Turkish example sentences with "fakir"

Learn how to use fakir in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.

Fakir olmayı zengin olmaya tercih ederim.

Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.

Babamın fakir olmasından utanmıyorum.

O, fakir ama dürüsttür.

O, fakir olmaktan utanmıyor.

O fakir bir müzisyendi.

O kadar fakir doğdu ki hiç okul eğitimi almadı.

Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.

Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.

O, fakir olduğu için üniversiteye gidemedi.

Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz.

Fakir olduğundan dolayı bir insanı hor görmemeliyiz.

Fakir olmayı zenginliğe tercih ederim.

Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.

Tom hâlâ tamamen eskisi kadar fakir.

Mary'nin Tom'un gerçekten ne kadar fakir olduğunu fark edip etmediğini merak ediyorum.

Tom hayatı boyunca fakir kaldı.

Fakir Japon göçmenler düşük ücretle çalışmaya istekliydiler.

Bir zamanlar, o köyde fakir çiftçiler vardı.

Bir zamanlar o köyde fakir çiftçiler vardı.

Ben fakir bir denizciyim, bu yüzden tekneyle gezmekten hoşlanmıyorum.

O, babasının fakir olmasından utanç duyuyordu.

O, fakir insanlara asla tepeden bakmaz.

O, fakir olmaktan çok uzak, aslında çok parası var.

Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.

George fakir, ama her zaman mutlu.

Lincoln'un ebeveynleri tüm hayatları boyunca fakir kaldılar.

O fakir, ama dürüsttür.

O, her zamanki gibi fakir görünüyor.

Onların hepsi fakir değil.

O, fakir olmaktan hoşlanmıyordu.

Onun çok fakir söyleniliyor.

O, fakir aileye biraz yiyecek verdi.

O, fakir olmasına rağmen, sahip olduğu az miktarda parayı ona verdi.

O, fakir olmasına rağmen, tatmin olmuştur.

O, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.

O tüm hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.

O, fakir bir adam kaldı.

O, fakir olduğunu söyledi.

Onlar olabileceği kadar fakir.

O, bütün hayatı boyunca fakir kaldı.

Fakir ama, yine de mutlu.

Fakir olmaktan utanmıyorum.

fakir oğlanlar korkuyla titriyor.

Bisiklet alamayacak kadar fakir değil.

Hayatı boyunca fakir insanlara yardım etti.

Fakir insanlara karşı her zaman cömerttir.

Fakir olmasına rağmen, mutluydu.

Fakir olmanın ne olduğunu bilmiyor.

Londra'nın fakir bir bölgesinde yaşar.

O fakir doğdu ama bir milyoner olarak öldü.

Fakir olmanın ne olduğunu o çok iyi bilir.

Bazı fakir bölgelerde beslenme yetersiz.

Zengin olmasına rağmen, fakir olduğunu söylüyor.

Fakir olmalarına rağmen, onlar mutluydu.

Zenginler daha zengin; fakirler ise daha fakir oluyor.

Sadece fakir olduğu için ona tepeden bakma.

Fakir oldukları için diğerlerini hor görme.

O fakir ama mutlu.

Fakir olmak ayıp değil.

Tom Mary'nin zengin koca avcısı olduğunu fark ettiğinde üzgündü ve Mary Tom'un fakir olduğunu fark ettiğinde üzgündü.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey hayattaki en büyük korkumun insanların fakir olduğumu öğrenmesidir.

Zengin olmak istemiyorum. Sadece fakir olmak istemiyorum.

Zengin kız fakir oğlan masalı mı?

Onlar çok fakir.

Fakir değiliz.

Bence fakir olmak utanılacak bir şey değildir.

Çalışkan bir işçi olmasına rağmen fakir kaldı.

Çok çalışmasına rağmen, her zamanki gibi fakir kaldı.

O her zamanki kadar çok çalışıyor fakat fakir kalıyor.

O her zaman fakir kaldı.

Sen fakir değilsin.

Tom fakir bir öğrencidir.

O kadar da fakir değiliz.

Ben fakir bir öğrenciyim ve sana ödeme yapamam.

Ülkemde hiç kimse fakir olmak istemedi.

Ülkemde hiç kimse fakir olmak istemiyor.

Zengin de olsalar fakir de olsalar, o herkesi korur.

O zengin olmasına rağmen fakir olduğunu söylüyor.

Tom bütün hayatı boyunca fakir kaldı.

Tom Mary'ye Boston'da fakir bir muhitte büyüdüğünü söyledi.

Fakir olmak masraflıdır.

Ben yaşıtlarıma göre fakir kalmalıyım, değil mi?

Fakir, şişman ve mutsuzum.

Öyle görünüyor ki, insanlığın zengin kısmı, fakir kısmın problemlerini çok umursamıyor.

Bu keşif, fakir çiftçilerin aleyhine oldu.

Tom fakir, değil mi?

Tom fakir ama mutludur.

Tom o kadar fakir değil, değil mi?

Mary fakir bir kadındır.

Tom her zaman fakir.

Tom fakir değildi.

Fakir değilim.

Milyoner, fakir olarak doğdu.

Tom fakir görünüyor.

Fakir olmak az şeye sahip olmak değil fakat çok şeye ihtiyacı olmaktır.

Onlar gerçekten fakir.

Gerçekten o kadar fakir miyiz?

Onun zengin olduğu gerçeğine rağmen, o fakir olduğunu söylüyor.

Also check out the following words: kitaplarımız, kalemlerim, her, yerde, satılıyor, okul, kütüphanesinin, Köpekleri, severim, Bulaşık.