Kolunu katlamış oturuyordu.
Translate from Turkish to English

Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
Translate from Turkish to English

Joan kazada sol kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Asla kör bir adamın kolunu tutmayınız. O sizinkini tutsun.
Translate from Turkish to English

O kolunu sıkıca kavradı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin kolunu bandajladı.
Translate from Turkish to English

Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.
Translate from Turkish to English

Onun kolunu tuttum.
Translate from Turkish to English

O, kitabı almak için kolunu uzattı.
Translate from Turkish to English

O kolunu kaldırdı.
Translate from Turkish to English

O, sol kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Kapı kolunu çevirdim.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin kolunu tuttu.
Translate from Turkish to English

Tom, kapı kolunu çevirdi.
Translate from Turkish to English

Ona elini veren kolunu kurtaramaz
Translate from Turkish to English

Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Translate from Turkish to English

O, sağ kolunu uzattı.
Translate from Turkish to English

Tom düştü ve kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Tom kolunu Mary'nin etrafına koydu.
Translate from Turkish to English

O, kolunu onunkine geçirdi.
Translate from Turkish to English

Lütfen yaralı kolunu bana göster.
Translate from Turkish to English

O, kolunu onun beline koydu.
Translate from Turkish to English

O, sol eli ile kapı kolunu çevirdi.
Translate from Turkish to English

Futbol oynarken kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Kolunu omuzunda hissetti.
Translate from Turkish to English

Oyun sırasında kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Karanlıkta kapı kolunu el yordamıyla aradı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin kolunu bir kılıçla kesti.
Translate from Turkish to English

Kayak yaparken düşüp kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Buzda düştü ve kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Kayak yaparken düştü ve kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Polis soyguncunun kolunu yakaladı.
Translate from Turkish to English

Lütfen bana yaralı kolunu göster.
Translate from Turkish to English

Tom yakın yatmıştı, kolunu Mary'nin etrafına koymuştu.
Translate from Turkish to English

Ona elini verirsen kolunu kaptırırsın.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin kolunu tuttu ve yürümeye başladılar.
Translate from Turkish to English

Bir taksiyi durdurmayı deneyerek kolunu kaldırdı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin kolunu çekiştirdi.
Translate from Turkish to English

İğrenç bir yara izini açığa çıkarmak için kolunu sıvadı.
Translate from Turkish to English

Tom şakayla Mary'nin kolunu yumrukladı.
Translate from Turkish to English

Tom neredeyse bir kolunu kırıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Kolunu sıva, lütfen.
Translate from Turkish to English

Kolunu bırakın.
Translate from Turkish to English

Kolunu kaldırdı.
Translate from Turkish to English

Kolunu kırdın.
Translate from Turkish to English

Kolunu nasıl kaybettin?
Translate from Turkish to English

Kolunu kımıldatabiliyor musun?
Translate from Turkish to English

Tom kolunu kestiğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Kolunu nasıl kestin?
Translate from Turkish to English

Sol kolunu kaldır.
Translate from Turkish to English

Mark kolunu kırdığından beri üç hafta oldu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye kolunu sundu.
Translate from Turkish to English

Tom sağ kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Kızarana kadar kolunu sıktım.
Translate from Turkish to English

Tom kapı kolunu çevirmeye çalıştı ama o kımıldamadı.
Translate from Turkish to English

Tom her iki kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Tom kolunu sıvadı.
Translate from Turkish to English

Yom üç hafta önce kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Bir timsah onun kolunu kopardı.
Translate from Turkish to English

Bana bilmek istediğimi söyle ya da kolunu kıracağım.
Translate from Turkish to English

Tom kazada sağ kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Tom kolunu kırdığından beri üç hafta oldu.
Translate from Turkish to English

Kolunu nasıl incittin?
Translate from Turkish to English

O her zaman kolunu boynuma koyar.
Translate from Turkish to English

Bana kolunu ver.
Translate from Turkish to English

O, kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Senin tenisçi dirseğin var. Kolunu sıcak suya batır.
Translate from Turkish to English

Çocuk annesinin kolunu tuttu.
Translate from Turkish to English

O, futbol oynarken kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

O her iki kolunu da kırdı.
Translate from Turkish to English

Tom kolunu kaldırdı.
Translate from Turkish to English

Tom kolunu Mary'ye koydu ve onu yanağından öptü.
Translate from Turkish to English

Tom kolunu Mary'nin beline koydu.
Translate from Turkish to English

Tom futbol oynarken kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin kolunu yakaladı ve onu kapıya doğru çekti.
Translate from Turkish to English

Tom bir pala ile vampirin kolunu kopardı.
Translate from Turkish to English

Mary'nin kolunu bandajlayan kişi Tom'dur.
Translate from Turkish to English

Kurşun onun kolunu deldi.
Translate from Turkish to English

O, kolunu benim belime koydu.
Translate from Turkish to English

Ona elini veren kolunu kaptırır.
Translate from Turkish to English

Erkek kardeşim bir ağaçtan düştü ve kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

O kolunu uzattı.
Translate from Turkish to English

O, kolunu onun etrafına koydu.
Translate from Turkish to English

O tırnağı ile kolunu tırmaladı.
Translate from Turkish to English

Tom koşarken düştü ve kolunu kırdı.
Translate from Turkish to English

Tom kırılan kolunu alçıya aldırıyordu.
Translate from Turkish to English

Sonra, nihayet polis kolunu indirdi.
Translate from Turkish to English

Polis, çocuğun kolunu yakaladı.
Translate from Turkish to English

Kolunu ileri geri salla.
Translate from Turkish to English

Küçük kız kolunu onun boynuna koydu ve onun gözünün içine baktı, ama o hiçbir şey göremedi.
Translate from Turkish to English

Mary kolunu derinden kesti.
Translate from Turkish to English

Tom kapı kolunu denedi ama o dönmedi.
Translate from Turkish to English

Diğeri onun kolunu kavradı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin kolunu kibarca sıktı.
Translate from Turkish to English

O, kolunu çıkardı.
Translate from Turkish to English

Kolunu bana doladı.
Translate from Turkish to English

O onun kolunu tuttu.
Translate from Turkish to English

Çocuk senin kolunu kırmaya niyet etmedi.
Translate from Turkish to English

Tom bir kolunu kaybetti.
Translate from Turkish to English