Turkish example sentences with "sahip"

Learn how to use sahip in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ailenizin bir Japon arabasına sahip olmasına şaşırdım.

Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.

Daha kaliteli olanlarına sahip misin?

Windows ile birlikte eklentilere sahip olmak zorundasın yoksa senin dosyalarını okumaz.

O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.

1000 yenden fazlasına sahip değilim.

Ania kahverengi ama Magdalena sarı saça sahip.

Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.

O iş dünyasında başarılı olmak için ne gerekliyse sahip.

Sahip olduğum çok az para çalındı.

Balinaların kendilerine ait bir dile sahip olduklarına inanılmaktadır.

O, ince yontulmuş özelliklere sahip bir kızdı.

İki insan aynı akla sahip değildir.

Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.

Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.

O, mükemmel reflekslere sahip.

Kullanılmış araba satıcıları kötü üne sahip bir güruhtur.

Bir insanın değeri, onun neye sahip olduğuna değil, ne olduğuna bağlıdır.

O, senin ne kadar değerli olduğunla ilgili değil fakat sana sahip oldukları için ne kadar ödeyecekleri ile ilgilidir.

Neyin doğru olduğuna inandığını açıkça söyleme cesaretine sahip olmalısın.

Tadashi yumuşak bir sese sahip.

Bay White birçok arkadaşa sahip gibi görünüyor.

Onu icat eden profesör, üniversiteden makul bir ücret hakkına sahip

O, Amerikan demokrasisi hakkında herhangi bir bilgiye sahip değildir.

O, benim sahip olduğum kadar çok sayıda pula sahip.

O, benim sahip olduğum kadar çok sayıda pula sahip.

Lucy benim sahip olduğum kadar çok sayıda arkadaşa sahip.

Lucy benim sahip olduğum kadar çok sayıda arkadaşa sahip.

Ve bizim gerçekten istediğimiz çok sayıda-ve herhangi-dillerde çok sayıda cümlelere sahip olmaktır.

O, boş fantezilere sahip gibi görünüyor.

Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.

Sahip olduğum tek sorunun şu an evde kapalı kalmam olduğunu düşünüyorum.

Yeni sunucu çok daha iyi performansa sahip olmalıdır.

Biz oy hakkına sahip özgür vatandaşlarız.

İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.

Ben beş dolardan daha fazlasına sahip değilim.

Ben sizinle konuşmak için bu fırsata sahip olduğuma çok memnunum.

Bu sahip olduğum tek kameradır.

Bu benim sahip olduğum saatle aynı.

O elbise pahalı bir görünüme sahip.

Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.

Benim bisikletim kabak bir lastiğe sahip.

O ülke doğal kaynaklara sahip.

Ne kadar çok sahip olursak o kadar çok isteriz.

Ben kullanılmış bir araba satın alma gücüne sahip değilim.

Sarışınlar diğer saç rengine sahip kadınlardan % 7 daha fazla kazanırlar.

Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir.

Bu içecek açıkça çayla aynı tada sahip.

Sıradan insanlar muazzam bir güce sahip.

Ne olduğun neye sahip olduğundan daha önemlidir.

Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.

Bir araba sürebilmenden önce bir ehliyete sahip olman gerekir.

Bir araba sürebilmek için önce bir ehliyete sahip olmalısın.

Bir araba sürmek için bir ehliyete sahip olmak gereklidir.

O, yarışmada hangi yeteneğe sahip olduğunu gösterdi.

Enstrüman paneli, çok ergonomik bir düzene sahip.

21. yüzyılda eğitimli bir akla sahip olmak ne anlama geliyor?

"Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı." "Ben de aptalım. Öyleyse, tamam. "

Ver onu. Sahip olduğunun hepsi bu kadar mı?

Bir bebek konuşma yeteneğine sahip değildir, bu yüzden istediğini alana kadar sadece bağırır.

Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.

Sayfaların boyutu genellikle en az 4 KiB (4 × 1024 bayt) büyüklüğündedir ve büyük sanal adres alanlarına ya da büyük gerçek bellek miktarlarına sahip sistemler genellikle daha büyük sayfalar kullanırlar.

Yarasasız bir çan kulesine nasıl sahip olabilirsin?

Dört gece için sahip olduğunuz en ucuz odayı istiyorum.

O, benim sahip olduğum bisikletle aynıdır.

Bizim görüşümüz sahip olduğumuz bir fikirdir; inancımız bize sahip olan bir fikirdir.

Bizim görüşümüz sahip olduğumuz bir fikirdir; inancımız bize sahip olan bir fikirdir.

Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.

O zarif bir görünüme sahip.

Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?

O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.

Eğer bir çocuk kendine ait bir odaya sahip olabiliyorsa, hoştur.

Keşke bir zamanlar sahip olduğum tonu ve atikliği geri alabilsem.

Tom'un erkek kardeşinin sahip olduğundan daha az parası var.

Arkadaşım Tom benim sahip olduğumun iki katı kadar çok sayıda pula sahip.

Arkadaşım Tom benim sahip olduğumun iki katı kadar çok sayıda pula sahip.

Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.

Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip.

Çocuk en büyük miktarda meyveye sahip.

Güzel havaya sahip olacağımızı düşünüyor musun?

Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.

Bu şimdiye kadar sahip olduğum en güzel hediye.

Tom'un bir bavul içine sahip olduğu her şeyi sığdırması mümkün oldu.

Tom bir tartışmada her zaman son söze sahip olduğu için sinir bozucudur.

Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.

Tom Mary'nin sahip olduğu kameranın aynısını aldı.

Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu.

Burada sahip olduğumuz tek şey budur.

Benim hayalim ben emekli olduğumda işimi devralacak bir erkek evlada sahip olmaktır.

Sahip olduğum tüm parayı ona verdim.

Tom konuşacak birine sahip olmayı diledi.

Tom Mary'ye şu ana gördüğü en güzel gözlere sahip olduğunu söyledi.

Tom Mary'ye bankada otururken paraya sahip olmanın iyi bir fikir olmadığını söyledi.

Tom Mary'nin bir kertenkele IQ'süne sahip olduğunu düşündü.

Babam dün bir kalp krizi geçirdi fakat yakınlarda bir kliniğe sahip olduğu için şanslıydı.

Tom şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi eleman.

Tom başarılı olmak için gerekli niteliklere sahip.

Tom başarılı olmak için gereken niteliklere sahip.

Tom, iyi bir öğretmen olmak için gereken niteliklere sahip.

Tom her şeye kendi yoluyla sahip olmak zorunda.

Tom Mary'nin sahip olduğu araba gibi bir arabada asla bulunmadı.

Also check out the following words: kaldırın, amacım, sensin, olasılığı, aldılar, içi, yaşamamalı, Konuştum, dinlemedi, istediğim.