Learn how to use dişlerini in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
Translate from Turkish to English
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English
Dişlerini temiz tutmalısın.
Translate from Turkish to English
Taro, git dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English
O dişlerini fırçalar .
Translate from Turkish to English
O, her sabah dişlerini fırçaladığını söylüyor.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman yemeklerden sonra dişlerini fırçalayamaz.
Translate from Turkish to English
Tom haftada en az üç kez dişlerini diş ipiyle temizler.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini fırçaladı ve yüzünü yıkadı.
Translate from Turkish to English
Mike geçen hafta dişlerini kontrol ettirdi.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman yemeklerden sonra dişlerini fırçalar.
Translate from Turkish to English
Dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini gıcırdattı.
Translate from Turkish to English
Dişlerini fırçaladın mı?
Translate from Turkish to English
Tom yirmilik dişlerini çektirdi.
Translate from Turkish to English
Dişlerini gereği gibi fırçalıyor musun?
Translate from Turkish to English
Yatmaya gitmeden önce dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English
Ne kadar uykulu olursan ol, dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English
Git dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English
Dişlerini günde en az iki kere fırçalamalısın.
Translate from Turkish to English
Dişlerini kullan.
Translate from Turkish to English
Dişlerini fırçalamayı unutma.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini fırçaladı.
Translate from Turkish to English
Çocuklar dişlerini fırçalıyormuş gibi yapıyorlar.
Translate from Turkish to English
Bütün çocukluk dişlerini bu kibrit kutusunda mı biriktirdin? Bu iğrenç!
Translate from Turkish to English
Tom takma dişlerini çıkardı.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini sıktı.
Translate from Turkish to English
Çoğu kişi dişlerini günde en az iki kez fırçalar.
Translate from Turkish to English
Tom banyoda dişlerini fırçalıyor.
Translate from Turkish to English
Şeker dişlerini çürütür.
Translate from Turkish to English
Bu adam dişlerini fırçalıyor.
Translate from Turkish to English
O adam dişlerini fırçalıyor.
Translate from Turkish to English
Dişlerini fırçalamaya özen göstermediği için onun çürük dişleri var.
Translate from Turkish to English
Dişlerini fırçala!
Translate from Turkish to English
Hızlıca kalktı, yüzüne soğuk su serpti, dişlerini fırçaladı ve tıraş oldu.
Translate from Turkish to English
Dişlerini günde kaç defa fırçalıyorsun?
Translate from Turkish to English
Tom dişçisine her yemekten sonra dişlerini fırçaladığını söyledi.
Translate from Turkish to English
O yemeklerinden sonra dişlerini fırçalar.
Translate from Turkish to English
Tom her yemekten sonra dişlerini fırçalar.
Translate from Turkish to English
Ne sıklıkta dişlerini fırçalarsın?
Translate from Turkish to English
Hiç dişlerini fırçaladın mı?
Translate from Turkish to English
Her gün dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English
Dişlerini fırçalamalıydın.
Translate from Turkish to English
Bütün bebek dişlerini bu kibrit kutusunda biriktirdin mi? Bu iğrenç!
Translate from Turkish to English
Yatmadan önce dişlerini fırçalamayı unutma.
Translate from Turkish to English
Tom günde en az bir kez dişlerini diş ipiyle temizler.
Translate from Turkish to English
Annem her pazartesi dişlerini yaptırmak için dişçiye gider.
Translate from Turkish to English
Yüzyıllar önce evli Japon kadınlar kendilerini güzelleştirmek için dişlerini karartırlardı.
Translate from Turkish to English
Dişlerini temizle!
Translate from Turkish to English
Dişlerini temizle.
Translate from Turkish to English
Dişlerini temiz fırçala.
Translate from Turkish to English
Dişlerini temizledin mi?
Translate from Turkish to English
Birçok insan öğlen yemeğinden sonra dişlerini fırçalamaz.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini fırçaladı ve pijamalarını giydi.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini beyazlattı.
Translate from Turkish to English
Dan dişlerini diş ipiyle temizledi.
