Turkish example sentences with "ikna"

Learn how to use ikna in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Delil bizi onun masumluğuna ikna etti.
Translate from Turkish to English

Kanıt bizi onun masumluğuna ikna etti.
Translate from Turkish to English

Onu ikna etmeye çalışmanın faydası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Sanırım onu ikna etmeye çalışmanın bir faydası yok.
Translate from Turkish to English

O, onu istediğini yaptırmaya ikna edeceğini sanıyor.
Translate from Turkish to English

Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
Translate from Turkish to English

Sam'i sadece başarısız olacak planından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştım,
Translate from Turkish to English

Onu partiye gitmeye ikna ettim.
Translate from Turkish to English

Onu ikna etmeye çalışmanın bir anlamı yok.
Translate from Turkish to English

Eğer yapmadığım bir şey için ailem beni cezalandırdıysa , onlara doğruları söylerdim ve benim masumiyetle ilgili onları ikna etmeye çalışırdım.
Translate from Turkish to English

Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.
Translate from Turkish to English

Onu benim düşünce tarzıma ikna edebildim.
Translate from Turkish to English

Ben haklı olduğuma ikna oldum.
Translate from Turkish to English

Ben sigarayı bırakmak için ikna edildim.
Translate from Turkish to English

Ben, bir doktorla görüşmesi için onu ikna ettim.
Translate from Turkish to English

O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.
Translate from Turkish to English

İlk başta, onların hepsi onun masum olduğuna ikna oldular.
Translate from Turkish to English

Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım.
Translate from Turkish to English

O, Tom'la evlenmemesi için kızını ikna etti.
Translate from Turkish to English

Gerçeğe uygun konuşma şık değil, ve şık konuşma gerçeğe uygun değildir. İyi sözler ikna edici değil, ve ikna edici sözler iyi değildir.Bilgili olanlar çok değil, ve çok olanlar bilgili değildir.
Translate from Turkish to English

Gerçeğe uygun konuşma şık değil, ve şık konuşma gerçeğe uygun değildir. İyi sözler ikna edici değil, ve ikna edici sözler iyi değildir.Bilgili olanlar çok değil, ve çok olanlar bilgili değildir.
Translate from Turkish to English

Okul müdürü onun dürüstlüğü konusunda beni ikna etti.
Translate from Turkish to English

Avukat müvekkili adına ikna edici bir şekilde konuştu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi John'un partisine gitmesi için ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un masum olduğu konusunda Mary'yi ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom onu onunla birlikte sinemaya gitmesi için ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom, mağaza müdürünü parasını ona geri vermesi için ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom'u Fransızca çalışmaya ikna etmeye çalışmak için daha fazla zaman harcamak istemedim.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Eğer Tom'u ikna edebilecek biri varsa, o Mary olur.
Translate from Turkish to English

Onunla evlenmek isteyen öncelikle onun babasını ikna etmelidir.
Translate from Turkish to English

Senin önerini kabul etmesi için Tom Mary'yi ikna etmeye çalışacak.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi işi alması konusunda ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin masum olduğunu ikna etme girişiminde bulunmadı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi hastaneye gitmesi için ikna etmenin zor olacağını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin araba süremeyecek kadar yaşlı olduğuna ikna etmenin zor olacağını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin taşınmasına yardım etmeye ikna edildi.
Translate from Turkish to English

Tom ikna olmuş görünmüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi kalması için ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom sınıf arkadaşlarını dansı erteleme hakkındaki fikirlerini değiştirmeleri için ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi bungee jumping yapması için muhtemelen ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom kesinlikle ikna edici biçimde konuşuyor.
Translate from Turkish to English

Tom biraz zayıflamam konusunda kesinlikle beni ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'yi çamaşırlarını onun için yıkaması konusunda ikna edebilmesi mümkündür.
Translate from Turkish to English

Tom'u bizimle gelmesi için ikna etmek gerçekte imkansız olurdu.
Translate from Turkish to English

