Turkish example sentences with "aldım"

Learn how to use aldım in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bir davetiye aldım.

Onu on dolara aldım.

Bu tükenmez kalemi iki dolara satın aldım.

İki düzine kalem satın aldım.

Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.

Kahvaltıdan önce duş aldım.

Beş kilo aldım.

Bu eski madeni paraları ondan aldım.

Bir Noel hediyesi olarak kendime bu çok hızlı patlamış mısır makinesini aldım.

Çok kitap satın aldım.

Bu kamerayı dün aldım.

Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.

İyi bir uyku aldım.

Birini ben aldım, diğer elmaları ise küçük kız kardeşime verdim.

Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.

Kırmızı bir spor araba aldım.

Yağmur yağdığını anladığımda şemsiyemi aldım.

Dün yeni bir kişisel bilgisayar satın aldım.

Dün yeni bir PC satın aldım.

İddaa oynamak için iki tane kupon aldım ve ikisinde de kazandım.

Dün bir kitap aldım.

Konser için iki bilet aldım.

Bir çift ayakkabı aldım.

Birçok kitap aldım.

Bir şişe salata yağı aldım.

Senin adını arkadaşımdan aldım.

Gençken birçok şeyi ücretsiz aldım.

Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım.

Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.

Mary'nin ondan ayrılmak istediğini haber aldım.

Yatmaya gitmeden önce üç tablet soğuk algınlığı ilacı aldım.

Yeni bir palet ve birkaç boyama fırçası aldım.

Yarım düzine yumurta aldım.

Bu çizgi romanı onun kız kardeşinden ödünç aldım.

Ben üç parça mobilya satın aldım.

Onu bir kenara aldım.

Tekerlekli patenleri bedavaya aldım.

Ona, gömlek cebine sığmayacak kadar büyük bir kamera aldım.

Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım.

Ben, bu elbiseyi düşük bir fiyata satın aldım.

Bu şapkayı 2000 yene aldım.

" Olabilir miydi...? Dima merak etti. Sonunda doğru Al-Sayib aldım mı?

Ben bir saat aldım.

Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.

Araraquara'da nadir bir Amerikan papağanı satın aldım.

Dün bir gün ücretli izin aldım.

Son zamanlarda kilo aldım.

İstasyonda bir kutu öğle yemeği satın aldım.

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.

Ben kırmızı bir spor otomobil satın aldım.

Telefon numarasını not aldım.

Ben yeni bir tıraş makinesi aldım.

Ben bir Daily News aldım.

Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.

Dün malı görmeden satın aldım.

Ben bir parça bagaj satın aldım.

30 dolara bir kamera satın aldım.

Ben bu CD çaları ücretsiz aldım.

Paskalya Törenini izlemekten keyif aldım.

Ben geçen baharda bir aşçılık dersi aldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim.

Senin aldığın kameranın aynısını aldım.

Ben iki şişe süt satın aldım.

Birkaç rehber kitap satın aldım, onların hiçbiri bana yardım etmedi.

Sadece Tom'dan değil aynı zamanda karısından da ödünç para aldım.

Ben bir Picasso satın aldım.

Geçen yıl bir sanat dersi aldım.

Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.

Sözlüğü arkadaşımdan ödünç aldım.

Dün kitabı satın aldım.

Dün onun mektubunu aldım.

Ben dün gece futbol izlerken keyif aldım.

Onunla konuşurken keyif aldım.

Dün yeni bir ceket aldım.

Onu dün aldım.

Dün ondan bir mektup aldım.

Dün annemden bir mektup aldım.

Ben sonunda bir sürücü belgesi aldım.

Seninki gibi aynı gömleği aldım.

Ben üniversitede iken bir İngilizce gazete aldım.

Ben arkadaşımdan bir mektup aldım.

Bir arkadaşımdan bir çift bilet aldım.

Arkadaşlarımdan borç para aldım.

Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.

Ben bu saati mağazada satın aldım.

Bu bisikleti bedava aldım.

Bu bisikleti çok ucuza aldım.

Ben bu arabayı çok ucuza satın aldım.

Bu bilgiyi başkasından aldım, bu yüzden hatalı olabilirim.

Geçen gün bir pound et aldım.

John'a bir albüm satın aldım.

Jim için çikolata aldım.

Ben sadece Tom'dan değil aynı zamanda eşinden de borç para aldım.

Ben onu aldım.

Ben bir ikramiye aldım.

Ben bir kitap satın aldım.

Soğuk aldım.

Ona bir oyuncak aldım.

Ben şu arabayı satın aldım.

Ben yeni bir çanta satın aldım.

Ben yeni bir araba aldım.

Ona bir kravat aldım.

Also check out the following words: gıdalardan, işlenmiş, gıdalar, yiyoruz, dakikada, karıştırın, Castro, ölmeden, Küba'ya, İngilizcenin.