Turkish example sentences with "görme"

Learn how to use görme in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Onun görme yeteneği kötü.
Translate from Turkish to English

Onun görme kabiliyeti kötü.
Translate from Turkish to English

Kedilerin karanlıkta görme yetileri vardır.
Translate from Turkish to English

Zenginler fakirleri hor görme eğilimindedir.
Translate from Turkish to English

Kaza onu görme yeteneğinden mahrum bıraktı.
Translate from Turkish to English

Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
Translate from Turkish to English

Onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.
Translate from Turkish to English

Bu adam en az beş yıldır görme özürlüdür.
Translate from Turkish to English

Adamı tekrar görme isteğim yok.
Translate from Turkish to English

Trafik kazası, genç adamı görme yeteneğinden mahrum etti.
Translate from Turkish to English

Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.
Translate from Turkish to English

Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.
Translate from Turkish to English

Tom görme yeteneği eskisi kadar iyi değil.
Translate from Turkish to English

Fakirleri hor görme.
Translate from Turkish to English

Tom görme yeteneğini kaybetti.
Translate from Turkish to English

O, iki yıllığına yurt dışında eğitim görme ayrıcalığına sahipti.
Translate from Turkish to English

Görme beş duyudan biridir.
Translate from Turkish to English

Görme yateneğim kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English

Zayıf görme bir atlet için bir engeldir.
Translate from Turkish to English

Benim iyi görme yeteneğim var.
Translate from Turkish to English

O, görme duyusunu kaybetti.
Translate from Turkish to English

O, görme duyusunu bir kazada kaybetti.
Translate from Turkish to English

O, o kazada görme duyusunu kaybetti.
Translate from Turkish to English

Jim onu görme amacı ile Londra'ya geri döndü.
Translate from Turkish to English

O iyi görme duyusuna sahip.
Translate from Turkish to English

O kötü görme duyusuna sahip.
Translate from Turkish to English

O görme yeteneğini kaybetti.
Translate from Turkish to English

Tom'un görme duyusu iyi değil.
Translate from Turkish to English

Tom'un iyi görme yeteneği var.
Translate from Turkish to English

Diğerlerini hor görme.
Translate from Turkish to English

Rehber köpekler görme özürlü insanlara yardım ederler.
Translate from Turkish to English

Onu görme olasılığından heyecanlıyım.
Translate from Turkish to English

O, doğuştan görme özürlüdür.
Translate from Turkish to English

Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.
Translate from Turkish to English

Ölmeden önce, o neredeyse görme özürlüydü.
Translate from Turkish to English

Kazada görme duyusunu kaybetti.
Translate from Turkish to English

Görme engelli mi yoksa işitme engelli mi olmayı tercih edersiniz?
Translate from Turkish to English

Filmi görme şansım yoktu.
Translate from Turkish to English

Onu görme fırsatını kaçırdım.
Translate from Turkish to English

Görme engelli adam el yordamıyla çıkışa doğru gitti.
Translate from Turkish to English

Henüz filmi görme fırsatım olmadı.
Translate from Turkish to English

Hâlâ bir çocukken görme yeteneğini kaybetti.
Translate from Turkish to English

Ünlü şarkıcıyı görme fırsatını kaçırdı.
Translate from Turkish to English

Fakir oldukları için diğerlerini hor görme.
Translate from Turkish to English

Beni çantada keklik görme.
Translate from Turkish to English

Çok iyi bir görme duyum var.
Translate from Turkish to English

Tom bir trafik kazasında gözlerinden birinde görme yeteneğini kaybetti.
Translate from Turkish to English

İlerleyen yaşı onun görme yeteneğini etkilemeye başlıyor.
Translate from Turkish to English

Ne yazık ki kaleyi görme şansım yoktu.
Translate from Turkish to English

Kediler karanlıkta görme kapasitesine sahiptirler.
Translate from Turkish to English

Kuşların keskin bir görme gücü vardır.
Translate from Turkish to English

Seni tekrar görme şansım olduğuna sevindim.
Translate from Turkish to English

Görme duyunuzun test edilmeye ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English

