadece boş boş oturdu ve bir iş yapmadı.

Tom sadece boş boş oturdu ve bir iş yapmadı.

Tom boş bir mide ile çalışmayı sevmez.

Tom'un çok fazla boş zamanı yok.

Tom ve Mary boş bir piknik masası bulamadı.

Tom ve Mary'nin ellerinde oldukça çok fazla boş zamanı vardı.

Genellikle üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır.

Anlaşılan o eski püskü daire boş.

Yarın akşam boş musun?

Boş boş uzaklara bakmayın; sadece ne yaptığınıza dikkat edin.

Boş boş uzaklara bakmayın; sadece ne yaptığınıza dikkat edin.

Bana boş bir sayfa kağıt verin.

O, ertesi gün Nancy'nin boş olup olmadığını sordu.

Boş olsaydım, sana yardım ederdim.

Tom Mary'nin biraz boş zamanı oluncaya kadar beklemeye karar verdi.

Onu boş ver.

Teneke boş.

Şimdi boş musun?

Bu koltuk boş mu?

Bugün boş değilim.

Bu gece boş musun?

Ben onu boş yere aldım.

Ne zaman boş olacaksın?

Kutuyu boş buldum.

İki koltuk boş.

Önümüzdeki Pazar gününü boş tutun.

Odayı boş buldum.

Kafesi boş buldum.

Salı günü boş musun?

Kutu neredeyse boş.

Bardağı boş buldum.

Boş zamanlarında ne yaparsın?

O yarın boş olacak.

Ben önümüzdeki Pazar boş olacağım.

Bu hafta sonu boş musun?

Bu akşam boş musun?

Bu akşam boş olacağım.

İki koltuk boş kaldı.

Okuldan sonra boş musun?

Birkaç boş bardak istiyorum.

O, boş bir test teslim etti.

Tom'un bir sürü boş zamanı var.

Evi boş bulacaksın.

Yarın boş olmayacağım.

O, kitabı boş yere aldı.

O, son sayfayı boş bıraktı.

Şansınızı boş vererek değerlendirmeyin.

Bütün kutuları boş bulduk.

O, boş yere onu bana verdi.

Gelecek Cumartesi boş olacağım.

Oradaki şu boş kutulara bak.

Pazar günleri her zaman boş değilim.

Yarından sonra boş vaktin var mı?

Üzgünüm, hiç boş yerimiz yok.

Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.

Bana ondan daha önce bahsetseydin, boş olabilirdim. Fakat yarın eve geri gitme planlarım var.

Biraz boş zamanım vardı, bu yüzden şehri gezdim.

Boş zamanını nasıl geçirdin?

Boş zamanında ne yaparsın?

Pazar günleri biz her zaman işi boş veririz.

Boş zamanımda gitar çalarım.

O, boş bir arazide arabasını park etti.

Gittiğim gün bir sürü boş koltuk vardı.

Also check out the following words: gittik, diskete, format, atmamalısın, şeye, ihtiyacın, haberim, sağlam, İlerde, yüzmeyi.