Turkish example sentences with "doğal"

Learn how to use doğal in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
Translate from Turkish to English

Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz.
Translate from Turkish to English

Doğal gıdalardan çok işlenmiş gıdalar yiyoruz.
Translate from Turkish to English

Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.
Translate from Turkish to English

Elmas doğal olarak serttir.
Translate from Turkish to English

Nefes alışı kadar doğal şekilde yalan söyler.
Translate from Turkish to English

Su, ormanlar ve madenler önemli doğal kaynaklardır.
Translate from Turkish to English

Sydney'in güzel bir doğal limanı vardır.
Translate from Turkish to English

Onun başarısını doğal karşıladık.
Translate from Turkish to English

Ülke doğal kaynaklar açısından zengindir.
Translate from Turkish to English

O ülke doğal kaynaklara sahip.
Translate from Turkish to English

Diğer bir deyişle, doğal bir sıcaklık olmadığı sürece, güvenilirlik mümkün değildir.
Translate from Turkish to English

Japonya'da doğal kaynaklar bol değildir.
Translate from Turkish to English

Amerika Birleşik Devletleri'nin doğal kaynakları boldur.
Translate from Turkish to English

Gökkuşağı doğal bir olaydır.
Translate from Turkish to English

Jane doğal bir ölümle ölmedi.
Translate from Turkish to English

Bütün insanlar doğal olarak birbirlerinden nefret ederler.
Translate from Turkish to English

Tom yerel doğal yaşamı korumak için gücü dahilinde her şeyi yapmaya söz verdi.
Translate from Turkish to English

Tom'un doğal bir konuşma yeteneği var.
Translate from Turkish to English

Tom doğal bir ölümle öldü.
Translate from Turkish to English

Onun saçı doğal kırmızı mı?
Translate from Turkish to English

Mary Bill'in kibarlığını doğal karşılıyor.
Translate from Turkish to English

Doğal olmaktan hoşlanıyorum.
Translate from Turkish to English

O doğal olmayan bir ölümle öldü.
Translate from Turkish to English

O, doğal olarak çok kızmıştı.
Translate from Turkish to English

Onun saçı doğal olarak kıvırcık.
Translate from Turkish to English

Onun doğal olduğunu sanıyorum.
Translate from Turkish to English

Dünyanın ayı doğal bir uydudur.
Translate from Turkish to English

Bu araba doğal gazla çalışır.
Translate from Turkish to English

Depremler ve seller doğal felaketlerdir.
Translate from Turkish to English

Profesörün İngilizce konuşabilmesini doğal karşıladık.
Translate from Turkish to English

O, doğal nedenlerden öldü.
Translate from Turkish to English

Su önemli bir doğal kaynaktır.
Translate from Turkish to English

Yorgunluk, fazla çalışmanın doğal sonucudur.
Translate from Turkish to English

Doğal kaynaklarımız için yabancı milletlere bağımlıyız.
Translate from Turkish to English

Her şeyi doğal karşılar.
Translate from Turkish to English

Her zaman bir kalp krizinin öleceğinizi size söylemenin doğal yolu olduğunu düşündüm.
Translate from Turkish to English

Doğal gıda sana iyi gelecektir.
Translate from Turkish to English

Japonya doğal güzellikleriyle zengindir.
Translate from Turkish to English

Doğal kaynaklar sınırsız değildir.
Translate from Turkish to English

Kuşlar böceklerin doğal düşmanıdır.
Translate from Turkish to English

Gaz önemli bir doğal kaynaktır.
Translate from Turkish to English

İngilizceyi çok doğal bir şekilde konuşabilir.
Translate from Turkish to English

Avustralya doğal kaynaklar bakımından zengindir.
Translate from Turkish to English

Kömür ve doğal gaz doğal yakıtlardır.
Translate from Turkish to English

Kömür ve doğal gaz doğal yakıtlardır.
Translate from Turkish to English

Japonya doğal kaynakları bakımından zengin değildir.
Translate from Turkish to English

Saldırganlık doğal mı, yoksa öğrenilir mi?
Translate from Turkish to English

Su, doğal olarak, bir sıvıdır.
Translate from Turkish to English

Onun kızması oldukça doğal.
Translate from Turkish to English

Bu ülke doğal kaynaklar açısından fakirdir.
Translate from Turkish to English

İsviçre doğal güzelliği ile ünlüdür.
Translate from Turkish to English

Doğal kaynaklarımızı korumaya çalışmalıyız.
Translate from Turkish to English

O doğal değil.
Translate from Turkish to English

Bu doğal değil.
Translate from Turkish to English

Ben doğal sarışınım.
Translate from Turkish to English

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
Translate from Turkish to English

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
Translate from Turkish to English

Fuji Dağının doğal manzarasını görmeye can atıyordum fakat maalesef o tamamen bulutların arkasına saklanmıştı.
Translate from Turkish to English

