Turkish example sentences with "ettiler"

Learn how to use ettiler in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.

Birlikte çalışmayı kabul ettiler.

Evliliği için onu tebrik ettiler.

Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.

Önceki gün orayı terk ettiler.

Komiteye bir kadın ilave ettiler.

Başkanın çekilmesini talep ettiler.

Onlar kitabın tüm kopyalarının imha edilmesini talep ettiler.

Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler.

Savaş kurbanlarına yiyecek temin ettiler.

Beni öldürmekle tehdit ettiler, bu yüzden cüzdanımı onlara verdim.

Çocuklar sahilde kumdan bir kale inşa ettiler.

Onlar yarına kadar işi yaptırmamda ısrar ettiler.

Onlar hızla evlerini terk ettiler.

Babalarını kurtarmak için acele ettiler.

Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.

Onlar metni tercüme ettiler.

Yağmur durduğu için onlar oyuna devam ettiler.

Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.

1847 yılında onlar kendi bağımsızlıklarını ilân ettiler.

1847 yılında, onlar kendilerini bağımsız ilan ettiler.

Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler.

Onlar benim BMW'yi tahrip ettiler.

Daha sonra, diğer birçok ülkeden olanlar büyük ekonomik imkanlarla ilgili raporlar ve dini ve politik özgürlük tarafından cezbedildikleri için Amerika Birleşik Devletlerine akın ettiler.

Tom'un anne-babası onun nişanı ile ilgili onu tebrik ettiler.

Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.

16. yüzyılda Akdeniz'de Türk ve İspanyol korsanlar birbirleriyle sık sık mücadele ettiler

Amerikan askerleri haklı olduklarını iddia ettiler.

Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.

Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

İki taraf, sıcak yaz güneşinde saatlerce mücadele ettiler.

Onlar ona ve eşine hakaret ettiler.

Dedektifler onu takip ettiler.

Hiç çimento kullanmadan kalenin duvarlarını inşa ettiler.

Derhal kuşlar yuvalarını terk ettiler.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.

On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.

Onlar Kate'e çocuklarına bebek bakıcılığı yapmasını rica ettiler.

Onlar Jack'in saç kesimi ile alay ettiler.

Onlar Mary ile alay ettiler.

Onlar benimle alay ettiler.

Onlar yürümeye devam ettiler.

Onlar birbirlerine yardım ettiler.

Birçok arkadaşlar onu yolcu ettiler.

Kızlar müziğe göre dans ettiler.

Onlar onu kayıp kabul ettiler.

Onlar bize yiyecek temin ettiler.

Onlar orada oturmaya devam ettiler.

Onlar bana doktor olarak hitap ettiler.

Onlar yeni öğrenciyle alay ettiler.

Onlar beni partiye davet ettiler.

Onlar beni ara sıra ziyaret ettiler.

Onlar ondan para talep ettiler.

Pilotlar, silahlarını test ettiler.

Kızlar planımıza itiraz ettiler.

Onlar onun doğru olduğunu iddia ettiler.

İlk olarak ne yapacaklarını merak ettiler.

Onlar beni özgürlüğümden mahrum ettiler.

Onlar hava hakkında sohbet ettiler.

Onlar yeni kurallara itiraz ettiler.

Bütün kızlar birbirlerine yardım ettiler.

Onlar batan gemiyi terk ettiler.

Ebeveynlerimin her ikisi de vefat ettiler.

Onlar bilgiye göre hareket ettiler.

Onlar kart oynamam için beni davet ettiler.

Onlar kaleyi düşmana terk ettiler.

Ebeveynlerim oraya yalnız gitmeme itiraz ettiler.

Onlar satılık bir evleri olduğunu reklam ettiler.

İki saatten daha fazla bir süre onlar kahve içerken sohbet ettiler.

Onlar gazetede düğünlerinin tarihini ilan ettiler.

Onlar tüm plandan vazgeçmekten başka seçenekleri olmadığını kabul ettiler.

Onlar sana ihanet ettiler.

Onlar geç saatlere kadar oturup sohbet ettiler.

Dansçılar birbirlerini taklit ettiler.

Hayatlarından memnun olduklarını ifade ettiler.

Polisler Tom'un lastiklerine ateş ettiler.

Onlar nişanlarını iptal ettiler.

İki taraf günlerce müzakere ettiler.

Onlar onu hastaneye kabul ettiler.

Ayrıca ülkeyi birleştirmeye yardım ettiler.

Mahkeme kararını temyiz ettiler.

Bana küçük bir oda tahsis ettiler.

Gizliden mal ihraç etmeye devam ettiler.

Polisler daha yüksek ücretler talep ettiler.

Suyun ne kadar saf olduğunu kontrol ettiler.

Mağazaları ve fabrikaları imha ettiler.

Onu partiye gitmek için davet ettiler.

Diktatöre karşı mücadele ettiler.

Arızalar için makineyi kontrol ettiler.

Sonunda onu gerçek olarak kabul ettiler.

Suçu işlemesi için onu tahrik ettiler.

Parayı ödemem için ısrar ettiler.

Dün New York'a hareket ettiler.

Köye su temin ettiler.

Dün ebeveynlerini ziyaret ettiler.

Mülteciler açlığa karşı mücadele ettiler.

Londra ziyaretlerini iptal ettiler.

Masum olduklarını ifade ettiler.

Sürücüden zararları talep ettiler.

Denizciler yanan gemiyi terk ettiler.

Also check out the following words: sürüyor, Plaj, tarafta, rezervasyonu, yaptırmak, güvenliğine, hoşlanıyorum, çatal, eksik, bıçak.