Turkish example sentences with "hep"

Learn how to use hep in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

O hep baktı, ama asla, mutlu değildi.
Translate from Turkish to English

O, neredeyse hep evde.
Translate from Turkish to English

Niye hep ben?
Translate from Turkish to English

Hep aynı dizeleri çalarsan monotonluk gelişir.
Translate from Turkish to English

Benden sonra hep birlikte okuyun.
Translate from Turkish to English

Hep lakayıt takılıyorsun.
Translate from Turkish to English

Onlar altıda varırlar ve sonra hep birlikte akşam yemeği yeriz.
Translate from Turkish to English

Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.
Translate from Turkish to English

O, hep gülümser.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary hep kavga eder.
Translate from Turkish to English

Hep birden koşmaya başladılar.
Translate from Turkish to English

Felaketler hep peş peşe gelirler.
Translate from Turkish to English

O hep meşgul.
Translate from Turkish to English

O hep soluk görünüyor.
Translate from Turkish to English

O, o günlerde hep içki içiyordu.
Translate from Turkish to English

O hep şikayet eder.
Translate from Turkish to English

Onlar hep birlikte başladılar.
Translate from Turkish to English

Çok fazla aksiyon içermeyen filmlerde hep sıkılırım.
Translate from Turkish to English

Şiddetli yağmurla seli hep ilişkilendirirlerdi.
Translate from Turkish to English

Bu ülkede, biz, yükvücut bir millet, yekvücut bir halk olarak yücelir veya düşeriz. Gelin, siyasetimizi uzun zamandır zehirleyen o aynı partizanlık, detaycılık ve hamlık duygularının cazibesine, hep birlikte karşı koyalım.
Translate from Turkish to English

Burada olmaması garip. Hep bu vakitte gelirdi.
Translate from Turkish to English

Yeni bir yıl hep umut getirir.
Translate from Turkish to English

Kalp krizlerinin doğanın size öleceğinizi söyleme şekli olduğunu hep düşünürdüm.
Translate from Turkish to English

Roma'da yaşamayı hep istemişimdir.
Translate from Turkish to English

Gülüşün beni hep mutlu ediyor.
Translate from Turkish to English

Karım hep bir şeylerden şikayet ediyor.
Translate from Turkish to English

Kız kardeşim odasını hep temiz tutar.
Translate from Turkish to English

İnsanların isimlerini hep unutuyorum.
Translate from Turkish to English

İsimleri hatırlamakta hep zorlanırım.
Translate from Turkish to English

Saat 5 ile 6 arası hep buradadır.
Translate from Turkish to English

Kızı için hep endişelenir.
Translate from Turkish to English

Gerçekten mi? Kitaplarını hep okuduğun, sevdiğin bir yazarın var mı?
Translate from Turkish to English

Hep sana bakıyor. Seni seviyor olmalı.
Translate from Turkish to English

Hayatının hangi evresinde olursan ol, içinde hep küçük bir çocuk barındırırsın.
Translate from Turkish to English

Hep bir spor arabam olsun istemişimdir.
Translate from Turkish to English

O hep korkar.
Translate from Turkish to English

Ya hep ya da hiç.
Translate from Turkish to English

Ben bunu hep yaparım.
Translate from Turkish to English

Ben bunu hep söylemişimdir.
Translate from Turkish to English

Aslan payını hep sen alıyorsun!
Translate from Turkish to English

Bu şarkı bana hep okul yıllarımı hatırlatmıştır.
Translate from Turkish to English

O, cep telefonunu hep kaybediyor.
Translate from Turkish to English

Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
Translate from Turkish to English

Kendini hep bizden üstün gördün.
Translate from Turkish to English

Onun eylemleri hep sözleriyle çelişiyordu.
Translate from Turkish to English

Hep buradaydım.
Translate from Turkish to English

Ne zaman hoşuma giden bir şey bulsam, hep pahalı olur.
Translate from Turkish to English

Bu şarkı bana hep okul günlerimi hatırlatır.
Translate from Turkish to English

Bu hep söylediğim şey.
Translate from Turkish to English

Hep böyle bir saçmalık yaparsın.
Translate from Turkish to English

Ne olursa olsun, hep yanında olacağım.
Translate from Turkish to English

Sanırım hep birlikte gitmeliyiz.
Translate from Turkish to English

Hep geç kalıyorsun.
Translate from Turkish to English

Futbol basit bir oyundur.22 Adam bir topun peşinden 90 dakika boyunca koşar ve sonunda hep Almanların kazandığı bir oyundur.
Translate from Turkish to English

Lyusua Mahler'i dinlerken hep ölümü ve sonsuz yaşamı düşünüyordu.
Translate from Turkish to English

