Learn how to use kendilerini in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Gençler, kendilerini bir şeye yaşlı insanlardan daha çabuk adapte ederler.
Translate from Turkish to English
Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.
Translate from Turkish to English
Kadınlar kendilerini özel hissettiren erkekler gibidir.
Translate from Turkish to English
1847 yılında, onlar kendilerini bağımsız ilan ettiler.
Translate from Turkish to English
İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.
Translate from Turkish to English
Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary kendilerini birbirlerine adadılar.
Translate from Turkish to English
Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
Translate from Turkish to English
Hırsızlar, kendilerini bekleyen bir arabayla kaçtılar.
Translate from Turkish to English
Onlar kendilerini silahlarla silahlandırdılar.
Translate from Turkish to English
İnsanlar kendilerini yıkamalılar.
Translate from Turkish to English
Güneşte kendilerini kuruladılar.
Translate from Turkish to English
Kendilerini gölgelerde sakladılar.
Translate from Turkish to English
Nehirde kendilerini yıkadılar.
Translate from Turkish to English
Hata olduğu için kendilerini suçladılar.
Translate from Turkish to English
Hamam böcekleri gün boyunca kendilerini gizler.
Translate from Turkish to English
Kendilerini yönetme hakkı istediler.
Translate from Turkish to English
Habere şaşırmaktan kendilerini alamadılar.
Translate from Turkish to English
Çocuklara kendilerini nasıl koruyacaklarını anlatmalıyız.
Translate from Turkish to English
Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
Translate from Turkish to English
Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary kendilerini birbirlerine tanıttılar.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary'nin kendilerini Fransızca olarak ifade etme sorubları vardı.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary Fransızca olarak kendilerini ifade edebildiler.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary kendilerini savunamadılar.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary kendilerini affedemediler.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary birbirlerine gülümsemekten kendilerini alamadılar.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary Fransızca olarak kendilerini ifade edemediler.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary yanlış giden her şey için kendilerini suçladılar.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary kendilerini bıçaklarla silahlandırdılar.
Translate from Turkish to English
İnsanlara kendilerini yönetmek için izin verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Translate from Turkish to English
Birçok çiftçi kuraklık sırasında beslenme maliyetlerinde tasarruf etmek için kendilerini stoktan mahrum bırakmak zorunda kaldılar.
Translate from Turkish to English
Bazı bitkiler kendilerini soğuğa uyduramıyorlar.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary kendilerini öldürdüler.
Translate from Turkish to English
Bu öğrenciler öğrenmek istemiyorlar. Sadece kendilerini eğlendirmek istiyorlar.
Translate from Turkish to English
Aynada kendilerini inceliyorlar.
Translate from Turkish to English
Tatoeba kullanıcıları kendilerini yalnız ve çaresiz hissetmemeliler.
Translate from Turkish to English
Kendilerini incitebileceklerinden korktum.
Translate from Turkish to English
Kendilerini uyardım.
Translate from Turkish to English
Kendilerini savunamadılar.
Translate from Turkish to English
Böyle bir dünyada bireylerin kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak tek unsur, hukuki güvenceler olabilir.
Translate from Turkish to English
İnsanlar daima kendilerini haklı görürler.
Translate from Turkish to English
Genlerin kendilerini nasıl ifade ettiklerini kontrol altına alabilecek yeni teknolojiler geliştiriliyor.
Translate from Turkish to English
İnsanlar kendilerini korumak için sığınaklar tasarladı.
Translate from Turkish to English
Çocuklarımızı kendilerini incitmekten nasıl koruruz?
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary birbirlerine bakmaktan kendilerini alamadılar.
Translate from Turkish to English
O kekelemeye başladığında sınıf arkadaşları gülmekten kendilerini alamadılar.
Translate from Turkish to English
Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.
Translate from Turkish to English
Şu kana susamış köpeklerden kendilerini korumak için onlar bahçeye koştular.
Translate from Turkish to English
Çocuklar ebeveynleri boşandığı zaman çoğunlukla kendilerini suçlarlar.
Translate from Turkish to English
Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.
Translate from Turkish to English
Ve onlar kendilerini Narnia denen sihirli bir dünyada buldular.
Translate from Turkish to English
Çocuklara kendilerini nasıl savunacaklarını öğretmemiz gerek.
Translate from Turkish to English
Üç öğrenci kısa konuşmalar yaptılar ve kendilerini ve de ülkelerini tanıttılar.
Translate from Turkish to English
Benim bildiğimden çok daha fazla bilen matematikçiler kendilerini açıkça ifade edemedikleri zaman bundan hoşlanmam.
