Turkish example sentences with "kızla"

Learn how to use kızla in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O, Kanadalı bir kızla evlendi.

Amerikalı bir kızla tanıştım.

Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.

Daha önce o kızla karşılaştım.

"Ne! Sen hâlâ o kızla birlikte misin?" ve biz cevaplarız: " Ne yapabilirim!, onu seviyorum!"

Tom daha yaşlı bir kızla evlendi.

Tom'un kız arkadaşı onu başka bir kızla gördü.

Kasabadaki en güzel kızla evleniyorum.

O beni güzel bir kızla tanıştırdı.

O, zengin bir kızla evlendi.

Çocuk kızla alay etti.

O kızla tokalaştı.

Onun gibi bir kızla evlenmek istiyorum.

Onun diğer bir kızla yürüdüğünü görmek onu kıskandırdı.

Amerikan bir kızla tanıştım.

Seni güzel bir kızla tanıştıracağım.

Bu küçük kızla ne yapmamı istiyorsun?

Güzel bir kızla tanışmak istiyor.

Dün eve giderken kızla tanıştı.

O kendisi için seçtiği kızla evlendi.

Başka bir kızla konuştuğunda onu kıskanıyordu.

Başka bir kızla konuştuğunda, o kıskanmıştı.

Babası onların ailesi gibi aynı dini inançları paylaşmayan bir kızla onun nişanını tasdik etmedi.

Çok genç bir kızla evlendi.

Tom görünüşte Mary adlı bir kızla çıkıyor.

Ben bakire bir kızla evlenmek istiyorum.

O başka bir kızla dans ediyor.

Mary okulda yeni bir kızla arkadaş oldu.

Tom yerli bir kızla evlendi.

Tom kapı komşusu kızla evlendi.

Tom Bostonlu bir kızla evlendi.

Tom Fransızca konuşamayan bir kızla evlendi.

Bu hatalı kızla ne yapacağız?

Güzel bir kızla evlenmek için iyi şansı vardı.

Hâlâ aynı kızla mı görüşüyorsun?

Tom başka bir kızla dans ediyor.

Tom'un bir Japon kızla çıktığı doğru mu?

Bu kızla tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Mary adında bir kızla tanıştın mı?

Tom kendinden çok daha genç bir kızla evlendi.

Tom'la tanıştığımda Mary adlı bir kızla çıkıyordu.

Bir kızla tanıştım.

Bir kızla çıktın mı hiç?

Daha önce bu kızla tanıştım.

Beni tatlı bir kızla tanıştır, lütfen.

Bir zamanlar tam Mary gibi bir kızla çıkıyordum.

Hâlâ aynı kızla mı flört ediyorsun?

O kızla nereye gittin?

Yeni kızla tanıştın mı?

Onun güzel bir kızla evlenme şansı vardı.

Tom Bostonlu zengin bir kızla evlendi.

Tom'u bir kızla el ele tutuşurken gördüm.

Tom yarı yaşında bir kızla partiye geldi.

Bana bahsettiğin kızla konuştum.

Tom bir kızla birlikteydi ama onun kim olduğunu görmeyi başaramadım.

Bir kızla buluşmak için dışarı çıktı.

Tom Mary adında bir kızla konuşurken basamaklarda oturdu.

Geçen gün parkta kızla tanıştım ve onu tekrar gördüm.

Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.

Tom'u başka bir kızla dans ederken gördüm.

Video oyunu oynamayı seven bir kızla evlenmek istiyorum.

Bir Amerikalı kızla tanıştım.

Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

Beni Tom'la konuşan kızla tanıştırabilir misin?

Lütfen beni Tom'la konuşan çekici kızla tanıştır.

Gelecek cuma Mary isimli bir kızla çıkacağım.

Mary isimli bir kızla çıkıyorum.

Tom'un güzel bir kızla konuştuğunu gördüm.

Tom yaklaşık kendi yaşında bir kızla tanıştı.

Daha önce bir kızla hiç öpüşmedim.

Tom adı "s" ile biten bir kızla hiç çıkmadı.

Çok daha genç bir kızla flört etmek onun için bir sorun değildi.

O kızla ne yapmayı amaçlıyorsun?

Dan hiç sevmediği bir kızla mutsuz bir evliliğe zorlandı.

Görünüşe göre, o Tatoeba adındaki bir Japon kızla buluşuyor.

Tom barda bir kızla flört ediyor.

Mary adında bir kızla çıkıyorum.

Bugün en inanılmaz kızla tanıştım.

O koyu saçlı İtalyan bir kızla evlendi.

Tom, Mary adında bir kızla buluşmaya gitti.

Penceredeki kızla tanışmak ve konuşmak istedim.

Dün Tom'u bir restoranda gördüm. O bir kızla konuşuyordu.

O bir kızla konuşuyordu.

Lütfen beni sevimli bir kızla tanıştır.

Erkek çocuğu bir kızla konuşurken suskundu.

O başka bir kızla konuştuğunda kıskanıyordu.

O, kolunda güzel bir kızla geldi.

Daha önce Tom'u bir kızla hiç görmedim.

Tom ilk kez iki kızla aynı anda çıkmıyordu.

O bir Japon kızla buluşuyor.

Ondan daha yaşlı bir kızla evlendi.

Kızla daha önce tanıştığım için onu hemen tanıdım.

Oyuncu bir kızla evlenmek istiyorum.

Sen aslında başka bir kızla çıkmamı önermiyorsun, değil mi?

Tom yeni bir kızla çıkmaya başladı ama o konuyu Mary'ye söylemedi.

Tom ebeveynlerinin evlenmesini istediği kızla evlenmedi.

Ben artık o kızla kazları gütmeyi reddediyorum.

Geçen gün parkta karşılaştığım kızla tekrar karşılaştım.

Tom zengin bir kızla evlendi.

O sonunda Paris'te tanıştığı kızla evlenme kararını verdi.

Tom Kanadalı bir kızla evlendi.

Also check out the following words: yedik, dolara, Merhaba, nasılsın, İyi, akşamlar, Şikago, kız, kim, Amerika'da.