Turkish example sentences with "hoşlanmıyorum"

Learn how to use hoşlanmıyorum in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu tip evden hoşlanmıyorum.

Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.

Babamın toplantıya katılmasından hoşlanmıyorum.

Onların hiçbirinden hoşlanmıyorum.

Jim'den hoşlanmıyorum.

Resimlerin hiçbirinden hoşlanmıyorum.

Ondan çok hoşlanmıyorum, ben aslında ondan nefret ediyorum,

Ben fakir bir denizciyim, bu yüzden tekneyle gezmekten hoşlanmıyorum.

Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.

O gerçekten hoş bir arkadaş fakat ondan hoşlanmıyorum.

Mary'nin orada tek başına yaşamasından hoşlanmıyorum.

Ben tenisten hoşlanmıyorum.

Nasıl olsa, ondan hoşlanmıyorum.

Şapkaların hiçbirinden hoşlanmıyorum.

Ben de ondan hoşlanmıyorum.

Gerçekten oradaki mağazalardan hoşlanmıyorum.

Onun söylediğinden hoşlanmıyorum.

Onun kaba tavrından hoşlanmıyorum.

Açıkçası, ondan hoşlanmıyorum.

Barbekü yaparsak benim için sorun değil fakat gözlerime duman kaçtığında ondan hoşlanmıyorum.

Senin renk zevkinden hoşlanmıyorum.

Aptal yerine konulmaktan hoşlanmıyorum.

Tek başına dışarı gitmenden hoşlanmıyorum.

Yiyeceğin boşa gittiğini görmekten hoşlanmıyorum.

Onun bu kadar sık olarak evime gelmesinden hoşlanmıyorum.

Ben bu sınıftan hoşlanmam gerektiğini biliyorum fakat hoşlanmıyorum.

Bana çocukmuşum gibi davranılmasından hoşlanmıyorum.

Ben peynirden çok hoşlanmıyorum.

Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.

Onunla takılmaktan hoşlanmıyorum.

İşi eğlenceyle karıştırmaktan hoşlanmıyorum.

Sana doğruyu söylemem gerekirse, ondan hoşlanmıyorum.

Ona saygı duymayı bırak, ondan hoşlanmıyorum.

Zalim olduğundan dolayı ondan hoşlanmıyorum.

Saçma sapan konuşan insanlardan hoşlanmıyorum.

Tom benden ödünç para istediğinde bundan hoşlanmıyorum.

Artık senden hoşlanmıyorum.

Ondan hoşlanmıyorum.

Ona doğruyu söylemekten hoşlanmıyorum.

Bir çocuk gibi davranılmaktan hoşlanmıyorum.

Yanımda kimsenin dedikodusunun yapılmasından hoşlanmıyorum.

Tom'dan artık gerçekten hoşlanmıyorum.

Tom hakkında konuşmaktan gerçekten hoşlanmıyorum.

Tom'a yaptığından hoşlanmıyorum.

Tom ve Mary'den hoşlanmıyorum.

Tom hakkında konuşmaktan hoşlanmıyorum.

Her yerde gözlemlenmekten hoşlanmıyorum.

Yeni insanlarla karşılaşmaktan hoşlanmıyorum.

Sadece ondan hoşlanmıyorum.

Test edilmekten hoşlanmıyorum.

Matematikten hoşlanmıyorum.

Onun yaşadığı şehirden hoşlanmıyorum.

Sen ona bağırıyordun ve ben bundan hoşlanmıyorum.

Hâlâ senden hoşlanmıyorum.

Neyi ima ettiğini biliyorum ve bundan hoşlanmıyorum.

Hatta ondan hoşlanmıyorum.

Senden hoşlanmıyorum ve asla hoşlanmayacağım.

Diğer içecek çeşitlerinden hoşlanmıyorum.

Araba kullanmaktan hoşlanmıyorum.

Terörden hoşlanmıyorum.

Çok uzun tatillerden hoşlanmıyorum.

Sayfa sayısı 500'den fazla olan kitaplardan hoşlanmıyorum.

Böyle soğuk bir günde ceket olmadan dışarı çıkmaktan hoşlanmıyorum.

İğrenç şakalardan hoşlanmıyorum.

Kendim hakkında konuşmaktan hoşlanmıyorum.

Google Çeviri kullanmaktan hoşlanmıyorum.

Senden hoşlanmıyorum.

Ben de bundan hoşlanmıyorum.

Doğrusu ondan hoşlanmıyorum.

Onlar hakkında konuşmaktan hoşlanmıyorum.

Onun hakkında konuşmaktan hoşlanmıyorum.

Onunla ilgili konuşmaktan hoşlanmıyorum.

Bulaşıkları yıkamaktan hoşlanmıyorum.

Kızdığın zaman bundan hoşlanmıyorum.

Tom'a yalan söylemekten hoşlanmıyorum.

Ben onun gibi adamlardan hoşlanmıyorum.

Ben dışarıda oturmaktan hoşlanmıyorum.

"Sana öyle söylemiştim." diyen insanlardan hoşlanmıyorum.

Ben köpekleri severim ama kedilerden hoşlanmıyorum.

Onlardan hiç hoşlanmıyorum.

Dokunulmaktan hoşlanmıyorum.

Hafta sonları çalışma düşüncesinden hoşlanmıyorum.

Onun şakalarından hoşlanmıyorum.

Onun esprilerinden hoşlanmıyorum.

Geç oluyor ve eve yalnız gitmekten hoşlanmıyorum. Sakıncası yoksa gitmek zorundayım.

Onun bana bu kadar sık gelmesinden hoşlanmıyorum.

Doğruyu söylemek gerekirse, ondan hoşlanmıyorum.

Ben başkanın taklidini yapamam. Bundan hoşlanmıyorum.

Arkadaşlarından hoşlanmıyorum.

O şirin olabilir ama ben ondan hoşlanmıyorum.

Bu şarkıdan hoşlanmıyorum.

Arkamdan benim hakkımda konuşan insanlardan hoşlanmıyorum.

Futbol hakkında konuşmaktan hoşlanmıyorum.

Sadece futboldan hoşlanmıyorum.

İtilmekten hoşlanmıyorum.

Şaşırmaktan hoşlanmıyorum.

Ben bekletilmekten hoşlanmıyorum.

Gördüğüm şeyden hoşlanmıyorum.

Tom hakkında söylediğin şeyden hoşlanmıyorum.

Kardan hoşlanmıyorum.

Balıktan hoşlanmıyorum ki.

Also check out the following words: Amerikanım, Fonetik, işaretleri, okuyabiliyor, CD'yi, alman, taksi, çağırdım, çünkü, yağıyordu.