Translate from Turkish to English
Dişlerini fırçalamayı hatırla.
Translate from Turkish to English
Neden dişlerini fırçalıyorsun?
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini fırçalamaya başladı.
Translate from Turkish to English
Ayakkabılarını cilaladıktan sonra, Tom dişlerini fırçaladı ve saçını taradı.
Translate from Turkish to English
Çocuklar dişlerini fırçalıyorlar.
Translate from Turkish to English
Oğlanlar dişlerini fırçalıyorlar.
Translate from Turkish to English
O, dişlerini nasıl fırçalayacağını biliyor.
Translate from Turkish to English
Uyumadan önce dişlerini fırçalamak zorundasın!
Translate from Turkish to English
Uyumadan önce dişlerini fırçalamak mecburiyetindesin!
Translate from Turkish to English
Tom günde en az üç kere dişlerini fırçalar.
Translate from Turkish to English
Oğlum dişlerini fırçalıyor.
Translate from Turkish to English
Her yemekten sonra dişlerini fırçalama alışkanlığı edinmelisin.
Translate from Turkish to English
Erkek çocuğu dişlerini fırçalamayı ihmal ettiği için kötü dişleri vardı.
Translate from Turkish to English
O her sabah dişlerini fırçaladığını söyledi.
Translate from Turkish to English
Birinin dişlerini her gün fırçalaması önemlidir.
Translate from Turkish to English
Tom öğle yemeğinden sonra dişlerini fırçalayabilmek için ofisinde bir diş fırçası tutuyor.
Translate from Turkish to English
Tom uykusunda dişlerini biler.
Translate from Turkish to English
Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor.
Translate from Turkish to English
Tom en az haftada bir kez dişlerini diş ipiyle temizler.
Translate from Turkish to English
Onlar günde iki defa dişlerini fırçalarlar.
Translate from Turkish to English
Onun dişlerini fırçalıyorum.
Translate from Turkish to English
O hiç dişlerini fırçalamaz.
Translate from Turkish to English
Dikkatli ol yoksa vitesin dişlerini kırarsın!
Translate from Turkish to English
Ben onların dişlerini çekmiyorum.
Translate from Turkish to English
Her öğünden sonra dişlerini fırçalamalısın.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini haftada birkaç kez diş ipiyle temizler.
Translate from Turkish to English
Tom öğle yemeğinden sonra dişlerini fırçalayabilmek için ofisinde bir diş fırçası bulundurur.
Translate from Turkish to English
Sen zaten kendi dişlerini fırçalamadın mı?
Translate from Turkish to English
Biri her gün dişlerini fırçalamalı.
Translate from Turkish to English
Tom her gün dişlerini diş ipiyle temizler.
Translate from Turkish to English
Tom her gün dişlerini fırçalar.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini gerektiği kadar sık fırçalamıyor.
Translate from Turkish to English
En son ne zaman dişlerini fırçaladın?
Translate from Turkish to English
Hızla kalktı, yüzüne soğuk su sıçrattı, dişlerini fırçaladı ve tıraş oldu.
Translate from Turkish to English
Git ve dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English
Dişlerini beyazlaştırdın mı?
Translate from Turkish to English
Taro, git ve dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English
Bana dişlerini göster.
Translate from Turkish to English
Annem dişlerini düzelttirmek için günaşırı diş hekimini ziyaret eder.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini fırçalamadan yattı.
Translate from Turkish to English
Dedemin takma dişlerini yutan köpekbalığını bulmamda bana yardımcı olur musun?
Translate from Turkish to English
Aslanın dişlerini gösterdiğini görürsen, sana gülümsediğini sanma.
Translate from Turkish to English
Sami dişlerini fırçalamak için banyoya gitti.
Translate from Turkish to English
Tom dişlerini fırçalamak zorunda.
Translate from Turkish to English
Dişlerini fırçala ve yatmaya git.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: John'la, karşılaştım, Ken'e, inanıyorum, grupla, tanıtmak, istemiyorum, senden, güzelim, öyle.