Learn how to use canı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Öğle yemeği yemeyi canı istemedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un bu gece Mary ile konuşmayı canı istemiyor.
Translate from Turkish to English
Babasının ölüm şoku kolay kolay geçmedi ve onun canı hiç dışarı gitmek istemedi.
Translate from Turkish to English
Canı ağlamak istiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı tekrar Boston'a gitmek istedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı beklemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom canı eve gitmek istedi ve kimseye veda etmeden gitti.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı sarhoş olmak istedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı yeni bir adam olmak istedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı eğitim yapmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı yemek yemek istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı konuşmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı hiç çalışmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı bir tiyatro koltuğunda iki saat oturmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O, canı istediğinde beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı öğle yemeği yemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı yemek yemeği istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı şimdi bir şey yemek istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un bu sabah köpeği ile yürümeyi canı istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un bu sabah çalışmayı canı istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un şu anda konuşmayı canı çok istemiyor.
Translate from Turkish to English
Onun canı dansetmek istedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı dans etmek istedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı vazgeçmek istedi.
Translate from Turkish to English
Onun canı yürüyüşe çıkmak istedi.
Translate from Turkish to English
Onun canı yürümek istedi.
Translate from Turkish to English
Onun canı öğle yemeği yemek istemedi.
Translate from Turkish to English
Onun canı öğle yemeği yemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Canı plandan vazgeçmek istedi.
Translate from Turkish to English
Sürücünün canı dinlenmek istedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı yürüyüş için dışarı çıkmak istedi.
Translate from Turkish to English
Canı tekrar Tohoku'ya gitmek istedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı bir kayanın altında sürünmek istedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten yüzmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten dışarı çıkmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Artık onların canı oynamak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Parayla canı ne isterse yapabilir.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten Kore yemeği yemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Bir kedinin yedi canı vardır.
Translate from Turkish to English
Hepinizin canı cehenneme!
Translate from Turkish to English
Canı cehenneme, hangi gerizekalı gecenin bir yarısı beni arıyor?
Translate from Turkish to English
Bana bu canı siz mi verdiniz de burada huzursuz yaşamamı sağladınız.
Translate from Turkish to English
O, yeri öptüğünde canı yandı.
Translate from Turkish to English
Hava o kadar sıcaktı ki onun canı dondurma yemek istedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un bunun tarafından canı sıkkın.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı ne yapmak isterse onu yapar.
Translate from Turkish to English
Zaten Tom'un canı araba sürmek istemiyor.
Translate from Turkish to English
Birinin canı yanacak.
Translate from Turkish to English
Tom canı isterse sır tutmakta iyidir.
Translate from Turkish to English
İnsanın adı çıkacağına canı çıksın.
Translate from Turkish to English
Canı yanan onlar değil.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten tenis oynamak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten çalışmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Bu sabah Tom'un canı gerçekten okula gitmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten paten yapmaya gitmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten kahve içmek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Adamın adı çıkacağına canı çıksın.
Translate from Turkish to English
Gerçekten ne kadar canı pek olduğumu bilmek ister misin?
Translate from Turkish to English
Tom, Meryem'in canı ne isterse yapmasına müsaade etti.
Translate from Turkish to English
Tom, Meryem'in canı ne isterse yapmasına müsaade ediyor.
Translate from Turkish to English
Tom canı istediği zaman geri gelecek.
Translate from Turkish to English
Tom canı istediği zaman sana söyleyecek.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten John ve Mary ile birlikte kampa gitmek istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı gerçekten Mary ile satranç oynamak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı arkadaşlarla içmek için gerçekten dışarı çıkmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı çalışmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Fakir bulabildiğinde, zengin canı istediğinde yer.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı egzersiz yapmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Bugün Tom'un canı dışarıda oynamak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un, biraz canı sıkılmış gözüküyor.
Translate from Turkish to English
Hiç kimsenin canı müdahale etmek istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom canı nadiren yemek pişirmek ister.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı çok yemek yemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Birisinin canı yanabilir.
Translate from Turkish to English
Her şeyin canı cehenneme.
Translate from Turkish to English
Bir kedinin dokuz canı vardır.
Translate from Turkish to English
Canı yanan sabretsin. Can yakan, canının yanacağı günü beklesin.
Translate from Turkish to English
Ben korkarım Tom'un canı yanabilir.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı neden gittiğini herkese söylemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Birinin canı yanmadan önce herkesin buradan çıkması gerek.
Translate from Turkish to English
Fiziğin canı cehenneme!
Translate from Turkish to English
Kedilerin yedi canı vardır.
Translate from Turkish to English
Tehlikenin canı cehenneme!
Translate from Turkish to English
Tom'un canı yemek yemek bile istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Onun canı bazen Japon tarzı yemek yemek istiyor.
Translate from Turkish to English
O canı gönülden yaptı.
Translate from Turkish to English
Hiç canı sıkkın görünmüyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un biraz canı sıkkındı.
Translate from Turkish to English
Kavgada Tom'un canı yanmadı.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'nin canı yanmadığı için mutlu olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom canı sıkılmış görünüyordu.
Translate from Turkish to English
Susan her zaman haksız değildir. Sadece bazen canı aptallarla tartışmak istemez.
Translate from Turkish to English
Tom canı yemek yemek istemediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom'un şimdi canı bunu yapmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı bunu tekrar yapmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un şu anda canı yemek yemek istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı bunu yapmayı gerçekten istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un şu an canı bunu yapmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom canı bir daha bunu yapmayı istemediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: düğmeye, basacağımı, söyler, görüşebildiğim, mutluyum, Yakınlardaki, kasabada, yaşıyordu, Kulübe, katılmaz.