Turkish example sentences with "grup"

Learn how to use grup in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.

Bir grup kentin içinden geçit açtı.

Bir grup milis onu gördü ve ateş açmaya başladı.

Bir grup gangster para çaldı.

Şirket savaştan hemen sonra başlayan bir grup girişimci tarafından alındı.

Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.

O grup insanlar neredeyse yok oldular.

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.

Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.

O balık grup olarak gezer.

Onlar onun grup içinde en iyi yazar olduğunu söylediler.

Benim grup bu hafta Chuck's Bar and Grill de konser verecek. Lütfen bizi görmeye gelin.

Senin en sevdiğin grup hangisidir?

1791'de grup erken ayrıldı.

Bir grup gangster parayı çaldı.

Bir grup delikanlı kavga ediyordu.

Patlamada bir grup insan öldü.

Bir grup insan bana orada yemek yemememi söyledi.

İki grup arkadaşlar olarak buluştu.

O grup Dick tarafından kuruldu.

Bir grup çocuk oynuyordu.

Bir grup Hintli erkek çocuğuna öğretmenlik yaptı.

Bir grup oluşturmak için bir araya geldik.

Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu?

Grup sahilde koşuyor.

Grup altı üyeden oluşur.

Japonlar grup halinde seyahat etmeyi sever.

Grup saat kaçta çalmaya başlayacak?

Grup dört genç adamdan oluşturuldu.

Grup toplam 50 öğrenciden oluşmaktadır.

Grup yürüyüşe öncülük edecek bir rehber kiraladı.

Her türlü grup etkinlikleri vardı.

Bir grup çocuk parkta oynuyorlardı.

Tom grup dışında bırakıldı.

Grup öğretmen ve öğrencilerden oluşuyordu.

Bir grup insan dışarıda bekleyip duruyordu.

Yalnız çalışmayı grup içinde çalışmaya tercih ediyorum.

O grup lideridir.

Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.

Tom konferans masasının etrafında toplanmış bir grup erkekle konuşuyordu.

Tom diğer çocuklardan bir grup ile vakit geçiriyordu, onların çoğu ondan biraz daha yaşlıydı.

Kuşlar grup halinde uçuyorlardı.

Grup, yeni albümlerinden birkaç şarkı tanıtıyor.

Tom bir grup arkadaşla basketbol oynuyordu.

Tom onlara bir hikaye anlatarak bir grup çocuğun önünde oturuyordu.

Bir grup için iyi bir isim olurdu.

Farklı gruplarda uçan bir grup kaz vardı.

Bunu hangi terörist grup yaptı?

Güvenebileceğimiz bir grup insana ihtiyacımız var.

Grup lideri kim?

Bir grup çocuk alt katta oynuyor.

Bir grup bize saldırdı.

Bir grup kaçak işçi yakalandı.

Beşerli grup oldular.

Bir grup yabancı öğrenci, Akira'nın lisesini ziyaret etti.

Grup ile kalmak zorundayım.

Bu benim en sevdiğim grup.

Grup dansını sevmiyorum.

Bu grup gerçekten iyi.

Bu, bu grup tarafından en sevdiğim şarkı.

Bir grup insanın bizimle su kayağına gideceğini düşündüm ama kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.

Bir grup erkek kulübenin önünde duruyor.

Genç adam kızı bir grup serseriden kurtardı.

Grup o gürültünün zararlı olduğunu hatırlatmak için posterler astı.

Grup Ford Clatsop'ta dört ay kaldı.

Seni bir grup adamla gördüm.

Onu bir grup adamla gördüm.

O grup yarın şehrimize geliyor.

Grup sadece ilk setini bitirdi.

Tom grup lideri.

Grup sessizdi.

Akşam karanlığında, yirmi dokuz kişilik bir grup o otele geldi.

Grup henüz gelmedi.

Oyun alanında kovalamaca oynayan bir grup çocuk var.

Onların birkaç adım arkasında bir meşale ile aydınlanmış başka bir grup insan geldi.

Ben orada tereddüt ederek ayakta dururken, bir grup asker restorana girdi, belki sekiz ya da dokuz genç adam.

Kısa bir süre sonra, Sezar bir kez daha orduya katılmaya karar verdi ve Roma'dan ayrıldı. O, yelkenli ile denizi geçerken bir grup korsan onu kaçırdı.

Parkta oynayan bir grup çocuk vardı.

Bir grup bilim adamı onlarla birlikte gemideydi.

Tanrı'nın Sözü'nü küçük bir grup imanlıya vaaz ediyor.

Sizin gibi kafadan kontak bir grup için işimi kaybetmeyeceğim.

Bir grup dazlak Tom'u öldüresiye dövdü.

Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu.

Bir grup öğrenci sokakta durdu.

Grup mükemmel.

Grup akşam sekizde çalmaya başlar.

Fotoğraf bir grup kongre katılımcılarını gösteriyor.

Grup bu defa farklı görünüyor.

Gönüllü grup savaş mağdurlarının yiyecek ve ilaç eksikliğini gideriyor.

Öğretmen öğrencilerin ikili grup halinde diyaloğu patik yapmalarını istedi.

Bu grup koşacak.

Bu grup çalışacak.

Bütün grup Tom'un hatası için cezalandırıldı.

Grup etkilendi.

Grup çok büyüktü.

Grup dağıldı.

Grup bir marş çaldı.

Grup şimdi ses kontrolü yapıyor.

Bir grup insan kar botlarıyla yola koyuldular.

Köşede küçük bir grup erkek göründü.

Sokakta tam penceremin önünde oynayan bir grup çocuk var.

Also check out the following words: yağmura, yakalanmıştım, Tatoeba'ya, yüzlerce, cümle, yazmak, isterdim, yapmam, gereken, şeyler.