Turkish example sentences with "adam"

Learn how to use adam in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.

Yaşlı adam "Kedi mi?" diye sordu.

Adam burada.

Adam gibi davran.

Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.

Bu kitabı yazan adam bir doktor.

Genç adam bir doktordur.

O sağlam genç bir adam.

Yaşlı adam tek başına yaşıyor.

Yaşlı adam yalnız yaşıyor.

Bir naif tilkisi yoktur. Aynı şekilde, kusursuz bir adam diye bir şey de yoktur.

Naif bir tilki yoktur. Aynı şekilde, hatasız bir adam diye bir şey de yoktur.

Bu adam kim?

Dört silahlı adam bankayı soyup dört milyon dolarla kaçtı.

Bu adam sarhoş.

Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.

Adam kanserden öldü.

Kız ölü bir adam buldu

Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.

Beş adam gördüm.

Adam Moskova'yı görüyor.

Dün o, büyük bir adam gördü.

Adam ekmek yiyor.

Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.

Yaşlı bir adam ağacın gölgesinde dinleniyordu.

Adam bütün yolu yürümek istemedi; bu yüzden otobüse bindi.

Adam ve karısı dışarı fırladı.

Tartışmasız, o, iş için en iyi adam.

Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir adam değildir.

Adam parayı almadığını iddia etti.

Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür.

İki adam rekabet kazasından sonra Taiwan'da kollarını koparttılar.

Adam önceden olduğu gibi değildir.

O, hatalarını kolayca kabul edecek bir adam değildir.

Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.

Adam bütün umudunu yitirmişti.

Adam bütün ümidini kaybetmişti.

Yaşlı adam doksanın üzerinde.

Adam, bir bankın önünde oturuyor.

Adam zarif.

Kayalıkların üstünde bir adam intihar etmek üzereydi.

Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.

Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor.

Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.

Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.

Resmin arka planındaki o adam kimdir?

Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.

Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.

O genç adam bizim öğretmenimizdir.

O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.

Adam köyün her yerinde iyi tanınmıştır.

Adam birkaç saat önce öldü.

Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.

Adam ölüyordu.

Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti.

Adam habere şaşırdı.

Adam bu proje ile ilgilenmiyor.

Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.

Onu vuran adam Sirhan Bişara Sirhandı.

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

Slim adında bir adam o kazada öldürüldü.

Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.

George adında bir adam bir otelde kalıyordu.

Kazada yaralanan adam hastaneye götürüldü.

Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.

Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

Adam tek başına rüzgar sörfü yapmaktan hoşlanıyor.

Sahnede dans eden adam benim amcam.

Steve iyi karakterli bir adam.

Yaşlı adam çok nazik.

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.

Tüm hatalarına rağmen, o iyi bir adam.

Otobüs süren adam benim iyi bir arkadaşım.

Yaşlı adam hızlı bir koşuşturmayla yola çıktı.

Yaşlı bir adam geldi ve Lincoln'la tokalaştı.

Birçok kişi Lincoln'un o adam olabileceğini düşündü.

İstasyonda karşılaştığın adam benim babam.

Bu adam en az beş yıldır görme özürlüdür.

Bu adam bir sanatçı!

Onların arabayı çaldı dedikleri adam budur.

Üç adam bıçaklarla onu tehdit etti.

Üç adam vardı.

Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir.

Adam üç gündür bir şey yememişti, yiyecekten başka bir şey düşünemiyordu.

"Bunu hiç düşünmedim, " dedi adam. Ne yapmalıyız?

Bu adam hayatta.

Altın bir yatakta yatan zengin bir adam var.

Kapı açıldı ve adam dışarı yürüdü.

Herkes onun sözünden dönecek son adam olduğunu bilir.

Zengin adam bir Millet satın aldı.

Silahlı adam Jack Ruby idi.

Adam akıllı ve çalışkan.

Adam çabaları sayesinde işi başarmış olmalı.

Kapıda her ne pahasına olursa olsun sizi görmek isteyen bir adam var.

Biz, onun bu iş için doğru adam olduğunu keşfettik.

O, dünyadaki en zengin adam.

O dünyadaki en mutlu adam.

İnsanlar onun bu şehirde en zengin adam olduğunu söylüyorlar.

Biz onun yetenekli bir adam olduğunu kabul ediyoruz.

İnanın bana. Ben yeni bir adam olacağım.

Senin ve benim aramda, şişman çirkin adam diyette.

Also check out the following words: karşılaşıyorum, konveks, güvenlik, duvarı, sistemiyle, sunucuyu, yapılandırmam, gelmedin, yerine, otur.