Learn how to use biçimde in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Ailesinin dengeli biçimde beslenmesini sağlar.
Translate from Turkish to English
Herkes cümlelerin doğru seslendirilmesini ve doğru bir biçimde yazılmasını sağlamak için yardımcı olabilir.
Translate from Turkish to English
Öyle kaba bir biçimde konuşulmaya alışkın değilim.
Translate from Turkish to English
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
Translate from Turkish to English
Tom kesinlikle ikna edici biçimde konuşuyor.
Translate from Turkish to English
O, çocuğu yumuşak bir biçimde yere yatırdı.
Translate from Turkish to English
Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.
Translate from Turkish to English
Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.
Translate from Turkish to English
Servetin adil bir biçimde dağıldığı bir toplum hayal ediyorum.
Translate from Turkish to English
O durumu bu kadar mantıklı bir biçimde ortaya koyarken benim ne demem gerekiyor?
Translate from Turkish to English
Onun utanç verici bir biçimde davrandıklarını söylediler.
Translate from Turkish to English
Onun sekreteri üç dili iyi biçimde konuşabiliyor.
Translate from Turkish to English
Sınavı çok başarılı bir biçimde geçtim.
Translate from Turkish to English
Şaşırtıcı biçimde, şarkı söylemede iyiydi.
Translate from Turkish to English
Önerisini çok nazik biçimde yaptı.
Translate from Turkish to English
Durum çarpıcı bir biçimde değişti.
Translate from Turkish to English
Borsa ciddi biçimde durgun.
Translate from Turkish to English
Trafik kazasında ciddi biçimde yaralandı.
Translate from Turkish to English
Bir trafik kazasında ciddi biçimde yaralanmıştı.
Translate from Turkish to English
Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
Translate from Turkish to English
Açıklama hiçbir biçimde tatmin edici değil.
Translate from Turkish to English
Onları çok içten bir biçimde karşıladı.
Translate from Turkish to English
Yazar cinayet davasını inandırıcı biçimde açıkladı.
Translate from Turkish to English
Haksız biçimde muamele edilmekten şikâyet etti.
Translate from Turkish to English
Fransızca konuşabilir, üstelik akıcı biçimde.
Translate from Turkish to English
Mary eve giderken beklenmedik bir biçimde John'a rastladı.
Translate from Turkish to English
Hatalarla dolu uyduruk biçimde yazılmış bir raporu karalama.
Translate from Turkish to English
İnanılmaz biçimde yorgunum.
Translate from Turkish to English
Tom makul biçimde meraklı.
Translate from Turkish to English
Tom Fransızcayı akıcı biçimde konuşur mu?
Translate from Turkish to English
Tom oldukça akıcı biçimde Fransızca konuştu.
Translate from Turkish to English
Fransızcayı akıcı biçimde konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom çok iyi biçimde Fransızca konuşmaz.
Translate from Turkish to English
Tom'un Fransızcası şaşırtıcı biçimde iyi.
Translate from Turkish to English
Fransızcayı akıcı biçimde konuşabilmeyi istiyorum.
Translate from Turkish to English
Akıcı biçimde Fransızca konuşmayı öğrenmeyi gerçekten istiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom olağanüstü biçimde bencil.
Translate from Turkish to English
Bazarov inadından vazgeçerek aşkını itiraf ediyor fakat Odintsova tarafından kaba bir biçimde reddediliyor.
Translate from Turkish to English
Birbirimizi suçlamaktan vazgeçelim ve beraber mutlu bir biçimde yaşayalım olmaz mı?
Translate from Turkish to English
Tom gergin biçimde izledi.
Translate from Turkish to English
Tom gergin biçimde bekledi.
Translate from Turkish to English
Lütfen oturmuş biçimde kalın.
Translate from Turkish to English
Tom sinirli bir biçimde başını salladı.
Translate from Turkish to English
Tom gergin biçimde içeri girdi.
Translate from Turkish to English
Tom gergin biçimde güldü.
Translate from Turkish to English
Tom gergin biçimde üfledi.
Translate from Turkish to English
Telefon soygunu olağanüstü bir biçimde engellendi.
Translate from Turkish to English
Tom beklenmedik biçimde çevik.
Translate from Turkish to English
Elinizden geldiği kadar kendinizi açık biçimde ifade edin.
Translate from Turkish to English
Güneş olmasa hiçbir biçimde yaşayamayız.
Translate from Turkish to English
Kim çok çekici bir biçimde giyinmiş.
Translate from Turkish to English
Çocukların dikkat çekecek biçimde ahlaklı.