Translate from Turkish to English
İnsanlar kendilerini güvende hissetmek isterler.
Translate from Turkish to English
Ben düşmanlarımı kendilerini asmaktan asla engellemem.
Translate from Turkish to English
Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.
Translate from Turkish to English
Yüzyıllar önce evli Japon kadınlar kendilerini güzelleştirmek için dişlerini karartırlardı.
Translate from Turkish to English
Onlar birkaç içki içti ve kendilerini birlikte yatarken buldular.
Translate from Turkish to English
Öğrenciler sıkılırlarsa kendilerini eğlendirmek için yollar bulurlar.
Translate from Turkish to English
Şiddetli yangınlar kısa sürede kendilerini tamamen yakarlar.
Translate from Turkish to English
Onlar kendilerini yaktı.
Translate from Turkish to English
Aynada kendilerini gördüler.
Translate from Turkish to English
Onların hepsi kendilerini öldürdü.
Translate from Turkish to English
Gelecekte arabalar kendilerini sürecekler.
Translate from Turkish to English
Onlar kendilerini suçlamalı.
Translate from Turkish to English
Küçük çocuklar anne-babalarının ayrılmasıyla çok büyük stres altına girebilir ve çoğu zaman da evliliğin yıkılmasının sebebi olarak kendilerini suçlarlar.
Translate from Turkish to English
Mutlu insanlar kendilerini öldürmez.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary davet edildiler, bu yüzden kendilerini gitmek zorunda hissettiler.
Translate from Turkish to English
Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
Translate from Turkish to English
Onlar kendilerini kanıtladılar.
Translate from Turkish to English
Bazı insanlar kendilerini öldürdüler.
Translate from Turkish to English
Rehin tutanlar kendilerini patlayıcılarla silahlandırmıştı.
Translate from Turkish to English
Onların kendilerini güvende hissetmeleri gerek.
Translate from Turkish to English
Onlar kendilerini balıkçı olarak kamufle etti ve bir tekne ile kaçtı.
Translate from Turkish to English
Kendilerini düşünmekten engellemek için sadece okuyan pek çok insan vardır.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary duvarda asılı aynada kendilerini gördüler.
Translate from Turkish to English
Latinler başkalarına el pençe divan dururken, kendilerini incelikle tanıtamaz!
Translate from Turkish to English
Onlar kendilerini yönetir.
Translate from Turkish to English
Herkes ne pahasına olursa olsun kendilerini zenginleştirmek istiyor, ne pahasına olursa olsun.
Translate from Turkish to English
Onlar kendilerini feda etmeyecekler.
Translate from Turkish to English
Birçok ülke kendilerini şarbon ve çiçeğe karşı daha iyi korumak için önlemler alıyor.
Translate from Turkish to English
Sorun sadece kendilerini düşünüyor olmaları.
Translate from Turkish to English
Öğrencilerin teker teker ayağa kalktılar ve kendilerini tanıttılar.
Translate from Turkish to English
Yönetim binasını işgal eden öğrenciler kendilerini öldürmekle tehdit ettiler.
Translate from Turkish to English
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
Translate from Turkish to English
Kadınlar kendilerini Tom'a attılar.
Translate from Turkish to English
İnsanların kendilerini savunma hakları vardır.
Translate from Turkish to English
Onlar çocuklarının kendilerini affetmesi için dua etti.
Translate from Turkish to English
Hitler ve Getúlio Vargas kendilerini öldürdüler.
Translate from Turkish to English
Birçok Rus kendi telefonları ile kendilerini fotoğraflarken öldüler.
Translate from Turkish to English
Onlar, oğullarının vahşi davranışlarıyla kendilerini rezil hissettiler.
Translate from Turkish to English
Onlar kendilerini güneşte ısıttılar.
Translate from Turkish to English
Gardiyanların kendilerini kim koruyacak?
Translate from Turkish to English
Kendilerini kandırmak için gençlerin yeteneğini hafife aldım.
Translate from Turkish to English
Kendilerini bile tanımıyorlar.
Translate from Turkish to English
Protestocular alanının ağaçlarının yok edilmesini önlemek için kendilerini ağaçlara zincirliyorlar.
Translate from Turkish to English
İnsanlar neden kendilerini öldürürler?
Translate from Turkish to English
İnsanlar genlerin kendilerini yaymak için kullandığı araçlardır.
Translate from Turkish to English
Onlar evlilik için kendilerini kurtarmak için anlaştılar.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: oyuncusu, olmak, Japoncayı, Japonya'da, oynamak, öğreniyorum, Ateşin, var, mı, Şu.