John'a güvenebilirsin. O seni asla hayal kırıklığına uğratmayacak.
Translate from Turkish to English

John'a kendisini aradığımı söyle lütfen.
Translate from Turkish to English

Saatimi John'a tamir ettireceğim.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye John'a gerçeği söylemesi için baskı yaptı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi John'a yardım ettirmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin yapacağını söylediğini yapmadığı için John'a özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi John'a tanıttı.
Translate from Turkish to English

Tom, John'a vurduğu için Mary'yi suçlamadı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin ev ödevinde John'a yardım etmesini rica etti.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a bir mesaj iletmesini rica etti.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a âşık olduğunu biliyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a davranma tarzından hoşlanmıyor.
Translate from Turkish to English

Tom yeni icadını hem John'a hem de Mary'ye tanımladı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a söylediğine istemeden kulak misafiri oldu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a göz kulak olmasını rica etti.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi John'a tanıştırdığından pişmanlık duyuyor.
Translate from Turkish to English

Öğretmen John'a bir ödül verdi.
Translate from Turkish to English

Tom John'a benzemiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a göz kulak olmasını rica etti.
Translate from Turkish to English

O, mektubu John'a gönderdi.
Translate from Turkish to English

O cesareti için John'a hayrandır.
Translate from Turkish to English

John'a saatimi tamir ettireceğim.
Translate from Turkish to English

John'a bir albüm satın aldım.
Translate from Turkish to English

Arabamı John'a güvenemem.
Translate from Turkish to English

O, John'a kazadan bahsetmedi.
Translate from Turkish to English

Lütfen John'a aradığımı söyleyin.
Translate from Turkish to English

Mary John'a sırrı söyledi.
Translate from Turkish to English

Gelip John'a anlattılar.
Translate from Turkish to English

Liderleri olarak John'a saygı duyuyorlardı.
Translate from Turkish to English

Londra'dayken Mary ve John'a rastladım.
Translate from Turkish to English

Mary eve giderken beklenmedik bir biçimde John'a rastladı.
Translate from Turkish to English

John'a olanları duydun mu?
Translate from Turkish to English

John'a olanı duydun mu?
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom John'a benziyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a kızgın olduğunu fark etti.
Translate from Turkish to English

Tom John'a saygıyla davranmadığı için Mary'yi azarladı.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary John'a bir hediye almak için paralarını birleştirdiler.
Translate from Turkish to English

Tom Mary ve John'a biraz patates cipsi sundu.
Translate from Turkish to English

Tom John'a çaktırmadan yumruk atmaya çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a baktığını fark etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den aldığı e-postayı John'a iletti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary hakkında onun John'a söylemeyeceğini umduğu belirli şeyler biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a karşı neler hissettiğini biliyor mu?
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary, John'a çok kızgınlar.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a gülümsediğini gördü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den gelen notu okudu ve sonra onu John'a verdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a bir doğum günü hediyesi almasını istedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a kazadan bahsetmesini istedi.
Translate from Turkish to English

Tom John'a vermesi için Mary'ye bir mesaj verdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye John'a karşı daha kibar olması gerektiğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a daha kibar olmasını istedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin neden John'a vurduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a aşık olacağını hiç beklemiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'den onlarla Boston'a gitmeyi planlayıp planlamadığını John'a sormasını istedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a ne söyleyeceğini merak ediyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye John'a özür dilemesini önerdi.
Translate from Turkish to English

Tom John'a av tüfeğini almasını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye John'a güvenmemesini söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a yalan söylediğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom John'a yardım edeceğine dair Mary'ye söz verdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a yardım etmesini istiyor.
Translate from Turkish to English

Tom John'a çok benziyor.
Translate from Turkish to English

Tom John'a çok benziyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, John'a yardım etmesi için Mary'yi ikna etti.
Translate from Turkish to English

Hem Tom hem de Mary, John'a teşekkür ettiler.
Translate from Turkish to English

John'a göre, banka saat üçte kapatır.
Translate from Turkish to English

Tom biraz John'a benziyor.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary her ikisi de John'a güveniyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary her ikisi de John'a bakıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary'nin her ikisi de John'a koçluk yapıyor.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary her ikisi de John'a baktı.
Translate from Turkish to English

Hem Tom hem de Mary John'a baktılar.
Translate from Turkish to English

Hem Tom hem de Mary John'a koçluk yapıyor.
Translate from Turkish to English

Hem Tom hem de Mary John'a baktı.
Translate from Turkish to English

Hem Tom hem de Mary sadece John'a bakıyor.
Translate from Turkish to English

Hem Tom hem de Mary bir şey söylemeden John'a baktılar.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a yardım etmesini istedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin yeni arabasının bir resmini çekti ve onu John'a gönderdi.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary birbirlerine ve sonra da John'a baktılar.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye onun ne yaptığını John'a söylemeyeceğine dair söz verdi.
Translate from Turkish to English

Tom John'a söylemeyeceğine dair Mary'ye söz verdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a söylemek istemediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom'a Mary'nin zaten John'a söylediğini söyle.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye söyledi ve Mary John'a söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a söylemeyeceğini biliyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a bağırdığını duydu.
Translate from Turkish to English

Tom John'a bir doğum günü hediyesi almak için Mary'den otuz dolar ödünç aldı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'ye onun John'a bir fincan kahve ikram etmesini önerdi.
Translate from Turkish to English

Onu John'a verir.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'ye üç dolar ve John'a otuz dolar verdi.
Translate from Turkish to English

Mary, çocuklara göz kulak olmadığı için John'a çullandı.
Translate from Turkish to English

Tom kime inanacağını bilmiyor: John'a mı yoksa Mary'ye mi?
Translate from Turkish to English

Tom'un John'a benzediğini sana söyledim.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a ne söylediğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a ne söylediğini bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom John'a Mary'nin soyadını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary birbirine baktı ve sonra da tekrar John'a baktılar.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a karşı daha kibar olmasını istedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a neden tokat attığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom John'a ölüp yere düşene kadar ateş etti.
Translate from Turkish to English