Learn how to use kalır in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Acele yürüyen yolda kalır.
Translate from Turkish to English
Söz uçar, yazı kalır.
Translate from Turkish to English
Pazartesi günleri çoğunlukla okula geç kalır.
Translate from Turkish to English
İnsanlar gelirler ve giderler fakat dünya kalır.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.
Translate from Turkish to English
"Bay Smith ile konuşabilir miyim?" "Hatta kalır mısınız?"
Translate from Turkish to English
O, tehlike karşısında sakin kalır.
Translate from Turkish to English
Hafif-kavrulmuş kahve markaları en popüler kalır.
Translate from Turkish to English
Sorun çözülmeden kalır.
Translate from Turkish to English
Nüfus sabit kalır.
Translate from Turkish to English
Bir insan ne ekerse onu biçmek zorunda kalır.
Translate from Turkish to English
Otel kış boyunca kapalı kalır.
Translate from Turkish to English
Saatim bir günde iki dakika geri kalır.
Translate from Turkish to English
Saatim bir günde üç dakika geri kalır.
Translate from Turkish to English
Saatim bir günde beş dakika geri kalır.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman geç kalır.
Translate from Turkish to English
Banka sekizden ikiye kadar açık kalır.
Translate from Turkish to English
Tom nadiren geç kalır.
Translate from Turkish to English
Tom okula nadiren geç kalır.
Translate from Turkish to English
Tom randevulara nadiren geç kalır.
Translate from Turkish to English
Tom oldukça sık okula geç kalır.
Translate from Turkish to English
Tom sık sık işe geç kalır.
Translate from Turkish to English
Tom sık sık okula geç kalır.
Translate from Turkish to English
Tom genellikle beş yıldızlı otellerde kalır.
Translate from Turkish to English
Tom çoğunlukla oldukça geç kalır.
Translate from Turkish to English
Dava karar verilmeden kalır.
Translate from Turkish to English
Okulumuzdaki birçok öğrenci gibi, Tom geç saatlere kadar gece eğitimine kalır.
Translate from Turkish to English
Dick bazen okula geç kalır.
Translate from Turkish to English
Kate hafta sonları Izu'da kalır.
Translate from Turkish to English
Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.
Translate from Turkish to English
Ondan iki çıkarsa sekiz kalır.
Translate from Turkish to English
O, sık sık işe geç kalır.
Translate from Turkish to English
O, zaman sınıfa geç kalır.
Translate from Turkish to English
O, sık sık okula geç kalır.
Translate from Turkish to English
O, onunla temas halinde kalır.
Translate from Turkish to English
Sorun çözümsüz kalır.
Translate from Turkish to English
Cinayet gizem olarak kalır.
Translate from Turkish to English
O, her zaman okula geç kalır.
Translate from Turkish to English
O, pazar günü nadiren evde kalır.
Translate from Turkish to English
O, Pazar günleri her zaman evde kalır.
Translate from Turkish to English
O, Pazar günleri nadiren evde kalır.
Translate from Turkish to English
Anne her gün evde kalır.
Translate from Turkish to English
O, her zaman gece geç saatlere kadar uyanık kalır.
Translate from Turkish to English
O, her gelişinde uzun süre kalır.
Translate from Turkish to English
Mike her zaman sakin kalır.
Translate from Turkish to English
10 dan 6 çıkarsa ne kalır?
Translate from Turkish to English
O, okula nadiren geç kalır.
Translate from Turkish to English
Bir süre burada kalır mısın?
Translate from Turkish to English
Bazen okula geç kalır.
Translate from Turkish to English
Saatim haftada üç dakika geri kalır.
Translate from Turkish to English
Randevularına nadiren geç kalır.
Translate from Turkish to English
Bu saat günde üç dakika geri kalır.
Translate from Turkish to English
Randevularına nadiren, kırk yılda bir, geç kalır.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman geç kalmaz fakat sık sık kalır.
Translate from Turkish to English
Lütfen bir süreliğine burada kalır mısın?
Translate from Turkish to English
O, her zaman mümkün olduğunca geç saatlere kadar yatakta kalır.
Translate from Turkish to English
Sekizden üç çıkarsa beş kalır.
Translate from Turkish to English
Nihai karar başkana kalır.
Translate from Turkish to English
Yalnız kalır kalmaz mektubu açtı.
