Turkish example sentences with "evden"

Learn how to use evden in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu tip evden hoşlanmıyorum.

Saat altıda evden ayrılmak zorundasın.

Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.

Evden ayrılacaktı.

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.

O beni aradığında evden ayrılmak üzereydim.

Evden saat sekizde ayrıldı.

Altı kalktım, ve yedide evden ayrıldım.

Evden biraz daha erken çıksaydın, zamanında olurdun.

Tom öğleden sonra sadece evden çıkmak zorunda olduğuna karar verdi.

O, tam ben evden ayrılırken geldi.

Evden ayrılmadan önce kapının kilitli olduğunu görün.

Bakın! Onlar evden ayrılıyorlar.

Annem on dakika önce evden ayrıldı.

O, ilk treni kaçırabileceği korkusuyla sabah erkenden evden çıktı.

Tom bana telefon ettiğinde evden ayrılıyordum.

O, evden istasyona çok fazla yük taşımak zorunda kaldı.

O, evden dışarı fırladı.

O, evden dışarı atıldı.

O, az önce evden ayrıldı.

Tom genellikle sabahları evden ayrılmadan önce hava raporunu izler.

Tom Mary'nin ona çocukken yaşadığı evden bahsetmesini rica etti.

Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım.

Tom dün evden dışarıya adım bile atmadı.

Tom biraz daha yaşlanıncaya kadar evden ayrılmamaya karar verdi.

Tom okul için evden ayrıldığında hava hâlâ karanlıktı.

Kim gelirse gelsin, evden uzakta olduğumu söyle.

O, şimdi evden ayrılıyor.

Sahip olduğunuz ateşten dolayı, evden dışarı çıkamazsın.

Annem hasta olduğu için, geçen Cumartesi evden ayrılamadım.

Telefon çalmaya başladığında, Anne evden ayrılmak üzere idi.

Evden her sabah saat sekizden önce ayrılırım.

O evden uzakta.

Ben yedide evden ayrıldım.

O, saat 8:00 'de evden çıktı.

O evden kaçtı.

Her gün saat sekizde evden ayrılıyorum ve saat dokuzda çalışmaya başlıyorum.

Babam evden uzaktadır.

O zaman tam evden çıkıyordum.

Gençken evden ayrıldım.

O, her zaman saat yedide evden ayrılır.

O, üç gün sonra evden ayrıldı.

Treni kaçırmamak için sabah evden erken ayrıldı.

O, on dakika önce evden ayrıldı.

Evden ayrıldığımda gökyüzü açıktı.

O hoşça kal demeden evden ayrıldı.

Şiddetli yağmurdan dolayı evden çıkamadık.

Evden ayrılır ayrılmaz şiddetli şekilde yağmur yağmaya başladı.

Evden ayrılmak üzereydi.

Evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

Sabah erkenden evden ayrıldık.

Onun evden ayrılışını fark ettin mi?

Tom kahvaltıdan sonra evden ayrıldı.

O zaman evden ayrılmak üzereydim.

Genellikle saat kaçta evden ayrılırsın?

Ceketini giydi ve evden ayrıldı.

Acele bir kahvaltı yaptım ve evden ayrıldım.

Onlar yeni evden memnun.

Tom öğle yemeğini yedikten sonra evden ayrıldı.

Tom evrak çantasıyla birlikte evden ayrıldı.

Sen evden ayrıldıktan sonra paltonuzu buldum.

Tom Mary gittikten hemen sonra evden ayrıldı.

Sabah saat kaçta evden ayrılırsınız?

Yanan evden çocuğu kurtardı.

Yağmur yağmaya başladığında evden ayrılıyordum.

Annem döndüğünde evden ayrılacağım.

Hafta sonu sık sık evden uzakta kalır.

Keşke evden beş dakika erken çıksaydım.

Telefon çaldığında, hepimiz evden ayrılmak üzereydik.

Evden ayrılır ayrılmaz yağmur yağmaya başladı.

O geldiğinde, o evden ayrılacaktı.

Tam evden ayrılırken yağmur yağmaya başladı.

Evden şimdi çıktım alışveriş merkezine gidiyorum.

On üç yaşındayken, evden kaçtı.

Bütün itirazlarımdan sonra, evden gitti.

Treni kaçırmayayım diye evden erken çıktım.

Her sabah saat sekizden önce evden çıkarım.

Evden ayrıldıktan beş dakika sonra yağmur yağmaya başladı.

Babam genellikle ben yataktayken evden çıkar.

Onun evden ayrılışını fark ettiniz mi?

"Hoşça kalın." bile demeden evden çıktı.

Sık sık olduğu gibi, çocuk evden kaçtı.

Köpekleri evden dışarı çıkarmaya çalıştım.

Tom aceleyle evden ayrıldı.

Tom evden ayrılıyor.

On üç yaşımdayken evden kaçtım.

Tom bugün evden erken çıkmasına rağmen işe geç kaldı.

Tom'un evden ayrıldığını biliyor muydun?

Tom'un evden ayrıldığını biliyor muydunuz?

Tom'un evden ayrıldığından haberin var mıydı?

Tom'un evden ayrıldığından haberiniz var mıydı?

Ben tüm yaz tatili boyunca evden uzaktaydım.

Ben vardığımda çabucak evden kaçtılar.

Cesur itfaiyeci yanan evden bir erkek çocuğu kurtardı.

Evden işe 40 dakika sürer.

Yanan evden dışarı çıktığı zaman itfaiyecinin yüzü korkunçtu.

O, evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

Onun evden kaçması babasının şiddetinden dolayıdır.

Evden dışarı koştum.

On üç yaşında evden ayrıldım.

Tom'un evden ayrılmadığını biliyorum.

Also check out the following words: Floridalı, karısı, ise, Kaliforniyalı, Fransızcayı, konuşamıyor, şişe, şarap, içti, Bill'den.