Mary'yi gitmeye ikna etmek kolay olmayacak.
Translate from Turkish to English

Sanırım sonunda Tom Mary'yi yeni bir motosiklet almaya izin vermeye ikna edecek.
Translate from Turkish to English

Tom'u doğru şeyi yapması için ikna etmek zordu.
Translate from Turkish to English

O, fikrini değiştirmek için ikna edildi
Translate from Turkish to English

Tom'un İngilizcesi zaman zaman oldukça iyi görünsede, o sınırlarını biliyor gibi görünmüyor ve o bir hata yaptığında onu hatalı olduğuna ikna etmek imkansızdır.
Translate from Turkish to English

Jack'i ikna etmek zordur.
Translate from Turkish to English

John'u ikna etmek zordur.
Translate from Turkish to English

Yoko'yu sigarayı bırakması için ikna ettim.
Translate from Turkish to English

Biz, bize katılması için Jim'i ikna etmeye çalıştık.
Translate from Turkish to English

Tom'un hatalı olduğuna asla ikna edemeyeceğimize inanmaya başlıyorum.
Translate from Turkish to English

Tom ikna edilebilir.
Translate from Turkish to English

Tom'un kesinlikle çocukları ikna etme kabiliyeti vardır.
Translate from Turkish to English

Tom fareyi bir parça ekmek ile duvardaki deliğin dışına çıkması için ikna etti.
Translate from Turkish to English

O, kızını Tom'la evlenmemesi için ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom bunun kendi hatası olmadığı konusunda Mary'yi ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi hatalı olduğu konusunda ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom soğuk suya atlamak için kendini ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom tetiği çekmek için kendini ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi azarlamak için kendini ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi hata yaptığına ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom beni ona ikna etti.
Translate from Turkish to English

Biz onu ikna etmeye çalıştık.
Translate from Turkish to English

O, onu ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Onu gitmemesi için ikna ettik.
Translate from Turkish to English

Onu onu yapması için ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom gitmemesi için Mary'yi ikna etti.
Translate from Turkish to English

O, kendisiyle evlenmesi için onu ikna etti.
Translate from Turkish to English

Onu ikna etmek için elinden geleni yaptı.
Translate from Turkish to English

O, onu ikna etmek için elinden geleni yaptı.
Translate from Turkish to English

Partiye gitmesi için onu ikna ettim.
Translate from Turkish to English

Onun açıklaması ile ikna edildim.
Translate from Turkish to English

Onun suçlu olduğuna ikna edildim.
Translate from Turkish to English

O, babasını ikna etme girişiminde bulundu.
Translate from Turkish to English

Onu eve gitmesi için ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

O, işini bırakma konusunda onu ikna etti.
Translate from Turkish to English

O, onu yeni bir ev alması için ikna etti.
Translate from Turkish to English

O, onu rüşvet almaya ikna etti.
Translate from Turkish to English

O, onu konsere gitmeye ikna etti.
Translate from Turkish to English

O, onunla gitmesi için onu ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

O, onu bir ata binmeye ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

O, onu bir konuşma yapması için ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

Bir kredi istemesi için onu ikna edemedim.
Translate from Turkish to English

Rüşveti kabul etmesi için onu ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

O, onu ona elmas bir yüzük alması için ikna etti.
Translate from Turkish to English

Bu geziyi iptal etmesi için onu ikna etmek zordur.
Translate from Turkish to English

Kendisine yeni bir araba satın alması için onu ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

O, onu toplantıya katılması için ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

O, onu bir boykot düzenlemesi için ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi hatalı olduğuna ikna etti.
Translate from Turkish to English

Kızımın sınavı geçeceğine ikna oldum.
Translate from Turkish to English

O, onu onun için bir şarkı yazmaya ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

O, teklifi reddetmemesi için onu ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

O, onu kişisel bir çeki kabul etmesi için ikna edemedi.
Translate from Turkish to English

O, onu, ona inci bir gerdanlık alması için ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: kapasitif, dokunmatik, ekranları, artı, eşittir, Cehalet, mutluluktur, Ogawa, yazmıyorum, Evin.