Turkish example sentences with "kitabını"

Learn how to use kitabını in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Senin kitabını arabada bıraktım.
Translate from Turkish to English

Lütfen bana kitabını ödünç ver.
Translate from Turkish to English

Profesör White, geçen yıl ilk kitabını yayınlandı.
Translate from Turkish to English

Onun kitabını bitirmesi neredeyse imkansız görünüyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye onun İngilizce ders kitabını ödünç alıp alamayacağını sordu.
Translate from Turkish to English

Gerçek bir zevkle kitabını okudum.
Translate from Turkish to English

Jane geçen hafta bu kitabını bana ödünç verdi.
Translate from Turkish to English

O kitabını aldı.
Translate from Turkish to English

O, sana kitabını ödünç verecek.
Translate from Turkish to English

Lütfen kitabını bana ödünç ver.
Translate from Turkish to English

Bu yemek kitabını okuyacak mısın?
Translate from Turkish to English

Ders kitabını almayı unuttum.
Translate from Turkish to English

Tom ders kitabını arabada bıraktı.
Translate from Turkish to English

Onun kitabını ödünç aldığını hatırlıyor musun?
Translate from Turkish to English

Ders kitabını dikkatle okumalısın.
Translate from Turkish to English

Onun kitabını okuyorlar.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin kitabını ateşe fırlattı.
Translate from Turkish to English

Kitabını komşusuyla paylaştı.
Translate from Turkish to English

Matematik ders kitabını tekrar unutmamalısın.
Translate from Turkish to English

Kitabını kapat.
Translate from Turkish to English

Bana kitabını ver.
Translate from Turkish to English

Onlar onun kitabını okur.
Translate from Turkish to English

Kitabını açma.
Translate from Turkish to English

Kitabını buldun mu?
Translate from Turkish to English

Kitabını bulduğunu görüyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'a senin kitabını göstermek istedim.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye Fransızca ders kitabını ödünç alıp alamayacağını sordu.
Translate from Turkish to English

Kitabını oku.
Translate from Turkish to English

Kitabını okudum.
Translate from Turkish to English

Kitabını okuyorum.
Translate from Turkish to English

Kitabını okurum.
Translate from Turkish to English

Senin kitabını okudum.
Translate from Turkish to English

Tom kitabını açtı.
Translate from Turkish to English

Benim yazdığım yemek tarifi kitabını gördünüz mü?
Translate from Turkish to English

Benim yazdığım yemek tarifi kitabını gördün mü?
Translate from Turkish to English

Tom sadece kitabını okumaya devam etti ve Mary'yi görmezden geldi.
Translate from Turkish to English

Kitabını okumayı bitirdim.
Translate from Turkish to English

Tom'un yeni kitabını okudun mu?
Translate from Turkish to English

Tom bir çizgi roman kitabını açtı ve okumaya başladı.
Translate from Turkish to English

Tom Jackson'un yeni kitabını okudun mu?
Translate from Turkish to English

Susanna Tamaro'nun bir kitabını elimde tutuyorum.
Translate from Turkish to English

Kitabını karısına ithaf etti.
Translate from Turkish to English

Tom, bir kitabını bana veriyor.
Translate from Turkish to English

Ona kitabını veriyorum.
Translate from Turkish to English

Emily bana kitabını ödünç verdi. Sonra onu ona geri getireceğim.
Translate from Turkish to English

Gürcüce ders kitabını Emily'ye geri getirdim.
Translate from Turkish to English

Emily bana Gürcüce ders kitabını ödünç verdi.
Translate from Turkish to English

Büyük bir ihtimalle, bu ders kitabını kullanırsan, giriş sınavını geçeceksin.
Translate from Turkish to English

Kimse kitabını istemiyor.
Translate from Turkish to English

Millie kitabını okuyor.
Translate from Turkish to English

O, kitabını bu dile çevirmek için Çince eğitimi gördü.
Translate from Turkish to English

Önümüzdeki haftadan itibaren yeni ders kitabını kullanacağız.
Translate from Turkish to English

