Turkish example sentences with "bozuk"

Learn how to use bozuk in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bozuk kamerayı buldum.

Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama arabam bozuk, yardım edebilir misiniz?

Benim televizyon bozuk.

Bozuk paramı genellikle masamın çekmecesine atarım.

Bu bozuk.

Ne yazık ki telefon bozuk.

Yanında bozuk para var mı?

Hiç bozuk paran var mı?

Üzgünüm, daha küçük bozuk param yok.

Bir nikel beş kuruş değerinde bozuk paradır.

Tom eski bozuk paraları topladı.

Tom kanepenin arkasına düşmüş olan bozuk paraları topladı.

Bozuk değilse tamir etme.

Bozuk değilse, tamir etmeyin.

Çamaşır makinesi biraz bozuk.

Çamaşır makinesi bozuk.

Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu.

Tom'un otomattan bir içecek satın almak için yeterli bozuk parası yoktu.

Seçmenler bozuk olmamalıdır.

Ben bozuk radyoları onardım.

Bu saat bozuk.

Isıtıcı bozuk.

O, bozuk bir kamera buldu.

Tom bozuk radyoyu tamir etti.

Benim masa saati bozuk gibi görünüyor.

Bozuk radyoyu tamir edebilir misin?

Asansör bozuk.

Telefonum bozuk.

O, kutusuna birkaç bozuk para koydu.

Bu telefon bozuk.

Kaldırımda bozuk para buldum.

Üzgünüm fakat hiç bozuk param yok.

O, 100 yen bozuk para değildi, o bir şişe kapağıydı.

Bu saat bozuk görünüyor.

Maalesef, bozuk param yok.

Kız arkadaşı terk ettikten sonra aylarca morali bozuk gezdi.

Su soğutucusu bozuk.

Telefon şu anda bozuk.

Ekstra bozuk paranı nereye koyarsın?

Klima bozuk.

Telefonun bozuk olup olmadığını kontrol eder misin?

Amerikalı çocuk bozuk Japoncayla konuştu.

Babam bozuk bisikletimi tamir ediyor.

Postamı kontrol edemiyorum. Sunucu bozuk.

Peter'in ofisindeki yazıcı bozuk ve artık yazdırmıyor.

Saatim bozuk gibi görünüyor.

Telefon bozuk, Bay Tamori.

Her ne zaman kızsa, bozuk dil kullanır.

Bu musluğu kullanamazsın. O bozuk.

Moralim bozuk.

Televizyonum bozuk.

Bozuk paran var mı?

Bozuk param yok.

Saat bozuk.

Dosya bozuk.

Duş bozuk.

Bozuk mu istersiniz bütün mü?

Bozuk saatimle ilgileneceğine söz verdi.

Bilgisayar bozuk.

Arabanın bozuk bir kuyruk lambası var.

Gel şu ampule bakalım, gevşek mi yoksa gerçekten bozuk mu?

Bizim arabanın el freni bozuk mu?

O bozuk Fransızca konuşur.

Şimdi moralim bozuk.

Bir şey bozuk mu?

Tom morali bozuk görünüyor.

Son zamanlarda moralim bozuk.

Otobüs için bozuk paraya ihtiyacım var.

Öğrenciler olarak depremzedelere yardımda bulunalım. Cebimizdeki bozuk paraların bile çok yararı olacaktır.

Tom cebine uzandı ve bir avuç dolusu bozuk para çıkardı.

Tom cebine uzandı ve biraz bozuk para çıkardı.

Hiçbir şey bozuk değil.

Tom yanlışlıkla bozuk para yuttu.

Bu otomat bozuk.

Bu radyo bozuk.

Asansör bugün bozuk.

Bozuk araba trafiğin akışını engelliyor.

Bu domuz eti biraz bozuk.

Bozuk bir saat bile günde iki defa doğruyu gösterir.

Televizyon bozuk.

Yatmadan önce genelde ceplerindeki tüm bozuk paraları çıkartıp masaya boşaltır.

Radyo bozuk.

Neden 5 ve 50 yenlik bozuk paraların ortasında boşluk var?

O bozuk.

Bozuk paralar metalden yapılmıştır.

Klimanızın bozuk olduğunu biliyor muydunuz?

Hesap bozuk para ile ödendi.

Her daim kafan bozuk zaten.

Bozuk telefonları onarırım.

Türk toplumunun algılama yeteneği bozuk değildir.

Saatim bozuk olduğu için, saati tam bilmiyordum.

Ambalajı bozuk bir ürünün kaliteli olduğuna insanları ikna etmek, ambalajı yenilemekten yüz kat daha zor sayılır.

Üç gündür, bayat bir sandviç, çürük bir elma ve biraz bozuk yoğurt dışında hiçbir şey yemedim.

Öyle görünüyorki Tom bozuk yiyecek yemekten hasta oldu.

Psikolojisi bozuk biriyle uğraşıyorsak, aklından geçenleri anlamak zorundayız.

Adamın niyeti bozuk, ne yapacağı belli olmaz.

Seninle aramız bozuk sanmıştım.

Bugün biraz morali bozuk görünüyorsun.

Bu bilgisayar bozuk.

Tom eve morali bozuk gitti.

Tom Mary'nin neden çok morali bozuk göründüğünü merak ediyordu.

Also check out the following words: kaldım, Babanın, nereye, gittiğini, adım, Edgar, Degas, Maria, kıyafete, para.