Sen bana hep yukarıdan baktın değil mi?
Translate from Turkish to English

Neden bu ülkenin aydınlık yüzleri hep erken ölmüştür diye de düşünmüşümdür.
Translate from Turkish to English

Tom'un yaşamı beni hep etkilemiştir.
Translate from Turkish to English

Duble çay ve fincan çay hep var mıydı?
Translate from Turkish to English

Tiyatro çok basit hep zamanında geldiğiniz için olayları çözmek zor olmuyor.
Translate from Turkish to English

Ben hep uyuyorum değil mi?
Translate from Turkish to English

Ebeveynlerimi ben düşündüm ama çocuklarımı birbirine emanet edecek milleti hep beraber oluşturalım olur mu?
Translate from Turkish to English

İyilikler hep karşılıklı mı yapılır?
Translate from Turkish to English

Ölenler ölmedi onlar hep aramızda mı?
Translate from Turkish to English

Teknolojiyi ve yenilikleri takip edip onların daha iyisini yapmak için hep beraber çalışmalıyız.
Translate from Turkish to English

Bu olayların hepsi tesadüfi gelişmiş olamaz hep bir kurgu vardı, değil mi?
Translate from Turkish to English

Sizce benim hayata bakışım hep aynı mıydı?
Translate from Turkish to English

Hayatta varoluşumuzu hep sorgulamışımdır.
Translate from Turkish to English

Ve yaşananlar hep sır olacak.
Translate from Turkish to English

Yasalar hep vardı ve ben hiçbir zaman uymak istemedim.
Translate from Turkish to English

Ne kadar uzak olsak da kalbimin bir köşesinde hep o vardı.
Translate from Turkish to English

Aynaya hep az bakardım, şimdi daha az bakmaya başladım.
Translate from Turkish to English

Tom hep konuşuyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un kafası hep meşguldür.
Translate from Turkish to English

Ben hep kendi doğrularımı söylemek isterim.
Translate from Turkish to English

Delikanlı olup evime gelip yüz yüze konuşmanızı o kadar çok bekledim ki siz hep kaçtınız.
Translate from Turkish to English

Sizler bana hep destek oldunuz ben de size elimden geldiğince destek olmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Kendimi hep engellenmiş hissediyorum.
Translate from Turkish to English

Ben sizin suni sorunlarınızı çözmek için hep çabaladım.
Translate from Turkish to English

Ben karşıma çıkardığınız suni sorunları çözmek için hep çabaladım.
Translate from Turkish to English

Hataları yapan hep ben olurum, değil mi?
Translate from Turkish to English

Eşim isterse aile reisi hep o olsun olmaz mı?
Translate from Turkish to English

Neden hep beraber gülmeyi başaramıyoruz?
Translate from Turkish to English

Sizinle iletişime geçtiğimden beri sizin varlığınızı hep hissetmedim mi?
Translate from Turkish to English

Oyunları hep siz mi kazanmışsınız?
Translate from Turkish to English

Gönlümden insanlara hep yardım etmek geçmedi mi?
Translate from Turkish to English

Hep hesap ödeyen ben oluyorum.
Translate from Turkish to English

Yıllarca hep bir şeyler için çabaladım, bunu inkar eden yalancıdır.
Translate from Turkish to English

Her çabaladığımda hep bir set oldu önümde, yine de yılmadım.
Translate from Turkish to English

Onu hep seveceğim.
Translate from Turkish to English

Hatalarım oldu ama arkadaşlarımı hep sevmeye çabaladım.
Translate from Turkish to English

Her konuda hep çabaladım hep zorladım insanları sevmeyi hep denedim.
Translate from Turkish to English

Her konuda hep çabaladım hep zorladım insanları sevmeyi hep denedim.
Translate from Turkish to English

Her konuda hep çabaladım hep zorladım insanları sevmeyi hep denedim.
Translate from Turkish to English

Neden hep birlikte mutlu olmak için çabalamadınız?
Translate from Turkish to English

Ne kadar acı çeksem de üzülsem de hep hayata sarıldım.
Translate from Turkish to English

Siz hep sözlerinizi tuttuysanız ben tutmadıysam problem bendedir.
Translate from Turkish to English

O aklımın hep bir köşesindeyken nasıl olur da bir işe odaklanabilirim?
Translate from Turkish to English

Hep birlikte çok çalışıp sorunların üstesinden geleceğiz.
Translate from Turkish to English

Beni hep aptal yerine koymadın mı?
Translate from Turkish to English

Sen hep bana yalan söyledin.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: saçları, vardı, Bu, gemi, okyanus, yolculuğu, için, uygun, değil, Hemen.