Translate from Turkish to English
Tom gergin biçimde ayağa kalktı.
Translate from Turkish to English
Tom ciddi biçimde yaralanmış olabilir.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'yi romantik bir biçimde öptü.
Translate from Turkish to English
Tom bu gece alışılmadık biçimde geveze.
Translate from Turkish to English
Tom korkunç biçimde.
Translate from Turkish to English
Tom gözlerini sık biçimde kapattı ve acıya dayandı.
Translate from Turkish to English
Tom'un sağ eli kontrol edilemez bir biçimde titremeye başladı.
Translate from Turkish to English
Tom gergin biçimde odaya girdi.
Translate from Turkish to English
Tom onu yanlış biçimde yaptığını biliyor muydu?
Translate from Turkish to English
Annesi çocuğu ihtiyatlı biçimde gözledi.
Translate from Turkish to English
Tom yüksek sesle ve uygunsuz bir biçimde güldü.
Translate from Turkish to English
Tom gergin bir biçimde parmaklarını masaya vuruyordu.
Translate from Turkish to English
Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.
Translate from Turkish to English
Tüm bu mallar ağır biçimde vergilendiriliyor.
Translate from Turkish to English
Güvenli biçimde nasıl kilo verilir bilmek istiyor.
Translate from Turkish to English
O kitap etkin biçimde yazmana yardım ediyor.
Translate from Turkish to English
Yoğun biçimde beni eleştirdi.
Translate from Turkish to English
Beni yoğun biçimde eleştirdi.
Translate from Turkish to English
Cümle doğru ama onu farklı bir biçimde ifade edebilirdim.
Translate from Turkish to English
Aile beni çok sıcak bir biçimde karşıladı.
Translate from Turkish to English
Patlamadan hemen önce, şüpheli bir biçimde davranan bir adam görüldü.
Translate from Turkish to English
Teşvik paketi ağır biçimde eleştirildi.
Translate from Turkish to English
Kral, krallığını adil biçimde yönetti.
Translate from Turkish to English
Tom garip biçimde davranıyor.
Translate from Turkish to English
Garip biçimde davranmaya başladı.
Translate from Turkish to English
Bebeği uyandırmamak için hareketsiz bir biçimde orada oturuyor.
Translate from Turkish to English
Kraliçe mutlu bir biçimde gülümsüyor. İngiltere, İskoçya'nın bir parçası olarak kalabilir.
Translate from Turkish to English
Kiril alfabesini öğrenmek çok kolaydır ama Kiril alfabesiyle yazılmış metinleri akıcı bir biçimde okumak Rusçayı yeni öğrenenler için çok zordur.
Translate from Turkish to English
Soluksuz biçimde zarların atılmasını beklersin.
Translate from Turkish to English
Yer utanç verici bir biçimde bakımsızdı.
Translate from Turkish to English
Onlar uyumlu bir biçimde yaşıyorlar.
Translate from Turkish to English
Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük.
Translate from Turkish to English
Düşünceni daha açık bir biçimde açıkla!
Translate from Turkish to English
Kimse durumu net biçimde göremiyor.
Translate from Turkish to English
O, senin kadar dikkatli bir biçimde araba kullanır.
Translate from Turkish to English
Ayrıntılı bir biçimde açıklamak için vaktim yok.
Translate from Turkish to English
Ne ima ettiğini bildiğimden emin değilim. Lütfen mümkünse onu farklı biçimde ifade et.
Translate from Turkish to English
Bunu doğru biçimde açıklamak için Fransızcayı yeterince iyi konuşabilip konuşamadığımı bilmiyorum.
Translate from Turkish to English
Borsa bugün şaşırtıcı biçimde sakindi.
Translate from Turkish to English
Tom inanılmaz biçimde aptal.
Translate from Turkish to English
Burası garip biçimde sessiz.
Translate from Turkish to English
O akıcı bir biçimde Çince konuşur.
Translate from Turkish to English
Tom ciddi bir biçimde yaralandı.
Translate from Turkish to English
Tom gergin biçimde Mary'ye bakıyor.
Translate from Turkish to English
Tom gergin bir biçimde pencereden dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English
Bu politikanın bir sonucu olarak fiyatlar sert bir biçimde yükseldi.
Translate from Turkish to English
Tom gergin biçimde doktora baktı.
Translate from Turkish to English
O cümle doğru bir biçimde nasıl çevirilir bilmiyorum.
Translate from Turkish to English
İki kız kardeş çok barışçıl bir biçimde yaşadılar.
Translate from Turkish to English