Turkish example sentences with "ekonomik"

Learn how to use ekonomik in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Bu yılın sonunda bir ekonomik kriz olacak.
Translate from Turkish to English

Çalşmak sadece ekonomik yararlar ve maaş için önemli değildir, fakat aynı zamanda sosyal ve psikolojik ihtiyaçlar ve toplumun iyiliği için bir şey yapma duygusu için.
Translate from Turkish to English

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Translate from Turkish to English

Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
Translate from Turkish to English

Derinleşen ekonomik krizin görünürde bir sonu var mı?
Translate from Turkish to English

Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
Translate from Turkish to English

Biz ekonomik bir otelde kaldık.
Translate from Turkish to English

Ekonomik arabalar size tasarruf sağlar.
Translate from Turkish to English

Eğer üniversiteye gidebilirse ebeveynlerinden ekonomik olarak bağımsız olabileceğini düşündü.
Translate from Turkish to English

Daha sonra, diğer birçok ülkeden olanlar büyük ekonomik imkanlarla ilgili raporlar ve dini ve politik özgürlük tarafından cezbedildikleri için Amerika Birleşik Devletlerine akın ettiler.
Translate from Turkish to English

Bu yıl herhangi bir ekonomik revizyon beklenmiyor.
Translate from Turkish to English

Bu dergiye göre, Japonya'da ekonomik durum yıldan yıla gittikçe kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English

Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.
Translate from Turkish to English

Ekonomik konuta acil bir ihtiyaç vardır.
Translate from Turkish to English

Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı.
Translate from Turkish to English

Ekonomik durgunluğa karşın, ticari ürün fiyatları hala yüksek.
Translate from Turkish to English

Ekonomik durum daha da kötüleşti.
Translate from Turkish to English

İstikrarlı ekonomik gelişme vardı.
Translate from Turkish to English

Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.
Translate from Turkish to English

Ekonomik nedenlerden dolayı plandan vazgeçti.
Translate from Turkish to English

O ekonomik yönden ebeveynlerinden bağımsız.
Translate from Turkish to English

Ekonomik olarak ailemden bağımsızım.
Translate from Turkish to English

Ekonomik durum şimdi iyi değil.
Translate from Turkish to English

Ailesinden ekonomik olarak bağımsızdır.
Translate from Turkish to English

Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
Translate from Turkish to English

Japon ekonomik sorunları hakkında biraz bilgi almak için, bu kitabı çok faydalı bulacaksın.
Translate from Turkish to English

Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
Translate from Turkish to English

Ben birey olarak ekonomik olanı tercih edebilirim.
Translate from Turkish to English

Ülkemde ve dünya'da savaşlar yaşanmasa ve ülkemdeki insanların ekonomik durumu iyi olsa ben zaten mutlu olurum.
Translate from Turkish to English

Dünya savaşların yaşandığı bir yer olmamalı ve yeni ekonomik bir modellemeyle her ülke kardeşçe birbiriyle geçinebilmeli.
Translate from Turkish to English

Bir ülkenin ekonomik gücü sadece üretme kabiliyetinde değil aynı zamanda tüketme yeteneğinde de bulunur.
Translate from Turkish to English

Lander ayaklanmanın ve çete davranışının yoksulluğun ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduklarını varsayıyor.
Translate from Turkish to English

Ekonomik durum hiç içaçıcı değil.
Translate from Turkish to English

Bütün ekonomik modellerin defektleri vardır.
Translate from Turkish to English

Dünyanın sorunu ekonomik modellerdedir.
Translate from Turkish to English

Hangisi daha önemlidir, ekonomik büyüme mi yoksa çevrenin korunması mı?
Translate from Turkish to English

O ülkenin ekonomik durumu günden güne değişiyor.
Translate from Turkish to English

Yeni ulus, Japonya'nın ekonomik etkisi altında.
Translate from Turkish to English

Kriz ekonomik ideolojide bir devrim başlatabilir.
Translate from Turkish to English

Ekonomik büyüme çevre kirliliği pahasına sürdürülmemelidir.
Translate from Turkish to English

Avrupa için ekonomik kriz kapıda.
Translate from Turkish to English

Peki, belirsizliğin ekonomik faturası ne olacak?
Translate from Turkish to English

Ekonomist, sürüp giden bir ekonomik kriz sezinledi.
Translate from Turkish to English

Menkul kıymetler borsası sürüp giden bir ekonomik kriz içindedir.
Translate from Turkish to English

İnsanlar, ekonomik ve duygusal yönden birbirlerine bağımlı olmamalıdır.
Translate from Turkish to English

Anne babasından ekonomik olarak bağımsız değildir.
Translate from Turkish to English

Artık ekonomik olmadığı için feribot servisini kapattılar.
Translate from Turkish to English

Taksiye binmek yerine otobüsle gitmek daha ekonomik.
Translate from Turkish to English

Amerika Birleşik Devletlerinin Burmaya karşı ekonomik yaptırımları resmen sona erdi.
Translate from Turkish to English

Şimdiki ekonomik kriz için cumhuriyetçi parti suçlanacak mı?
Translate from Turkish to English

Dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri ile Çin büyük bir ekonomik güç.
Translate from Turkish to English

Geçen yıl bir ekonomik belirsizlik dönemiydi.
Translate from Turkish to English

Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, herhangi bir ürünü alıp almayacağımıza karar verirken fiyat baskın faktör haline gelir.
Translate from Turkish to English

Ben her zaman ekonomik iyileşme hakkında güvence duyuyorum, ama ben hâlâ onu görmedim.
Translate from Turkish to English

Onlar bir dizi büyük ekonomik programlar başlattı.
Translate from Turkish to English

Ülkenin ekonomik durumu kötüleşti .
Translate from Turkish to English

Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
Translate from Turkish to English

Ülkenin ekonomik durumu kötüleşti.
Translate from Turkish to English

Londra ekonomik ve kültürel sebeplerden ötürü çok önemliydi.
Translate from Turkish to English

İtalya kendi tarihindeki en kötü ekonomik krizin içinde.
Translate from Turkish to English

İtalya, tarihindeki en kötü ekonomik krizi yaşıyor.
Translate from Turkish to English

Bu artış ile birlikte, dünyanın ekonomik organizasyonda bir değişiklik oldu.
Translate from Turkish to English

Ekonomik kalkınma Afrika için önemli.
Translate from Turkish to English

Bugün Japonya dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri olarak kabul edilir.
Translate from Turkish to English

Benim ülkem ve seninki arasında artık ekonomik işbirliği olmayacaktır.
Translate from Turkish to English

Feministler tüm cinsiyetlerin siyasal, sosyal ve ekonomik eşitliğine inanırlar.
Translate from Turkish to English

Ekonomik durum çok iç karartıcı.
Translate from Turkish to English

Bir ekonomik kriz yıl sonunda vuracak.
Translate from Turkish to English

ABD'nin ekonomik gücü eskisi gibi değil.
Translate from Turkish to English

Japonya ekonomik güç olarak Çin'i geçiyor.
Translate from Turkish to English

Ekonomik kriz için sert önlemler uygulamamız gerekir.
Translate from Turkish to English

Ekonomik açıdan anlamsız.
Translate from Turkish to English

Tom bu kötü ekonomik zamanlarda çok iş yapmıyor.
Translate from Turkish to English

Ekonomik küçülmeye başlama zamanı.
Translate from Turkish to English

O zaman, ülkemiz ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.
Translate from Turkish to English

Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.
Translate from Turkish to English

Medya son birkaç ay içinde sadece bir şey tartışmıştır; ekonomik kriz.
Translate from Turkish to English

Biz ekonomik bir araba istedik.
Translate from Turkish to English

Eğitim için daha fazla para ekonomik büyümeyi teşvik edecek.
Translate from Turkish to English

Tom ekonomik danışmanlarla toplantı yapıyor.
Translate from Turkish to English

Biz burada farklı etnik ve ekonomik çıkarlar buluyoruz.
Translate from Turkish to English

Eğer kendi kendine yetmeyi vergiye tâbi yapmış olsalar, tüm ekonomik sorunlar çözülürdü.
Translate from Turkish to English

Böyle güçlü ekonomik büyüme sürdürülemez.
Translate from Turkish to English

Parayı övmeyen ekonomik sistemler var.
Translate from Turkish to English

Japonya, dünyadaki en büyük ekonomik güçlerden biridir.
Translate from Turkish to English

MİT, 2030 yılına kadar küresel ekonomik çöküş öngördü.
Translate from Turkish to English

Onlar ekonomik bir araba istediler.
Translate from Turkish to English

Japon ekonomik sistemi değişmek üzere.
Translate from Turkish to English

Bu yasa ekonomik durgunlukların olumsuz etkilerini hafifletir.
Translate from Turkish to English

Japonya ekonomik güçte Çin'i aşıyor.
Translate from Turkish to English

Ülke çapında bir ekonomik patlama ile ziyaret edildik.
Translate from Turkish to English

Böyle bir ekonomik program yoksulların pahasına zenginlere yardımcı olacaktır.
Translate from Turkish to English

Ülkemizin altyapısı kırılgandır ve ekonomik bir şok geçirirse tamamen çökebilir.
Translate from Turkish to English

Yüksek vergiler ekonomik büyümeyi engelliyor.
Translate from Turkish to English

Ekonomik özgürlük yaşam kalitesini arttırır.
Translate from Turkish to English

O ekonomik biçimde yaşar.
Translate from Turkish to English

Liderler, ekonomik büyümenin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.
Translate from Turkish to English

Hanson, uluslararası ekonomik gelişmelerin 17. yüzyılda büyük emek göçlerine yol açtığını söylediğinde hatalıdır.
Translate from Turkish to English

Sarsılan diplomatik ilişkiler iki ülke arasındaki ekonomik bağları koparmadı.
Translate from Turkish to English

Şu anda Maria büyük ekonomik sıkıntıda.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: sever, filmi, sevdim, Matematiği, Sigara, içmeyi, bıraktım, Babana, dileklerimle, Tek.