Turkish example sentences with "babamın"

Learn how to use babamın in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Babamın bir restoranı var.

Bu benim babamın.

Erkek kardeşim babamın kazandığının yarısı kadar daha az para kazanıyor.

Profesör Hudson babamın arkadaşıdır.

Babamın birçok kitabı vardır.

Babamın bana verdiği bu saatten memnunum.

Babamın filmi izlemesini istiyorum.

Babamın toplantıya katılmasından hoşlanmıyorum.

Babamın beni yetiştirdiği gibi oğlumu yetiştirmek istiyorum.

Babamın arabasını yıkamasına yardımcı oldum.

Babamın fakir olmasından utanmıyorum.

Babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.

Babamın şirketinde asla rahat hissetmedim.

Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.

Babamın işiyle meşgul olmalıyım.

Babamın işini devraldım.

Babamın borcunu ödemekten berat edildim.

Babamın yardımını istedim.

Annem, babamın bana neden çok kızgın olduğunu bana anlattı.

Onlar, babamın halini hatırını sordular.

Profesör Hudson babamın arkadaşı.

Babamın işi yün satın almaktır.

Babamın arabası yenidir.

Babamın küçük kütüphanesi çoğu polemik tanrılığı içeren kitaplardan oluşuyordu, onların çoğunu okudum. esas oluşuyordu.

Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.

Onu babamın hesabına yaz.

Babamın ani ölüm haberini duyunca çılgına dönmüştüm.

Babamın fabrikası her ay 30.000 araba üretiyor.

Babamın arabası İtalya'da yapılmıştır.

Babamın hobisi gül yetiştirmektir.

Babamın başarısı benim için önemli değil.

Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor.

Babamın başı grileşti.

Babamın saçı grileşti.

Babamın çalıştığı yer istasyonun yakınındadır.

Burası benim babamın çalıştığı yer.

Burası babamın doğduğu yer.

Ben babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.

Babamın 30 yıldır sakladığı günlüğünü buldum.

Bu, rahmetli babamın bir portresi.

Babamın bir dinlenmeye ihtiyacı var. O üç saattir bahçede çalışmaktadır.

Bu araba benim babamın.

Dün akşam, annemle babamın fısıldaştıklarını duydum.

Babamın birsürü kitabı var.

Ben babamın yerini alacağım.

Babamın mezarını ziyaret ettim.

Babamın arabası çok güzeldir.

Babamın odası çok büyüktür.

Babamın hobisi balıkçılıktır.

Babamın ne zaman geri döneceğini bilmiyorum.

Babamın ne zaman geri geleceğini bilmiyorum.

Babamın ve annemin orada büyük bir çiftliği var.

Üniversiteden mezun olduktan sonra, babamın şirketinde bir iş aldım.

Babamın saçları ağarıyor.

Babamın eğlencesi gökyüzü dalışıdır.

Babamın saçı beyazladı.

Ama babamın yapmamı istediğini sanmıyorum.

Babamın iş nedeniyle kaldığı New York, Tokyo'dan çok daha tehlikeli bir şehirdir.

Babamın mavi gri bir kravatı var.

Cumartesi babamın boş olduğu gündür.

O, babamın öğrettiği bir öğrencidir.

Babamın çiçekleri sulamasına yardım ettim.

Babamın yıllık gelirini bilmiyorum.

Yılda iki kez babamın evine giderim.

Bu babamın bana bıraktığı bir şey.

Babamın alışkanlığı kahvaltıdan önce gazete okumakdır.

Babamın bana verdiği saati kaybettim.

Babamın beş erkek ve kız kardeşi var.

Uçak babamın çiftliğine indi.

Geçen yaz babamın doğduğu yeri ziyaret ettim.

Bu, babamın doğduğu köydür.

Babamın hâlâ sağ olduğunu düşünmeden edemiyorum.

Babamın kitaplığındaki her kitabı okudum.

Bazen babamın banyoda şarkı söylediğini duyarım.

Babamın verdiği para yola ancak yetti.

Babamın hala ofiste olup olmadığını biliyor musun?

Her şey göz önüne alındığında, babamın hayatı mutlu bir hayattı.

Babamın bana ilk öğrettiği şey “Nedensiz hiçbir şey yoktur çocuğum.” olmuştu.

Gerçekten babamın gelip gelmediğini ya da benim baba olup olmadığımı bilmiyorum.

Babamın 30 yıldır sakladığı günlüğü buldum.

Bu, babamın evi.

Orada babamın başında bir kuş var.

Babamın ihtiyacı olan ilacı satın almak için yeterli param yok.

Babamın arabasını sürmeme izin verilmiyor.

Babamın biyolojik babam olmadığını kesinlikle anladım.

Anne babamın ikisi de halen yaşıyor.

Neden babamın sırası atlandı?

Babamın sırasını bilerek atladık demediniz mi?

Babamın 30 yıl boyunca tuttuğu bir günlük buldum.

Babamın sırası niye atlandı?

Babamın kahvaltıdan önce gazete okuma alışkanlığı var.

İşte babamın odası.

Babamın beni beklediği eve gitmek istiyorum.

Babamın arabası anneminkinden küçük.

Babamın ölümünden itibaren size daima hak verdim.

Babamın fakirliğinden utanç duymuyorum.

Babamın altın bir kalbi var.

"Bunlar kimin gazeteleri?" "Babamın."

Annem, babamın eski şortunu çaput olarak kullanıyor.

Annem, babamın eski şortunu toz bezi olarak kullanıyor.

Babamın adı Robert'tir.

Also check out the following words: şişe, şarap, içti, Bill'den, daha, zeki, Bill'in, zayıflığından, istifade, etti.