Learn how to use güne in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
Translate from Turkish to English
Bu işi yarından sonraki güne kadar bitirmeliyim.
Translate from Turkish to English
O günde güne beni aradı.
Translate from Turkish to English
Tom o güne kadar başka bir ülkede yaşamak için bir şansı olacağını düşünmüyordu.
Translate from Turkish to English
O güne kadar, ben hiç köpek eti yemedim.
Translate from Turkish to English
Hava günden güne soğuyor.
Translate from Turkish to English
Hava günden güne soğudu.
Translate from Turkish to English
Hava günden güne ılıyor.
Translate from Turkish to English
Ben günden güne çok fazla İngilizce çalıştım.
Translate from Turkish to English
Hastanın durumu günden güne değişiyor.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary ile evlenmenin o güne kadar yaptığı en iyi şey olduğuna inanıyor.
Translate from Turkish to English
O günden güne daha da güzelleşiyor.
Translate from Turkish to English
Tom onun hakkında düşünmek için bir ya da iki güne ihtiyacı olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English
Her güne hayatındaki en güzel gün olma fırsatını ver.
Translate from Turkish to English
Bacaklarım günden güne daha da iyileşiyor.
Translate from Turkish to English
Ken günden güne yüzmeye gider.
Translate from Turkish to English
Günden güne daha iyi olacağım.
Translate from Turkish to English
Günden güne çok çalıştım.
Translate from Turkish to English
Günden güne hava soğuyor.
Translate from Turkish to English
Günden güne hava ısınıyor.
Translate from Turkish to English
O, günden güne iyileşiyor.
Translate from Turkish to English
Duruşma günden güne devam etti.
Translate from Turkish to English
O, günden güne çok çalıştı.
Translate from Turkish to English
Günden güne hava gittikçe ısınıyor.
Translate from Turkish to English
Özel konferans, kötü hava koşulları nedeniyle bir sonraki güne ertelendi.
Translate from Turkish to English
Altının fiyatı günden güne değişiyor.
Translate from Turkish to English
Gideceğim ama birkaç güne dönerim merak etme.
Translate from Turkish to English
Günden güne Müttefikler Almanları geri püskürttü.
Translate from Turkish to English
Öbür güne kadar burada kalacağım.
Translate from Turkish to English
Eğer yarın yağmur yağarsa, yola çıkışımı ilk iyi güne kadar erteleyeceğim.
Translate from Turkish to English
Hastanın durumu günden güne iyiye gidiyor.
Translate from Turkish to English
Bebeğimiz günden güne büyüyor.
Translate from Turkish to English
Birkaç güne daha ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English
Yarından sonraki güne kadar kalacağım.
Translate from Turkish to English
O ülkenin ekonomik durumu günden güne değişiyor.
Translate from Turkish to English
Birkaç güne onun hakkında konuşacağız.
Translate from Turkish to English
Beni bu güne getiren amcamdır.
Translate from Turkish to English
Hava günden güne ısınıyor.
Translate from Turkish to English
Hasta günden güne gittikçe kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English
Kız kardeşim yıldız falını okumadan güne başlamaz.
Translate from Turkish to English
Güne iyi başlamıştım, moralim bozuldu.
Translate from Turkish to English
Oğlum ne güne duruyor?
Translate from Turkish to English
Ben ne güne duruyorum?
Translate from Turkish to English
Sen ne güne duruyorsun?
Translate from Turkish to English
Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.
Translate from Turkish to English
Birkaç güne taburcu olursunuz.
Translate from Turkish to English
Öleceğim güne kadar seni seveceğim.
Translate from Turkish to English
Tom günden güne daha iyi oluyor.
Translate from Turkish to English
Öldüğü güne kadar espri anlayışını sürdürdü.
Translate from Turkish to English
Güne başlamanın daha iyi bir yolu yok.
Translate from Turkish to English
O tezi tercüme etmek için en azından üç güne ihtiyacım olacak.
Translate from Turkish to English
Biz günden güne yaşlanıyoruz.
Translate from Turkish to English
Fiyatlar günden güne yükseliyor.
Translate from Turkish to English
Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır.
Translate from Turkish to English
Durum günden güne kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English
Mısır gevreğimi yemeden güne başlayamam.
