Turkish example sentences with "bilmez"

Learn how to use bilmez in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.

Aptal parasının kıymetini bilmez.

Goethe iddia etti, "yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez".

Tom'dan başka hiç kimse onun adresini bilmez.

Tom Fransızcayı adam akıllı konuşmayı bilmez.

Tom Fransızca bilmez.

Tom hiç Fransızca bilmez.

Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.

Tom bu tür şeyleri bilmez.

Tom daha iyi bilmez.

Tom sanat hakkında çok şey bilmez.

Tom Endonezya hakkında çok şey bilmez.

Tom sporlar hakkında çok şey bilmez.

O hiç İngilizce bilmez.

O, hiç İngilizce bilmez.

O, nasıl araba süreceğini bilmez.

O, İngilizce bilmez.

O, daha iyisini bilmez.

O, hiç Fransızca bilmez.

Japonya hakkında çok şey bilmez.

Herkes benim planım hakkında bilmez.

Elektronik hakkında bir şey bilmez.

O, araba sürmeyi bilmez.

Çocuklarla nasıl baş edeceğini bilmez.

Kuyudaki bir kurbağa okyanusu bilmez.

İngilizcenin dışında yabancı dil bilmez.

Gelecekte ne olacağını kimse bilmez.

Ne zaman deprem olacağını kimse bilmez.

Giyinmeyi hiç bilmez ama iyi göründüğünü düşünür.

O, bir bilgisayarı nasıl bozacağını bilir fakat nasıl tamir edeceğini bilmez.

Onu benden başka kimse bilmez.

Siz değer bilmez kıymet bilmez kadir bilmez oldunuz.

Siz değer bilmez kıymet bilmez kadir bilmez oldunuz.

Siz değer bilmez kıymet bilmez kadir bilmez oldunuz.

O,iyi şarkı söylemeyi bilmez

Kızgınlıktan ne yaptığımı bilmez hallere düştüm.

Nasıl sessiz kalacağını bilmeyen biri nasıl konuşacağını da bilmez.

O doymak bilmez bir okuyucudur.

Sen beni sinirlendirmekten başka yararlı bir iş bilmez misin?

O, adımı bile bilmez.

Bazı insanlar diğerlerine saygı göstermeyi bilmez.

Tom ve Mary'nin ikisi de araba kullanmayı bilmez.

Tom araba sürmeyi bilmez.

Gerçek adımı arkadaşlarım bile bilmez.

Xiaoming kendini nasıl kontrol edeceğini bilmez.

Bir bebek iyi veya kötüyü bilmez.

O benim kim olduğumu bilmez.

Onların hiçbiri İngilizce bilmez.

Google her şeyi bilmez.

Alison yemek pişirmeyi bilmez.

Tom okumayı bilmez bile.

Bilir bilmez sana bildireceğim.

O, siyaset hakkında bir şey bilmez.

O, korku nedir bilmez.

Onun yürüyüp giderken ne düşündüğünü kimse bilmez.

Tom yüzme bilmez.

Tom kendi adını bile yazmayı bilmez.

Tom okuma yazma bilmez.

O, kumsalın yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

Okyanusun yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

Senin sırlarını kimse bilmez.

Kutsal yazıların orijinal dilini hiç kimse bilmez.

Birçok kişi antibiyotiklerin viral hastalıklara karşı etkisiz olduğunu bilmez.

Tom, Avusturyalı ve Alman arasındaki farkı bilmez.

O, Kazak dilini bilmez.

Utanma nedir bilmez misin sen?

"Kimse onu bilmez" dedi doktor.

Eğer ona göstermezsen Tom onu nasıl kullanacağını bilmez.

Bir insan ne söylemediğini bilinceye kadar ne söylediğini bilmez.

Kimse her şeyi bilmez. Bu imkansız olurdu.

Tom özne ve nesne arasındaki farkı bilmez.

Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmez.

Hiç kimse ona ne olduğunu bilmez.

Çoğu insan Lojban dilinin var olduğunu bilmez.

Herkes her şeyi bilmez ama hiç kimse hiçbir şeyi bilir.

Tom onun ne anlama geldiğini bilmez.

Tom nasıl bisiklete binileceğini bilmez.

Biz ona söylemezsek Tom burada olduğumuzu bilmez.

Tom bilgisayarın nasıl çalıştığını bilmez.

O, iyi ve kötü arasındaki farkı bilmez.

Onun ne anlama geldiğini kimse bilmez.

Bush, Şeytan'ın en iyi arkadaşı değildir. Hatta Şeytan'ın kim olduğunu bilmez.

O beni bilmez.

Ne yapacağımı bilmez haldeydim.

Umarım Tom senin yaptıklarını bilmez.

Ne Tom ne de Mary Fransızca konuşmayı bilmez.

Çocuklar onu bilmez.

Pek çok insan onun bir senfoni yazdığını bilmez.

Pek çok insan onun bir konçerto yazdığını bilmez.

Pek çok insan onun bu parçayı yazdığını bilmez.

Bilim her şeyi bilmez.

Zaman hiçbir zamanı bilmez.

Tom nerede olduğumu bile bilmez.

Sami nasıl hack yapılacağını bilmez.

Belki de Tom Fransızca bilmez.

Kadir kıymet bilmez o.

Ben malımı bilmez miyim?

Sami'nin dinle alakası yok. Namaz kılmayı bile bilmez.

Bilim hiçbir ülke bilmez, çünkü bilgi insanlığa aittir ve dünyayı aydınlatan meşaledir.

Ebeveynlerimden hiçbiri Fransızca bilmez.

Tom ondan nefret ettiğimi muhtemelen bilmez.

Also check out the following words: oyuncusu, olmak, Japoncayı, Japonya'da, oynamak, öğreniyorum, Ateşin, var, , Şu.