Turkish example sentences with "müzik"

Learn how to use müzik in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı.

Müzik okumak için Avusturya'ya gitti.

Dersimiz müzik.

Ne tür müzik seversin?

Müzik setini kapat.

Klasik müzik dinlemek hoşuma gider.

Müzik dinliyorum.

Müzik evrensel bir dildir.

Müzik çalışıyoruz.

Çoğu kez müzik dinleyerek ders çalışırım.

Müzik dinleyerek kendime moral verdim.

Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.

Müzik beni ağlattı.

Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.

Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır.

Senin gerçekten müzik kulağın var.

Gözleri kapalı müzik dinledi.

Tom'un bestelediği müzik türünden hoşlanıyorum.

Herkes müzik sever mi?

Linda müzik dinlemek için parka gitti.

Tom ve arkadaşları bir araya gelmeyi ve müzik çalmayı seviyor.

O, odasında müzik dinliyordu.

Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.

Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.

Hepimiz tükenene kadar saatlerce müzik eşliğinde dans ettik.

Müzik dinlemek çok eğlenceli.

Müzik dinlemeyi mi yoksa şarkılar söylemeyi mi seversiniz?

Müzik dinlerim.

Biraz müzik dinleyelim.

Müzik onun sinirlerini sakinleştirdi.

Birkaç şey bize müzik kadar çok zevk verir.

Müzik bizim hayal gücümüzü besler.

Müzik insanlık için ortak bir dildir.

Müzik kulakları tatmin eder.

Müzik yaşamımızı mutlu eder.

Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.

Müzik duyguları tahrik eder.

Müzik alanında hiç kimse bu genç kadın eşit değildir.

Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.

İyi bir müzik zevkin var.

Müzik için yetenek onların kanında akar.

Müzik evrenseldir.

Onlar müzik eşliğinde dans ediyorlardı.

Müzik konusunda o, en ünlü eleştirmenlerden biridir.

Müzik ve sanat, yaşam zevkine çok büyük ölçüde katkıda bulunabilirler.

Müzikten bahsetmişken, ne tür müzik seversiniz?

Benim bir müzik kulağım yok.

O kendini müzik çalışmasına adadı.

O müzik eğitimi amacıyla İtalya'ya gitti.

O, müzik öğrenimi için İtalya'ya gitti.

O, hem müzik hem de sporları sever.

O müzik çalıyor.

O müzik dinleyerek dikkatini dağıttı.

O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

O müzik dinliyordu.

O, müzik dinleyerek, bir mektup yazdı.

O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.

O müzik eğitimi amacıyla Avusturya'ya gitti.

Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir.

Biz müzik dinlemenin keyfini çıkardık.

Müzik onun tutkusu.

Müzik senin tutkun.

Ben klasik müzik dinlemeye düşkünüm.

O, otuz yıl boyunca müzik öğretti.

Tom Mary'nin müzik video üretimini denetlemesi için işe alındı.

John Sam'in tam bir müzik koleksiyona sahiptir.

Tom müzik hakkında çok şey bilmiyor.

Tom klasik müzik dinlemeyi sever.

Tom müzik çalışmayı sever.

Tom müzik öğrenimi için Boston'a gitti.

Hem Tom hem de Mary Boston'da müzik eğitimi almayı planlıyorlar.

Çocuk, müzik dinliyor.

"O müzik sever. " " Ben de."

Tom'un müzik zevki benimkine benzer.

Tom modern popüler müzik hakkında oldukça bilgili.

Tom ve Mary birlikte müzik çalmayı seviyorlar.

Tom ne tür müzik sever?

Besteciler müzik yaratır.

O, müzik hakkında konuştu.

Müzik bile dinlemişler.

Ben sadece biraz müzik dinlemek istedim.

Tom ne tür müzik dinler?

Tom müzik söz konusu olduğunda, görünüşe göre bir tür dahidir.

Tom sadece güneşte oturmayı ve müzik dinlemeyi oldukça eğlenceli buldu.

Tom yer, uyur ve müzik solur.

Tom klasik müzik hakkında bir şey bilmiyor.

Tom bitişik odadan gelen bir müzik duydu.

Tom ayağını vurmadan müzik dinleyemez.

Ne olursa olsun, ben müzik yapmayı durmayacağım..

Bazen kötüleyici olarak gürültü, önemsiz ve cazibeden yoksun müzik diyoruz.

Ben genellikle akşam yemeğinden sonra müzik dinlemekten hoşlanırım.

Susan müzik dinlemekten hoşlanır.

Margaret'in müzik için bir yeteneği var.

Betty klasik müzik sever.

Favori Michael Jackson müzik videon nedir?

Tom bir müzik kulağına sahip değil.

Ben müzik dinliyorum.

Müzik seviyor musunuz?

Benim hobim müzik.

Ben de müzik seviyorum.

Ben müzik öğreniyorum.

Also check out the following words: organlarından, Uyanmak, uyumanın, anlamlısıdır, sandalye, kilometre, öğrenciyim, Tomoyuki, Ogura, oyuncak.