Turkish example sentences with "biliyordu"

Learn how to use biliyordu in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
Translate from Turkish to English

Onun iyi İngilizce konuşabildiğini herkes biliyordu.
Translate from Turkish to English

Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Herkes şarkıyı biliyordu.
Translate from Turkish to English

Ben hariç herkes onu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, onun çocukluğundan beri, bir polis olmayı istediğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Japonya savaşı kazandığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Onlar metali demir cevherlerinden nasıl eriteceğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bunun olacağını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin kızgın olacağını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom onun imkansız olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom başından beri sürpriz parti hakkında biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom katilin kim olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom çocuk hırsızlarının kim olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom hikayenin gerçek olmadığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin aklında bir şey olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin vazgeçmeyeceğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin samimi olmadığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin paspasın altında bir anahtar bıraktığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin çok iknaedici olabildiğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin onu aşağıya bırakmayacağını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin mutlu olmadığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi hastaneye gitmesi için ikna etmenin zor olacağını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin araba süremeyecek kadar yaşlı olduğuna ikna etmenin zor olacağını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'ye güvenebileceğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom kesinlikle yaptığının yasa dışı olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Mary Tom'a elbisesi hakkında ne düşündüğü sordu, fakat o gerçekten ne düşündüğünü ona söylemekten daha iyisini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Böylesina aptal bir soru sormaktan daha iyisini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Onun yüreğinde, Tom onun asla dönmeyeceğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Maria onun ne adını ne de telefon numarasını biliyordu.
Translate from Turkish to English

O, John'un onu sevdiğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom nereye gideceğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

O kazanamayacağını biliyordu.
Translate from Turkish to English

O bir bıçağı biliyordu.
Translate from Turkish to English

Birkaç öğrenci onun adını biliyordu.
Translate from Turkish to English

O, zaten hikayeyi biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin zengin olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin meşgul olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

O da çok şarkı biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin onu sevdiğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Az sayıda insan plan hakkında biliyordu.
Translate from Turkish to English

Polis onun sıcak bir madde olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

O, onunla tartışmaktan daha iyisini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Ona baktı ve onun kızgın olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

O gençleri biliyordu.
Translate from Turkish to English

O, onu başından beri biliyordu.
Translate from Turkish to English

Herkes onun yeteneğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin geç geleceğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tesadüfen adresini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin bir öğretmen olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Herkes onun geri dönmeyeceğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Onun onları sevmediğini insanlar biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin elinden geleni yaptığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ne karakterde bir kadın olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom mağarada neyin saklı olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Yaşamak için çok daha uzun zamanı olmadığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Haberi biliyordu ama kendisine sakladı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin bir parti verdiğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Ne yapması gerektiğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Her sonun bir başlangıç olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'ye söylemesine gerek yoktu. O zaten biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ne biliyordu?
Translate from Turkish to English

Tom riskleri biliyordu.
Translate from Turkish to English

Herkes bu şarkıyı biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom geldiğimi biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom'a söylemem gerekmiyordu. O zaten biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom'un Fransızcayı iyi konuşabildiğini herkes biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom öylesine yaşlıydı ki köydeki en yaşlı bile önceleri onu yaşlı bir adam olarak biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bile onu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Herkes onu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bir şey biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom her şeyi biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom daha iyi biliyordu.
Translate from Turkish to English

Yanlış olan bir şeyi biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin tehlikede olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ne yaptığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom gönüllü olduğunda riskleri biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'u öptüğünü biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'u tehdit ettiğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom önceden riskleri biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom garip bir şey olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bunun yapacak doğru şey olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ne yaptığını tam olarak biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ne söyleyeceğini tam olarak biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom kendisine hakaret edildiğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ne söyleyeceğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin bavulunda ne olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Her nasılsa, Tom biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom onlara ihtiyacım olduğunu biliyordu ama onları bana vermeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom ölmek üzere olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom bir şeylerin yanlış gittiğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom kötü bir şey olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin gerçekten dikkat etmediğini biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin alaycı olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom aramak için çok geç olduğunu biliyordu ama yine de aradı.
Translate from Turkish to English

Tom kaldırımda yürümenin daha emniyetli olduğunu biliyordu ama yolun merkezinde yürüdü.
Translate from Turkish to English

Tom orada olacağımı biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom uyanık olacağımı biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sabah 2.30'da uyuyacağımı biliyordu ama yine de aradı.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: kurmuşlardı, Özel, haber, programı, kesildi, kasabanın, yakınında, kurulduysa, bulmaya, endüstriyel.