Translate from Turkish to English
Hafta sonu sık sık evden uzakta kalır.
Translate from Turkish to English
O nadiren geç kalır.
Translate from Turkish to English
Hiç evde kalır mısın?
Translate from Turkish to English
Okul geceleri, Tom saat dokuzda yatar fakat cuma ve cumartesi günleri çok daha geç saatlere kadar kalır.
Translate from Turkish to English
Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen sen, sen ile ben arasında ne fark kalır ki söyle.
Translate from Turkish to English
298'den 290 çıkarsa geriye 8 kalır.
Translate from Turkish to English
Beni sevmeyecekse evlenmemizin bir anlamı kalır mı?
Translate from Turkish to English
Kim şarap, kadın ve şarkı sevmez; bütün hayatı boyunca aptal kalır.
Translate from Turkish to English
Hikayenin en üzücü kısmı söylenilmek için kalır.
Translate from Turkish to English
Sorun çözülmemiş kalır.
Translate from Turkish to English
O köyde sadece bir aile kalır.
Translate from Turkish to English
Sonuç görülmek için kalır.
Translate from Turkish to English
Bunun temel anlamı aynı kalır.
Translate from Turkish to English
Bir resmin genel anlamı açık görünse de, buna rağmen, onun içeriğinin tam çözümü şüpheli kalır.
Translate from Turkish to English
Sekizden üç çıkarırsan beş kalır.
Translate from Turkish to English
Kapı kapalı kalır.
Translate from Turkish to English
Şarabı, kadını ve şarkıyı sevmeyen bütün ömrü boyunca bir aptal kalır.
Translate from Turkish to English
Durum değişmeden kalır.
Translate from Turkish to English
Kamuoyu dengesi onun lehine kalır.
Translate from Turkish to English
Onun ölümünün sebebi bir sır olarak kalır.
Translate from Turkish to English
O utangaç ve her zaman arka planda kalır.
Translate from Turkish to English
Akbabalar tarafından gagalanan ölü bir geyik, diğer hayvanlar tarafından kısmen yenilmiş kalır, o tür çürümüş ete leş denir.
Translate from Turkish to English
O ona bağlı olduğu için, insanlığın geleceği belirsiz kalır.
Translate from Turkish to English
Bilgelik yolunda yürümek isteyen hatadan korkmamalı, zira ne kadar çok gelişme yaparsa yapsın hiç önemi yok, onun amacı elde edilemeyecek kadar uzak kalır.
Translate from Turkish to English
Soran beş dakika bir aptaldır fakat sormayan her zaman bir aptal kalır.
Translate from Turkish to English
Düşünce alanında, saçmalık ve sapkınlık dünyanın ustaları olarak kalır, ve onların hakimiyeti ancak kısa süreler için askıya alınır.
Translate from Turkish to English
Her şey gelir ve gider ama aşk her zaman sonunda kalır.
Translate from Turkish to English
Zaman geçmez ya da gitmez, zaman içimizde kalır.
Translate from Turkish to English
Yaralar iyileşir, izleri kalır.
Translate from Turkish to English
İki komşu ülke arasındaki sınır kapalı kalır.
Translate from Turkish to English
Bir pislik her zaman bir pislik kalır!
Translate from Turkish to English
Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır.
Translate from Turkish to English
Mantıklı bir adam tarafından söylenilen bir yalan bir yalan kalır.
Translate from Turkish to English
Gördüğünüz gibi, madde kaybolur, sadece ruh kalır.
Translate from Turkish to English
İlk öpücüğün tadı benim bellekte canlı kalır.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman derse geç kalır.
Translate from Turkish to English
Zaman değişebilir ama insan doğası aynı kalır.
Translate from Turkish to English
Tom genellikle gece geç saatlere kadar kalır.
Translate from Turkish to English
Tom henüz kalkmadı. O genellikle 7.30'a kadar yatakta kalır.
Translate from Turkish to English
Biraz daha kalır mısın?
Translate from Turkish to English
Lütfen biraz daha kalır mısın?
Translate from Turkish to English
Tom her zaman pazar günleri öğleye kadar yatakta kalır.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: şöhretine, rağmen, mutsuz, yapacağımı, Betty, klasik, müziği, Kâğıdın, Restoranımız, Güney.