Onun kitabını okudum.
Translate from Turkish to English

Tom Jackson'ın kitabını okudunuz mu?
Translate from Turkish to English

Onlara senin kitabını göstermek istedim.
Translate from Turkish to English

Ona senin kitabını göstermek istedim.
Translate from Turkish to English

Tom Fransızca ders kitabını kaybetti.
Translate from Turkish to English

El kitabını kavramak imkansız.
Translate from Turkish to English

Bu çizgi roman kitabını onun kız kardeşinden ödünç aldım.
Translate from Turkish to English

Haruki Murakami'nin kitabını okudun mu?
Translate from Turkish to English

Tom Jackson ilk kitabını on üç yaşından önce yazdı.
Translate from Turkish to English

Tom kitabını yere bıraktı.
Translate from Turkish to English

Tom henüz kitabını açmadı.
Translate from Turkish to English

Hesabını kitabını yapabilirim.
Translate from Turkish to English

Senin kitabını okuyorum.
Translate from Turkish to English

Oğlan, kitabını okuyor.
Translate from Turkish to English

Genç çocuk kitabını okuyor.
Translate from Turkish to English

Tom ders kitabını kapattı.
Translate from Turkish to English

Hesabını kitabını yapalım.
Translate from Turkish to English

Yarın ona kitabını vereceğim.
Translate from Turkish to English

Yeni kitabını okumak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bize senin yeni kitabını anlat.
Translate from Turkish to English

Tom geçen yıl üç tane çocuk kitabını resimledi.
Translate from Turkish to English

O, logografik dildeki bir bilimkurgu kitabını okuyabilir mi? Onun okuyamayacağı logogramlar var mı?
Translate from Turkish to English

Tom parktaki banka oturdu ve kitabını okumaya başladı.
Translate from Turkish to English

Tom bana ders kitabını kaybettiğini söyledi.
Translate from Turkish to English

"Saat 6'ya kadar vegan" kitabını okudunuz mu? O, kilo kaybetmenin yeni bir yolunu anlatıyor.
Translate from Turkish to English

O yemek tarifi kitabını Tom'a kim verdi.
Translate from Turkish to English

Bu yemek tarifi kitabını ona kim verdi?
Translate from Turkish to English

O yemek tarifi kitabını sana kim verdi?
Translate from Turkish to English

Kitabını dolabına koy.
Translate from Turkish to English

Mary henüz kitabını açmadı.
Translate from Turkish to English

Bana kitabını ödünç verir misin?
Translate from Turkish to English

Tom sınıfa ders kitabını getirmeyi unuttu.
Translate from Turkish to English

Kitabını kaybettiğinden emin misin yoksa sadece onu yanlış bir yere mi koydun?
Translate from Turkish to English

Tom'un kitabını geri verdin mi?
Translate from Turkish to English

Eğer onu bitirirsem kitabını perşembe günü iade edeceğim.
Translate from Turkish to English

O bana önceki sabah ders kitabını kaybettiğini söyledi.
Translate from Turkish to English

O yemek tarifi kitabını ona kim verdi?
Translate from Turkish to English

Ben senin kitabını okuyorum.
Translate from Turkish to English

Kitabını görebilirim.
Translate from Turkish to English

Tom'un birinci kitabını ikincisinden daha çok sevdim.
Translate from Turkish to English

Kitabını büyük bir özenle okuyacağım.
Translate from Turkish to English

Tom üç ders kitabını ortak yazdı.
Translate from Turkish to English

Hangi ders kitabını kullanıyorsunuz?
Translate from Turkish to English

"Yabancı bir ülkede İngilizce öğretmek" kitabını faydalı bulmadım.
Translate from Turkish to English

Tom sadece kendi kitabını satmakla ilgileniyor.
Translate from Turkish to English

Tom kitabını okumayı kesti ve Mary'ye baktı.
Translate from Turkish to English

O bir saat boyunca kitabını aradı.
Translate from Turkish to English

Dersin ilk günü, ödevini yapmak için ihtiyaç duyduğu ders kitabını satın aldı.
Translate from Turkish to English

Kitabını bana ödünç verebilir misin, lütfen ?
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: görüşebildiğim, mutluyum, Yakınlardaki, kasabada, yaşıyordu, Kulübe, katılmaz, mısın, katılmak, isteyenler.