Turkish example sentences with "hiçbir"

Learn how to use hiçbir in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Hiçbir şey olmadığı görünüyordu.

Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.

O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte var.

Plastik cerrahi bile çirkinliğiniz için hiçbir şey yapmayacaktır.

Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.

Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.

Ben insanım, insana dair hiçbir şey bana yabancı olamaz.

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

Hiçbir şey olmadı.

Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.

Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.

Aileniz hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor.

O, kendisinden başka hiçbir şey düşünmüyor.

Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.

Dünyada bize iyi ders vermesinden başka hiçbir şey yok.

Hiçbir şeye üzülmeye niyeti yok.

Hava olmasa hiçbir yaratık yaşayamaz.

Yaşayan hiçbir şey havasız yaşayamazdı.

Havasız hiçbir şey yaşayamazdı.

Hava olmasa hiçbir şey yaşayamaz.

O yer hiçbir yerin ortasında değildir.

İki başbakanın ortak hiçbir şeyi yoktu.

Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.

O konuda hiçbir şey yapılmadı mı?

Onun hiçbir şey söylememesini garip buluyorum.

Büyük jüri onu hiçbir şeyden suçlu olmadığına hükmetti.

Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.

Bugün başladı ve çok mutluyum, çünkü Eylül'e kadar hiçbir okul günü yok.

Sen gerçekleştirmedikçe hiçbir şey olmaz.

Onlara karşı çıkmak hiçbir şeye yaramaz.

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.

Hiçbir öğretmen problemi çözemedi.

Nerede yaşadığına dair hiçbir fikrim yok.

Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.

Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.

Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.

Hiçbir kültürel geçmiş, sanatı anlamak için gerekli değildir.

Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.

Çok uğraşıyorum ama elime hiçbir başarı geçmiyor, dedi.

Hiçbir şey bir resimden daha canlı değildir.

Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.

Şu ana kadar hiçbir şey doğru değil.

Buradaki kişisel bilgisayar sistemi değiştiremediği için hiçbir şey yapılamaz.

O hiçbir şekilde anjelik değildir.

O hiçbir şekilde kibar değil.

O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.

Karısı olmadan, bir erkeğin hiçbir değeri yoktur.

Onlar müslümanlara hiçbir müslümanın kâfire karşı davranmadığı şekilde davranıyorlar.

O, benimle konuşuyor gibi yaptı ama hiçbir şey söylemedi.

Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.

O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.

Annem ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Söyleyecek hiçbir şeyim yok.

Kazada hiçbir yolcu ölmedi.

Adada hiçbir yaşam belirtisi yoktu.

Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.

Hiçbir öğrenci eksik değildi.

Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.

Şimdi ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yok.

Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.

O zaman hiçbir tehlike fikri aklımdan geçmedi.

Amerika Birleşik Devletleri'nin İngiltere ile hiçbir ticari bir anlaşması yoktu.

Onun seni azarlaması için hiçbir sebep yoktur.

Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.

Japonya'daki hiçbir dağ Fuji dağından daha yüksek değildir.

Japonya'da hiçbir dağ Fuji dağı kadar yüksek değildir.

Japonya'da hiçbir şehir Tokyo kadar büyük değildir.

Japonya'da başka hiçbir şehir Tokyo kadar büyük değildir.

Yaptıklarının hiçbir bahanesi yoktur.

Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir.

Polisin elinde hâlâ hiçbir ipucu yok.

Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.

Hiçbir şey sağlıktan daha değerli değildir.

Hiçbir şey söylemeden uzun bir süre konuşmak mümkündür.

Aşağı baktım ve kesinlikle söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.

Sınıftaki hiçbir erkek çocuğu Bill kadar uzun değil.

Aslına bakarsan, ben bu konuda hiçbir şey bilmiyorum.

Hiçbir şekilde böyle bir şey yapmamalısın.

Tom bütün gün TV izlemekten başka hiçbir şey yapmaz.

Tom Pazar günleri kitap okumaktan başka hiçbir şey yapmaz.

İki ülke arasında hiçbir ittifak şansı yok.

Daha fazla çalışmazsan hiçbir şeyi başaramayacaksın.

Domuzun hiçbir parçası boşa gitmedi.

O, etrafına baktı, ama hiçbir şey göremedi.

Gerçekleştirmediğin sürece hiçbir şey olmaz.

Söyleyecek başka bir şeyin yoksa bana "Merhaba, nasılsın?" demenin hiçbir faydası yok.

Onun yaptığında hiçbir kötü niyet yoktu.

Onun gecikmesi için hiçbir bahane yoktur.

Onun bu işle ile hiçbir bağlantısı yoktur.

Bu ilacın zararlı hiçbir yan etkileri yoktur.

Onun söylediği hiçbir şeyi anlayamadım.

Bütün gün ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Hiçbir şey sevgi kadar değerli değildir.

Bu yüzük hiçbir yerde bulunmayacaktı.

Nic hiçbir şekilde ödülden memnun değil.

Korkaklara hiçbir hoşgörüm yok.

Hiçbir yunusa dokundun mu?

Onu ona peşinen söylemenizde hiçbir sakınca yok.

Also check out the following words: aydınlandı, patlama, Gökyüzünden, bakınca, güzeldi, bulutlandı, koltuk, kişiliktir, yeriniz, Homurdanmayı.