İnsan gözü radyo dalgaları kadar uzun enerji dalgalarını görme yeteneği olmadığı için radyo dalgalarını göremez .
Translate from Turkish to English

Görme yeteneğim çok iyi değil.
Translate from Turkish to English

Kazada görme yeteneğini yitirdi.
Translate from Turkish to English

Hong Kong'u görme şansını kaçırmak istemedim, bu yüzden geziye gitmeyi kabul ettim.
Translate from Turkish to English

Bay Suzuki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.
Translate from Turkish to English

Bay Suziki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.
Translate from Turkish to English

Görme yeteneğim iyi değil.
Translate from Turkish to English

Görme yeteneğim eskisi kadar iyi değil.
Translate from Turkish to English

O görme yetisini kaybetti.
Translate from Turkish to English

Paris'i bir sefer görme şansım oldu.
Translate from Turkish to English

Tom'un görme sorunları var.
Translate from Turkish to English

Görme bozukluklarının hayal gücünü geliştirme gibi bazı iyi tarafları da vardır.
Translate from Turkish to English

Son zamanlarda görme yeteneğini kontrol ettirdin mi?
Translate from Turkish to English

Tom'un görme yeteneği kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English

Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
Translate from Turkish to English

Ben kraliçeyi görme niyetindeyim.
Translate from Turkish to English

İnsanların beş duyusu vardır: görme, işitme, dokunma, tat ve koku.
Translate from Turkish to English

O, beni görme bahanesiyle evime geldi.
Translate from Turkish to English

Beni görme bahanesiyle geldi.
Translate from Turkish to English

O kötü görme yeteneği olan zayıf bir çocuktu.
Translate from Turkish to English

Kan görme beni kusacak gibi ve sersem hissettiriyor.
Translate from Turkish to English

Sadece kan görme onu bitkin düşürüyor.
Translate from Turkish to English

Normal bir görme yeteneğim var.
Translate from Turkish to English

Bir gün onu tekrar görme umuduna tutundu.
Translate from Turkish to English

Görme beş duyunun en karmaşığı olarak kabul edilir.
Translate from Turkish to English

Hem Mary hem de Julia görme engelli.
Translate from Turkish to English

Hem Tom hem de John görme engelli.
Translate from Turkish to English

Geleneğe göre, Homer görme özürlüydü.
Translate from Turkish to English

Lazer cerrahisi bazı görme sorunu türlerini onarabilir.
Translate from Turkish to English

O, bir trafik kazasında bir gözünün görme yetisini kaybetti.
Translate from Turkish to English

Onun iyi bir görme gücü vardır.
Translate from Turkish to English

Onu görme hakkında hepiniz isteklisiniz.
Translate from Turkish to English

Tom'un iyi bir görme yeteneği var.
Translate from Turkish to English

Onu görme tarzım bu değil.
Translate from Turkish to English

Shota onu görme hakkında utangaç olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Kan görme onun midesini bulandırdı.
Translate from Turkish to English

Tom'un berbat görme yeteneği var.
Translate from Turkish to English

Boston'dayken Tom'u görme fırsatını kaçırırsan çok üzücü olur.
Translate from Turkish to English

Zengin insanlar daha az şanslıları küçük görme eğilimindedir.
Translate from Turkish to English

Tom görme engelli.
Translate from Turkish to English

İki yıl önce sağ gözümdeki görme yeteneğimi kaybettim.
Translate from Turkish to English

Kötü görme yeteneğim olduğundan dolayı kağıt kitapları okuyamıyorum.
Translate from Turkish to English

Kız kardeşim görme engelli çocuklar için bir okulda çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary'nin bir daha birbirlerini görme ihtimali yok.
Translate from Turkish to English

Umarım seni bir daha ki sefere New York'tayken görme şansına sahip olurum.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin görme engelli olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom'un görme yeteneği pek iyi değil.
Translate from Turkish to English

Kendini dev aynasında görme Tom.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: benim, Şimşek, çaktı, Aşk, onu, rüyalarında, görmektir, Kimse, fikirlerimi, dinlemek.