Turkish example sentences with "farklı"

Learn how to use farklı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Dünyada birçok farklı halk vardır.

Bazen, şeyler onlara farklı açılardan bakılınca daha güzeldir.

"Resim Düzeni" çerçevesi resim kutusundaki resmi göstermek için farklı seçenekler sunar. Buradan seçebileceğiniz dört düzen vardır. Ortala ile resminiz resim kutusuna ortalanacaktır. Otomatik boyutlandır ile resminiz otomatik boyutlandırılacaktır. Uzat ile, resminiz resim kutusunun boyutuna göre büyütülecektir ve Otomatik zum ile ise resminiz resim kutusuna yakınlaştırılacaktır.

Papua Yeni Gine'de, Papualılar tarafından konuşulan 850 farklı dil vardır.

Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.

Senin fikirlerin benimkinden farklı.

Bu düşündüğümden farklı.

Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

Dünyada üç farklı tipte insan vardır: sayı sayabilenler ve sayamayanlar.

Farklı bir trompetçinin ritmine göre yürür.

Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.

Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.

Oda farklı görünüyor, şimdi daha çok beğeniyorum.

Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır.

Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.

Farklı aklı olanlara, aynı dünya bir cehennem ve bir cennettir.

O içtiğinde farklı bir kişi oluyor, bu yüzden onunla içki içmeyi sevmiyorum.

Her insan farklı bir yol izlesede, hedeflerimiz aynıdır.

Farklı insanların farklı fikirleri vardır.

Farklı insanların farklı fikirleri vardır.

Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı?

Kanser tek değil fakat yüzlerce farklı hastalıklardan biridir.

Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.

Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.

Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz.

Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.

Bu konuya farklı açılardan bakmalısın.

Biz farklı düzlemler üzerinde tartışıyorduk.

Firmamız farklı kültürel etkinlikleri destekler.

Üç kişi kazayla ilgili üç farklı açıklama yaptı.

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.

İki erkek kardeş görünümde oldukça farklı.

Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?

Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.

Amerika'da, benim programım hemen hemen her gün farklı ve benzersizdir.

Senin hayat felsefen benimkinden farklı.

Aslan ve kaplan kedinin iki farklı türüdür.

Saatim sizinkinden farklı.

Bu yılın modası geçen yılınkinden oldukça farklı.

Tom ve Mary'nin hayat felsefeleri farklı.

Tom ve Mary farklı hayat felsefelerine sahiptir.

Tom ve Mary gece ve gündüz kadar farklı.

Tom ve Mary siyah ve beyaz kadar farklı.

Onların farklı fikirleri vardı.

Tom bunu farklı bir şekilde görür.

Tom durumu daha farklı şekilde ele almalıydı.

Tom işleri farklı şekilde yapmalıydı.

Tom'un kesinlikle şeylere farklı bakma şekli var.

Tom ve Mary çok farklı fikirlere sahiptir.

Sizin fikriniz benimkinden oldukça farklı.

Farklı ülkeler, pek çok mal ithal etmektedirler.

Senin yaşam felsefen benimkinden farklı.

Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum.

Bugün farklı görünüyorsun.

Gece, her şey farklı görünüyor.

Benim fikrim seninkinden farklı.

O çok farklı metotlar denedi.

Onun benimkinden farklı olan bir fikri var.

Ben şimdi hayata eskisinden daha farklı bakıyorum.

Bana farklı bir örnek ver.

Biz farklı konular hakkında konuştuk.

Benim fikrim seninkinden oldukça farklı.

Kaç tane farklı okula devam ettin?

Zarlar farklı kültürlerde farklı şekillere sahiptir.

Zarlar farklı kültürlerde farklı şekillere sahiptir.

Tom farklı bir şey istiyor.

Her gün farklı saatler çalışırım.

Proje, üç farklı sınıftan öğrencinin ortak çalışmasıydı.

Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.

Görgü kuralları her kültürde farklı şekilde gözlemlenir.

Bu biraz farklı bir şeydi ve beraber takıldığım insanlar bunlardan takıyordu.

Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.

Proje üç farklı sınıftan gelen öğrencilerin ortak bir çabasıydı.

Benim fikirlerim seninkinden farklı.

Onun farklı bir İngilizce aksanı var.

Her nasılsa bugün farklı görünüyorsun.

Onun fikri benimkinden farklı.

Benim düşüncem sizinkinden farklı.

Farklı düşünme tarzlarımız var.

Şimdi farklı bir soruna dönmeliyiz.

Sizin yöntem benimkinden farklı.

Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.

Bir sürü farklı diller konuştular.

Onun fikri benimkinden çok farklı.

Bugün canım farklı bir şey yapmak istiyor.

Benim görüşüm sizinkinden tamamen farklı.

Benim görüşüm seninkinden tamamen farklı.

Fikriniz benimkinden tamamen farklı.

Senin yerinde olsam, farklı hareket ederim.

Her mevsimde farklı çiçekler çiçek açar.

Damak tadım sizinkinden oldukça farklı.

Bu, beklediğimden farklı.

İki köpek farklı olabilir fakat benzer.

Görüşleri benimkinden çok farklı.

O, eskisinden farklı.

Onun fikirleri benimkilerden oldukça farklı.

Oldukça farklı bir nedenden dolayı ona yazdım.

Kanser farklı organlara yayıldı.

Bu ve şu iki farklı hikayedir.

Farklı bir fikrim var.

Also check out the following words: fikirde, olurum, bisikletimi, çaldırdım, planın, botta, teklifini, gelişimin, metodudur, eşekarısı.