Tom doğal olmaktan hoşlanıyor.
Translate from Turkish to English

Seks doğal bir ihtiyaç fakat sevmek ve sevilmek en önemli ihtiyaç.
Translate from Turkish to English

Bu sadece doğal.
Translate from Turkish to English

Doğal değil mi?
Translate from Turkish to English

Hokkaido kısmı hâlâ doğal durumunda duruyor.
Translate from Turkish to English

O doğal savunma stili egzersizi yaptı.
Translate from Turkish to English

Doğal felaketler yıkıcı olabilir.
Translate from Turkish to English

Bu doğal.
Translate from Turkish to English

O bir canlı, dolayısıyla doğal olarak sıçıyor da.
Translate from Turkish to English

Japonya doğal kaynaklar bakımından yoksuldur.
Translate from Turkish to English

Tatoeba ilkeleri altında, üyelerin sadece kendi anadillerinde cümleler eklemeleri ve/veya anlayabilecekleri bir dilden anadillerine tercüme yapmaları önerilir. Bunun sebebi de kişinin, anadilinde doğal olan cümle kurmasının çok daha kolay olmasıdır. Anadilimiz dışında bir dilde yazdığımızda ise kulağa tuhaf gelen cümleler oluşturmamız çok kolaydır. Lütfen cümleyi sadece ne anlama geldiğini bildiğinizden eminken tercüme ettiğinizden emin olunuz.
Translate from Turkish to English

Tom doğal bir lider.
Translate from Turkish to English

Sadece pamuk ve keten gibi doğal liflerden yapılmış kumaşları ütülerken en yüksek ısı ayarlarını kullanın.
Translate from Turkish to English

Tom doğal nedenlerle öldü.
Translate from Turkish to English

Asıl yaptıklarınızdan sonra benim size güvenmemem doğal olmaz mı?
Translate from Turkish to English

Turistler hayvanları korkuturlar ve onların doğal aktivite yapılarını bozarlar.
Translate from Turkish to English

Bu arada, Japonca'dan çeviri yaparsan, sahiplenilmemiş cümlelerden uzak dur. Çünkü aralarında birçok doğal olmayan ve yanlış cümleler var.
Translate from Turkish to English

Hiç kimse ten rengi veya özgeçmiş ya da dini nedeniyle başka birine nefret ederek doğmaz.İnsanlar nefret etmeyi öğrenmeliler ve nefret etmeyi öğrenebiliyorlarsa, aşk insan kalbine karşıtından daha doğal geldiği için sevmeyi öğretebilirler.
Translate from Turkish to English

Bütün doğal kaynakları tükettik.
Translate from Turkish to English

O bir doğal.
Translate from Turkish to English

Bu ülke doğal kaynaklarda kötü.
Translate from Turkish to English

Yapay zeka, doğal aptallığı yenemez.
Translate from Turkish to English

Onun doğal karizması var.
Translate from Turkish to English

Bu ülke doğal kaynak açısından zengindir.
Translate from Turkish to English

Hangisi daha doğal duruyor?
Translate from Turkish to English

Metallerin doğal kaynaklardan elde edilerek kullanım amacına uygun olarak hazırlanmasına metalürji denir.
Translate from Turkish to English

John'un tenise doğal bir kabiliyeti var.
Translate from Turkish to English

Doğal davranmaya çalıştım.
Translate from Turkish to English

Japonya doğal güzelliği ile ünlüdür.
Translate from Turkish to English

Daha doğal konuşsan iyi olur.
Translate from Turkish to English

Doğal kaynaklarımızdan faydalansak iyi olur.
Translate from Turkish to English

25 bir doğal sayıdır (0 dahil).
Translate from Turkish to English

25 doğal bir sayıdır (0 dahil).
Translate from Turkish to English

Göz kamaştırıcı doğal güzelliği ile Fiji, çiftler için en uygun tropikal tatil cennetidir.
Translate from Turkish to English

Bu benim doğal saç rengim.
Translate from Turkish to English

O doğal görünüyor.
Translate from Turkish to English

İsveç'te bir yerine üç isme sahip olmak bir çocuk için daha yaygındır, fakat burada, evde, daha sıra dışı bir doğal olaydır.
Translate from Turkish to English

Doğal gün ışığı olan büyük bir banyo bu daireye aittir.
Translate from Turkish to English

Tom çok doğal değil.
Translate from Turkish to English

Tom oldukça doğal.
Translate from Turkish to English

Aşk çoğalma için insanları kandırmanın doğal bir yoludur.
Translate from Turkish to English

Doğal olarak sinirlendi.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: davetimizi, reddetti, yıl, gördüm, tanıtabilir, söyleyecek, şeyim, söylemeni, kuşuyum, İkimiz.