Turkish example sentences with "caddede"

Learn how to use caddede in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.

Onunla caddede karşılaştım.

O caddede çok trafik var.

Günün bu saatinde caddede kimsenin olmamasının tuhaf olduğunu düşünüyorum.

Caddede yaklaşık 100 metre kadar düz gidin, ve üç yollu kavşağa varırsınız.

Caddede kardeşine rastladım.

Ben caddede erkek kardeşine rastladım.

Tesadüfen, caddede senin erkek kardeşine rastladım.

Caddede bir otobüs var.

Caddede onunla karşılaştım.

Dün caddede Mary'ye rastladım.

Caddede arkadaşıma rastladım.

Tom caddede yüz dolarlık kağıt para buldu.

Bu sabah caddede rastladığım George'du.

Caddede yüzlerce araba vardı.

Caddede az önce ona rastladım.

Caddede onun babasına rastladım.

Caddede bir dolar buldum.

Bu caddede trafik yoğundur.

Büyük bir kalabalık caddede durdu.

Caddede oynamak tehlikelidir.

Bu caddede yürürken,çoğu zaman arkadaşlarımdan birini görürüm.

Caddede bir kalabalık var.

Az önce caddede ona rastladım.

Tesadüfen caddede onunla karşılaştım.

Caddede tesadüfen onunla karşılaştım.

Beşinci caddede inmek istiyorum.

Caddede kimse görülmedi.

Caddede yaşlı bir adam benimle konuştu.

Üçüncü caddede rastlantı sonucu onunla karşılaştım.

Geçen gün caddede onunla karşılaştım.

Bu caddede yoğun trafik var.

Caddede kimseyi göremedik.

Caddede amaçsızca gezindim.

Caddede parasını soydular.

Bir zamanlar onu caddede gördüğümü hatırlıyorum.

Caddede bir insan topluluğu var.

Caddede kazara Bay Smith ile karşılaştım.

Geçen gün caddede öğretmenime rastladım.

Caddede oynayan iki çocuk vardı.

Kalabalık caddede sıradan bir toplantı yaptık.

Neşeli şekilde ıslık çalarak caddede yürüdü.

Tom ve Mary aynı caddede yaşıyorlar.

Tom Mary ile aynı caddede yaşıyor.

Tom Mary'nin yaşadığı aynı caddede yaşıyor.

Caddede büyük bir şarap varili düşürüldü ve kırıldı.

Caddede yürüyen iki yabancı var.

Polisler genellikle caddede park etmiş arabaları görmezden gelirler.

Bu caddede doğru git ve solda postaneye geleceksin.

İki adam akşamleyin caddede kavga etmeye başladılar.

Tom kiliseye doğru caddede yürüdü.

Tom ve arkadaşları şarkı söyleyerek caddede yürüdüler.

Tom caddede arabayı yavaşça sürdü.

Tom caddede hızla yürüdü.

Bu caddede üç tane güzellik salonu var.

Caddede evimin karşısında bir kitapçı var.

Caddede oynamak tehlikeli.

Rastlantı sonucu caddede Bay Smith'le karşılaştım.

Caddede yürürken bir cüzdan buldum.

O caddede dolaşmak neredeyse olanaksızdı.

Tom ve Mary, Üçüncü Caddede yaşıyorlar.

Yıllar sonra şans eseri ona caddede rastladım.

Vurulma hakkında endişe etmeden bu caddede yürüyebilmeyi istiyorum.

Bu caddede eski bir ev var.

Tom yeni arabasını caddede park etmek istemiyordu.

Hiç caddede çiş yaptın mı?

Sen hiç arabanı bu caddede park ettin mi?

Caddede nerede süreceğimi bilmiyorum.

Tom sola ya da sağa bakmadan caddede yürüdü.

Arabam caddede park edilir.

Tom ve Mary el ele tutuşarak, caddede yürüdü.

Yaralı adam, polis oraya varmadan önce caddede uzandı.

Caddede birini görmedim.

Caddede ona rastladım.

Tom bu caddede yaşıyor.

Caddede oyun oynamak güvenli değil.

Polisler caddede devriye geziyorlardı.

O, caddede yürüyorken düştü.

Çocukların caddede oynamalarına izin verme.

Tom caddede çırılçıplak koştu.

Öylesine soğuk bir gündü ki caddede hiç kimse yoktu.

Tom yanında Mary ile birlikte caddede aşağıya doğru yürüyordu.

Tom yoğun bir caddede yaşıyor.

Hangi caddede yaşıyorsun?

Caddede birbirimizi gördük.

Caddede bir sürü araba vardı.

İnsanlardan oluşan bir kalabalık caddede toplandı.

O, caddede beyaz bir şey topladı.

Bu caddede bir bakkal var.

Tom benimle aynı caddede yaşıyor.

Büyük bir kalabalık caddede toplanmıştı.

Ana caddede hiç kimse görülmedi.

Ben 40. caddede arabadan indim.

Caddede eski bir arkadaşa rastladım.

O, çocukları caddede oyun oynamaya karşı uyardı.

Bir sabah, o, caddede beklenmedik şekilde onunla karşılaştı.

Caddede bulduğum 20 doları sakladım.

Bu caddede yasa dışı park edilen arabalar çekilecek.

Senin bu caddede durma hakkın yok.

Tom caddede yaşamak istemiyordu.

Caddede çok araba vardı.

Also check out the following words: zihniyeti, ile, hareket, etmelidirler, Bilmiyorum, Mum, kendiliğinden, söndü, kendi, kendine.