Translate from Turkish to English
Bir güne kadar Boston'da kalmayı umuyorum.
Translate from Turkish to English
Öbür güne kadar bu işi bitirmeliyim.
Translate from Turkish to English
Öbür güne kadar bu ev ödevini bitirtmelisin.
Translate from Turkish to English
Öbür güne kadar işimi yaptırmalıyım.
Translate from Turkish to English
Tom'un ruh hali günden güne gözle görülür bir biçimde değişiyor.
Translate from Turkish to English
Öbür güne kadar ayrılmayı planlamıyorum.
Translate from Turkish to English
İki güne bir bir dersim var.
Translate from Turkish to English
Bu bölgede, kum fırtınaları dört güne kadar sürebilir.
Translate from Turkish to English
Bu işi bitirmek için bir güne daha ihtiyacımız var.
Translate from Turkish to English
"Kararın nedir?" "Kararı ertesi güne bırakabilir miyim?"
Translate from Turkish to English
Güne iyi bir kahvaltıyla başladı.
Translate from Turkish to English
Gerekli hazırlıkları yapmak için en azından bir güne ihtiyacım olacak.
Translate from Turkish to English
Sebzelerin fiyatı günden güne değişir.
Translate from Turkish to English
Güne başlamak için iyi bir kahveden daha iyi bir şey yoktur.
Translate from Turkish to English
Ben günden güne yaşıyorum.
Translate from Turkish to English
Bu hastanın durumu günden güne kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English
Uyanma bir güne başlamak için can sıkıcı bir yoldur.
Translate from Turkish to English
Günden güne hava gittikçe soğuyor.
Translate from Turkish to English
Güne dinç başla.
Translate from Turkish to English
Ben yokken biri beni ararsa, onlara beş güne kadar döneceğim söyle.
Translate from Turkish to English
O, tatili sırasında günden güne golf oynadı.
Translate from Turkish to English
Hava günden güne değişir.
Translate from Turkish to English
Sadece bir güne daha ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English
Sana birkaç güne daha ihtiyacım olduğunu söyledim.
Translate from Turkish to English
Çocukken, Mary özellikle palyaçolar ve maymunlardan nefret ediyordu. Bu güne gelince, gerçekten, bu ,bir parça bile değişmedi.
Translate from Turkish to English
O güne dönmek istiyorum.
Translate from Turkish to English
„Ne dersin, öbür güne kadar iyileşir mi?“ - „Bilmem ki. Önce bir onunla konuşayım.“
Translate from Turkish to English
O güne doyurucu bir kahvaltıyla başladı.
Translate from Turkish to English
İşleri düzeltmek için yalnızca birkaç güne daha ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English
Ödemek için 30 güne daha ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English
O, programını günden güne değiştirir.
Translate from Turkish to English
Bunu düşünmek için birkaç güne ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English
Bunun hakkında düşünmek için birkaç güne ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English
Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
Translate from Turkish to English
Sami ertesi güne kadar bekledi.
Translate from Turkish to English
Sami yoğun bir güne hazırlanıyordu.
Translate from Turkish to English
Tom güne yenilenmiş enerji ile başladı.
Translate from Turkish to English
Tom, öldüğü güne kadar bunu yapmaya devam etti.
Translate from Turkish to English
Tom bir iki güne döner.
Translate from Turkish to English
Tom birkaç güne dönmüş olur.
Translate from Turkish to English
Canik sancağı üzerine bilgi verdikten sonra bir iki güne değin Samsun'dan karargâhımla, bir süre için Havza'ya gideceğimi ve her durumda Samsun'dan ayrılmadan önce beni aydınlatacak bilgileri beklediğimi yazdım.
Translate from Turkish to English
Hayatımın Saeb'le tanıştığım güne dek dilsel bir anlamı yoktu.
Translate from Turkish to English
Üç güne yetiştirebilirim.
Translate from Turkish to English
Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor. Çünkü geçici, hafif sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır. Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenlerse sonsuza dek kalıcıdır.
Translate from Turkish to English
Biz ne güne duruyoruz?
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: birçok, topluluk, kurulmuştur, Bazıları, yalnızca, zaman, geçsin, okurlar, Koyu, kahverengi.