Turkish example sentences with "kaybetmek"

Learn how to use kaybetmek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Kaybetmek istemediğim sevgidir.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi kaybetmek istemiyor.
Translate from Turkish to English

Onu sonsuza kadar kaybetmek yerine, bir arkadaşına karşı sabırlı ol.
Translate from Turkish to English

Bu maçı kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

İtibarını kaybetmek aşağılanmak anlamına gelir.
Translate from Turkish to English

Savaşı kaybetmek bizim için ne anlam taşıyacak?
Translate from Turkish to English

Anahtarı kaybetmek senin dikkatsizliğindi.
Translate from Turkish to English

Seni kaybetmek istemiyorum, Tom.
Translate from Turkish to English

Seni tekrar kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Seni bir arkadaş olarak kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Ben onu kaybetmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Artık onu daha fazla kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Onu tekrar kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Onu kaybetmek istemedim, o arkadaşlarımızdan çok etkilenmedi mi?
Translate from Turkish to English

Kilo kaybetmek için biraz spor yapmalısın.
Translate from Turkish to English

İşimi kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'u kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'u kaybetmek istemem.
Translate from Turkish to English

Seni kaybetmek istemem.
Translate from Turkish to English

Seni kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Sizi kaybetmek istemem.
Translate from Turkish to English

Sizi kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom'u kaybetmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Mary'yi hiçbir zaman kaybetmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Tüm bir haftayı kaybetmek istemez.
Translate from Turkish to English

Tom kaybetmek istemedi.
Translate from Turkish to English

Hiç zaman kaybetmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Sağlığı kaybetmek parayı kaybetmekten daha önemlidir.
Translate from Turkish to English

Yabancı bir ülkede pasaportunu kaybetmek valizini kaybetmekten veya cüzdanını çaldırmaktan daha kötüdür.
Translate from Turkish to English

Dinleyin, ben işimi kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Sen olsaydın, onu tekrar kaybetmek ister miydin?
Translate from Turkish to English

Sevmek ve kaybetmek hiç sevmemekten daha iyidir.
Translate from Turkish to English

Ne kaybetmek zorundayım?
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi kaybetmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English

Kilo kaybetmek için biraz spor yapsan iyi olur.
Translate from Turkish to English

Yapmak istediğim son şey zaman kaybetmek.
Translate from Turkish to English

Birkaç pound kaybetmek isteyebilirsin.
Translate from Turkish to English

Onları kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Onu kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Onları kaybetmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Onu kaybetmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Seni kaybetmek istemiyorum Mary.
Translate from Turkish to English

Neden kaybetmek istersin?
Translate from Turkish to English

Onlardan bazıları biraz aşırı olmasına rağmen fikirlerimi kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Erkek arkadaşımı kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Kilo kaybetmek için diyete başlamak zorundayım.
Translate from Turkish to English

Ne kadar kazanırsan o kadar kaybetmek zorundasın.
Translate from Turkish to English

Ne kadar az kazanırsan o kadar az kaybetmek zorundasın.
Translate from Turkish to English

Kazanmak yok, kaybetmek yok, biz tamamen eşitiz.
Translate from Turkish to English

Ne kaybetmek zorundayız?
Translate from Turkish to English

Mary'yi kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Onu kaybetmek istemiyorsun.
Translate from Turkish to English

İtibarımı kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Sadece seni kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

On paund kaybetmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Karımı kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Kesinlikle işimi kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Daha fazla zaman kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom seni kaybetmek istemiyor.
Translate from Turkish to English

Depozitomu kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Ben hiç zaman kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Kaybetmek bizim için kaçınılmazdı.
Translate from Turkish to English

Sizi yaşatmak hiçbir şey kazandırmaz, kaybetmek ise hiçbir kayıp getirmez.
Translate from Turkish to English

Ben kontrolü kaybetmek üzereyim ve sanırım bunu seviyorum!
Translate from Turkish to English

Biraz kilo kaybetmek isterim.
Translate from Turkish to English

Kaybetmek hayal kırıklığıydı.
Translate from Turkish to English

Bu konuda daha fazla zaman kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Seni kaybetmek istemiyoruz.
Translate from Turkish to English

Kilo kaybetmek için en iyi yol daha az yemek ve daha çok egzersiz yapmak.
Translate from Turkish to English

Kaybetmek hiç eğlenceli değil.
Translate from Turkish to English

Kaybetmek eğlenceli değil.
Translate from Turkish to English

Allah'a olan inancını kaybetmek referans noktaları kaybetmektir.
Translate from Turkish to English

Ne kaybetmek zorundasın?
Translate from Turkish to English

Ben kaybetmek istemedim.
Translate from Turkish to English

Ben otuz kilo kaybetmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Onlar artık kaybetmek istemiyorlar.
Translate from Turkish to English

Seni yine kaybetmek istemiyorum, Tom.
Translate from Turkish to English

Benim bir işim var ve onu kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Bir çatışmayı kaybetmek savaşı kaybetmek anlamına gelmez.
Translate from Turkish to English

Bir çatışmayı kaybetmek savaşı kaybetmek anlamına gelmez.
Translate from Turkish to English

Birkaç pound kaybetmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Mary biraz yağ kaybetmek istiyor ama Tom onun bunu yapmaması gerektiğini düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Her şeyini kaybetmek nasılmış?
Translate from Turkish to English

Her şeyi kaybetmek nasıl bir duygu?
Translate from Turkish to English

Onlar kaybetmek zorundalar.
Translate from Turkish to English

Bir arkadaşı bulmak zor ve kaybetmek kolaydır.
Translate from Turkish to English

Kilo kaybetmek için daha az tatlı yemelisin.
Translate from Turkish to English

Kilo kaybetmek için tatlıyı azaltmalısın.
Translate from Turkish to English

Biz kaybetmek istemiyoruz.
Translate from Turkish to English

Olmaz biliyorum. Ama seni bir arkadaş olarak kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Hiçbir hata yapmamak ve hâlâ kaybetmek mümkündür. Bu bir zayıflık değil; Bu hayattır.
Translate from Turkish to English

Kaybetmek umurumda değil.
Translate from Turkish to English

Evimi kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom ehliyetini kaybetmek istemedi.
Translate from Turkish to English

Ben onu kaybetmek istememiştim.
Translate from Turkish to English

Sami karısını kaybetmek istemedi.
Translate from Turkish to English

Sami karısını kaybetmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English

Leyla pozisyonunu kaybetmek üzereydi.
Translate from Turkish to English

Leyla makamını kaybetmek üzereydi.
Translate from Turkish to English

Tom karısını kaybetmek istemedi.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: adını, taktığı, papağanın, önünde, yuvarlak, tepsi, tutuyor, doğmuş, olmayı, tercih.