Turkish example sentences with "inatçı"

Learn how to use inatçı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O kendi görüşüne göre inatçı.

Tom oldukça inatçı.

Mary özür dilemeyecek kadar çok inatçı.

O inatçı.

Yaşlandın ve inatçı oldun.

Büyüdükçe daha inatçı oldu.

Yaşlandıkça daha inatçı oldu.

Şu ana kadar gördüğüm en inatçı çocuk.

Ben o kadar inatçı olduğunu hiç düşünmemiştim.

O inatçı bir kız.

Daha önce böyle inatçı bir kişiyle karşılaşmadım.

Eğer inatçı olursan kesinlikle yalnız kalırsın.

Sence inatçı mıyım?

Tom çok inatçı.

Tom inatçı oluyor.

Tom inatçı.

Tom, Mary kadar inatçı.

Tom inatçı bir adamdır.

Tom çok inatçı olabilir.

Tom oldukça inatçı olabilir.

Bu kadar inatçı olmayı bırak.

Neden bu kadar inatçı oluyorsun?

Bana gerçeği ve yaşadığım olayları anlatmadıkça inatçı bir aptal olarak kalacağım.

O kadar inatçı olma.

Çok inatçı olduğumu biliyorsun.

İnsanlar seni hiç inatçı olmakla suçlar mı?

Babası gibi o da çok inatçı.

Çok inatçı görünüyor.

Tom çok inatçı

Tom inatçı değildir.

O, inatçı bir kadındır.

O, inatçı bir kişidir.

Tom inatçı bir kişidir.

Tom bir katır kadar inatçı.

Benim kadar inatçı olduğunu görüyorum.

Katır gibi inatçı.

Tom oldukça inatçı, değil mi?

Tom oldukça inatçı davranıyor, değil mi?

Tom gerçekten inatçı, değil mi?

Tom çok inatçı, değil mi?

Tom inatçı, değil mi?

Tom inatçı kalır.

Tom son derece inatçı.

Tom genellikle bu kadar inatçı değil.

Tom özür dilemeyecek kadar çok inatçı.

Tom'un inatçı olduğunu düşünüyorum.

Fransız'ın bu kadar kaba, inatçı ve kibirli olması beni şaşırttı.

Sanırım Tom inatçı.

Ben sadece senin kadar inatçı olabilirim.

Ben de senin kadar inatçı olabilirim.

Ben oldukça inatçı bir adamım.

O yaşlanırken gittikçe daha inatçı oluyor.

Tom, inatçı olmasına rağmen, büyük fıçı ölçü birimi yerine, mantıklı olan metrik sistemi değiştirmeyi reddediyordu.

Tom inatçı ve kararlı bir kimse.

Sadece senin inatçı fikirlerin dinlenmeli.

O bir katır kadar inatçı.

O, inatçı kadar aptal.

O inatçı bir kızdır.

Fazla inatçı olmayın.

Onun inatçı, terbiyesiz olduğunu biliyorum ve ayrıca o deli.

Mary inatçı bir kadın.

Ben düşündüğün kadar inatçı değilim.

Tom inatçı bir adam.

Biz inatçı değiliz.

Kesinlikle çok inatçı ve aptal biriyim!

Tom inatçı bir çocuk.

Son üç haftadır inatçı bir soğukla savaşıyorum.

Gerçekler inatçı şeylerdir, ancak istatistikler esnektir.

Tom inatçı olduğumu söylüyor.

Ben inatçı olduğumu sanmıyorum.

Tom inatçı ve huysuzdur.

Tom inatçı ve huysuz.

Tom inatçı davrandığımı düşündüğünü söyledi.

Tom inatçı bir oğlandır.

Tom inatçı bir çocuktur.

Tom gerçekten inatçı.

Ben hep inatçı oldum.

Ben inatçı bir adamım.

Tom inatçı, zorlu bir müşteridir.

Sami inatçı bir insandı.

Tom her zaman inatçı.

Sen inatçı bir çocuksun.

Tom Mary'nin inatçı olacağını düşünüyor.

Sen inatçı bir kızsın

Sen inatçı biri kişisin.

Tom muhtemelen inatçı olacak.

Tom Mary'nin inatçı olacağını düşünmüyor.

Tom Mary'nin muhtemelen inatçı olacağını söyledi.

Tom zaman zaman inatçı olabilir.

Tom senin inatçı olduğunuzu söyledi.

Tom bana Mary'nin inatçı olduğunu düşündüğünü söyledi.

Tom çok inatçı değildi.

Tom Mary'nin inatçı olduğunu söyledi.

Tom, Mary'nin inatçı olacağını biliyordu.

Tom zaman zaman inatçı olma eğilimindedir.

Tom eskiden olduğu kadar inatçı değil.

Tom'un karısı tam onun olduğun kadar inatçı.

Mary'nin kocası onun kadar inatçı değil.

Umarım Tom fazla inatçı değildir.

Tom senin gibi inatçı değil.

Tom ve Mary ikisi de inatçı, değil mi?

Also check out the following words: döndükten, sonra, Türkçem, zayıfladı, Politik, düşmanı, kahve, dükkanında, buluşmaya, söz.