Turkish example sentences with "dürüst"

Learn how to use dürüst in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ben dürüst bir insanım.

Her zaman dürüst olmak kolay değildir.

Lütfen dürüst davran.

Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.

Ben dürüst biriyim.

Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.

İnsanlar birbirlerine karşı dürüst olmalı.

O aşırı dürüst geçinen biridir.

John gibi böylesine dürüst bir insan yalan söylemiş olamaz.

Aptal! Seni sevdiğini söylediğinde dürüst olmuyor. Hâlâ anlamadın mı? O, tam bir altın arayıcısı.

İnsan kendine karşı dürüst olmalı.

Onu nazik olduğu için değil fakat dürüst olduğu için seviyorum.

Dürüst olmak gerekirse, onun konuşmaları her zaman bir sıkıntı.

Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.

Tom Mary'nin dürüst olup olmadığından emin değil.

O dürüst bir hayat yaşadı.

Tom dürüst bir kişi olduğu için, onu severim.

Biz onun dürüst olduğunu varsayıyoruz.

O politikacı kesinlikle dürüst değil.

Eğer anlıyorsan, öyleyse onu doğru dürüst yap.

Dürüst olmak gerekirse, ben dünyada en doğru kişi değilim.

Herkes onu dürüst olarak görmektedir.

Ben çocuğun dürüst olduğuna inanıyorum.

Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.

Tom dürüst olduğu için onu seviyorum.

Tom yalan söyleyemeyecek kadar dürüst bir çocuktur.

Biz Tom'un dürüst olduğunu düşünüyoruz.

Biz Tom'u dürüst bir kişi olarak düşünüyoruz.

Tom'un dürüst bir kişi olduğunu düşünüyoruz.

Tom'u dürüst bir kişi olduğunu düşünüyoruz.

Dürüst olduğundan dolayı Tom'u severim.

Dürüst olduğunu düşündüğüm çocuk beni aldattı.

Tom Mary'yi dürüst olmamakla suçladı.

Onlar onun dürüst olduğuna inanıyordu.

Dünyayı araştırabilirsin ve asla Tom'dan daha dürüst bir adam daha bulamazsın.

Tom dürüst bir adam gibi görünüyor.

Tom dürüst ve diğer insanların da dürüst olmasını bekliyor.

Tom dürüst ve diğer insanların da dürüst olmasını bekliyor.

Bu onun ne kadar dürüst olduğunu göstermek için hizmet vermektedir.

Onlar Jane'in dürüst olduğuna inanıyorlar.

Bill her zaman dürüst.

John'ın dürüst olduğunu biliyorum.

Tom ismimi doğru dürüst nasıl telaffuz edeceğini bilmiyor.

O dürüst görünüyor.

O çok dürüst.

O dürüst bir adam.

Bir insan dürüst olmalı.

Onun dürüst olduğunu sanıyorum.

O, dürüst gibi görünüyor.

O dürüst olmaktan uzak.

Çocuk çok dürüst.

O, dürüst olmaktan uzak.

Bütün çocuklar dürüst.

Onun dürüst olup olmadığından şüphe ediyorum.

O hiç dürüst değil.

Smith dürüst bir adamdı.

Ben senin dürüst olduğuna inanıyorum.

O, dürüst bir adam olamaz.

O, dürüst bir adam olmalı.

Tom o kadar çok dürüst değil.

Bence o dürüst bir adam.

Onun dürüst olduğunu düşünmüyorum.

Onun dürüst olduğuna inanıyorum.

Ona karşı dürüst oldum.

O, dürüst olduğunu iddia ediyor.

O, dürüst olmaktan uzaktır.

Sen dürüst bir adam gibi görünüyorsun.

Dürüst olmak gerekirse, ondan nefret ediyorum.

O, o kadar dürüst değildir.

Onun dürüst olduğunu inkar edemeyiz.

O dürüst olduğu için ondan hoşlanıyorum.

Sanırım o dürüst bir kadındır.

O, dürüst bir adam gibi görünüyor.

Onun dürüst bir insan olduğundan eminim.

Onu dürüst bir kadın olarak düşünüyorum.

Dürüst olmak zorundayım. Ben bir MRI taraması ilk yaptırdığım zaman biraz sinirliydim.

O dürüst görünüyordu.

Yalan söyleme, dürüst ol.

Herkes dürüst değil.

O, dürüst olduğunu kanıtladı.

Ben onun dürüst olduğunu düşündüm.

Biz onun dürüst olduğunu düşünüyoruz.

Herkes onun dürüst olduğunu bilir.

Gözlüğüm olmadan neredeyse hiç doğru dürüst göremiyorum.

Tanaka bey, bana dürüst bir adam gibi geliyor.

Tom dürüst olduğu için onu severim.

Dürüst bir adam asla para çalmaz.

Dürüst olacağınıza güveniyorum.

O bana dürüst gibi geliyor.

Dürüst olduğu için, onu işe aldım.

Warren Harding dürüst bir adamdı.

Görünüşe göre dürüst bir kadın.

Herkes onun dürüst olduğunu düşünüyor.

Bildiğim kadarıyla, o dürüst bir adam.

Bildiğim kadarıyla kendisi dürüst bir insan.

Tom dürüst bir insan, bu yüzden onu seviyorum.

Dürüst bir insan böyle bir şey yapmazdı.

Tom dürüst bir çocuk, bu yüzden yalan söylemez.

Onun dürüst olduğu gerçeğini inkar edemeyiz.

Dürüst olmak gerekirse, onun iyi bir patron olduğunu düşünüyorum.

Çocuklarını dürüst yetiştirdi.

Also check out the following words: Erişte, Kanadalı, kızla, evlendi, Anime, yönetmeni, Satoshi, Kon, gününden, süre.