Learn how to use adam in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam "Kedi mi?" diye sordu.
Translate from Turkish to English
Adam burada.
Translate from Turkish to English
Adam gibi davran.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
Translate from Turkish to English
Bu kitabı yazan adam bir doktor.
Translate from Turkish to English
Genç adam bir doktordur.
Translate from Turkish to English
O sağlam genç bir adam.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam yalnız yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Bir naif tilkisi yoktur. Aynı şekilde, kusursuz bir adam diye bir şey de yoktur.
Translate from Turkish to English
Naif bir tilki yoktur. Aynı şekilde, hatasız bir adam diye bir şey de yoktur.
Translate from Turkish to English
Bu adam kim?
Translate from Turkish to English
Dört silahlı adam bankayı soyup dört milyon dolarla kaçtı.
Translate from Turkish to English
Bu adam sarhoş.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
Translate from Turkish to English
Adam kanserden öldü.
Translate from Turkish to English
Kız ölü bir adam buldu
Translate from Turkish to English
Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.
Translate from Turkish to English
Beş adam gördüm.
Translate from Turkish to English
Adam Moskova'yı görüyor.
Translate from Turkish to English
Dün o, büyük bir adam gördü.
Translate from Turkish to English
Adam ekmek yiyor.
Translate from Turkish to English
Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.
Translate from Turkish to English
Yaşlı bir adam ağacın gölgesinde dinleniyordu.
Translate from Turkish to English
Adam bütün yolu yürümek istemedi; bu yüzden otobüse bindi.
Translate from Turkish to English
Adam ve karısı dışarı fırladı.
Translate from Turkish to English
Tartışmasız, o, iş için en iyi adam.
Translate from Turkish to English
Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir adam değildir.
Translate from Turkish to English
Adam parayı almadığını iddia etti.
Translate from Turkish to English
Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür.
Translate from Turkish to English
İki adam rekabet kazasından sonra Taiwan'da kollarını koparttılar.
Translate from Turkish to English
Adam önceden olduğu gibi değildir.
Translate from Turkish to English
O, hatalarını kolayca kabul edecek bir adam değildir.
Translate from Turkish to English
Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.
Translate from Turkish to English
Adam bütün umudunu yitirmişti.
Translate from Turkish to English
Adam bütün ümidini kaybetmişti.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam doksanın üzerinde.
Translate from Turkish to English
Adam, bir bankın önünde oturuyor.
Translate from Turkish to English
Adam zarif.
Translate from Turkish to English
Kayalıkların üstünde bir adam intihar etmek üzereydi.
Translate from Turkish to English
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
Translate from Turkish to English
Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.
Translate from Turkish to English
Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
Translate from Turkish to English
Resmin arka planındaki o adam kimdir?
Translate from Turkish to English
Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
Translate from Turkish to English
Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.
Translate from Turkish to English
O genç adam bizim öğretmenimizdir.
Translate from Turkish to English
O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
Translate from Turkish to English
Adam köyün her yerinde iyi tanınmıştır.
Translate from Turkish to English
Adam birkaç saat önce öldü.
Translate from Turkish to English
Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.
Translate from Turkish to English
Adam ölüyordu.
Translate from Turkish to English
Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti.
Translate from Turkish to English
Adam habere şaşırdı.
Translate from Turkish to English
Adam bu proje ile ilgilenmiyor.
Translate from Turkish to English
Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
Translate from Turkish to English
Onu vuran adam Sirhan Bişara Sirhandı.
Translate from Turkish to English
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
Translate from Turkish to English
Slim adında bir adam o kazada öldürüldü.
Translate from Turkish to English
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
Translate from Turkish to English
George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
Translate from Turkish to English
Kazada yaralanan adam hastaneye götürüldü.
Translate from Turkish to English
Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.
Translate from Turkish to English
Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English
Adam tek başına rüzgar sörfü yapmaktan hoşlanıyor.
Translate from Turkish to English
Sahnede dans eden adam benim amcam.
Translate from Turkish to English
Steve iyi karakterli bir adam.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam çok nazik.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.
Translate from Turkish to English
Tüm hatalarına rağmen, o iyi bir adam.
Translate from Turkish to English
Otobüs süren adam benim iyi bir arkadaşım.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam hızlı bir koşuşturmayla yola çıktı.
Translate from Turkish to English
Yaşlı bir adam geldi ve Lincoln'la tokalaştı.
Translate from Turkish to English
Birçok kişi Lincoln'un o adam olabileceğini düşündü.
Translate from Turkish to English
İstasyonda karşılaştığın adam benim babam.
Translate from Turkish to English
Bu adam en az beş yıldır görme özürlüdür.
Translate from Turkish to English
Bu adam bir sanatçı!
Translate from Turkish to English
Onların arabayı çaldı dedikleri adam budur.
Translate from Turkish to English
Üç adam bıçaklarla onu tehdit etti.
Translate from Turkish to English
Üç adam vardı.
Translate from Turkish to English
Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir.
Translate from Turkish to English
Adam üç gündür bir şey yememişti, yiyecekten başka bir şey düşünemiyordu.
Translate from Turkish to English
"Bunu hiç düşünmedim, " dedi adam. Ne yapmalıyız?
Translate from Turkish to English
Bu adam hayatta.
Translate from Turkish to English
Altın bir yatakta yatan zengin bir adam var.
Translate from Turkish to English
Kapı açıldı ve adam dışarı yürüdü.
Translate from Turkish to English
Herkes onun sözünden dönecek son adam olduğunu bilir.
Translate from Turkish to English
Zengin adam bir Millet satın aldı.
Translate from Turkish to English
Silahlı adam Jack Ruby idi.
Translate from Turkish to English
Adam akıllı ve çalışkan.
Translate from Turkish to English
Adam çabaları sayesinde işi başarmış olmalı.
Translate from Turkish to English
Kapıda her ne pahasına olursa olsun sizi görmek isteyen bir adam var.
Translate from Turkish to English
Biz, onun bu iş için doğru adam olduğunu keşfettik.
Translate from Turkish to English
O, dünyadaki en zengin adam.
Translate from Turkish to English
O dünyadaki en mutlu adam.
Translate from Turkish to English
İnsanlar onun bu şehirde en zengin adam olduğunu söylüyorlar.
Translate from Turkish to English
Biz onun yetenekli bir adam olduğunu kabul ediyoruz.
Translate from Turkish to English
İnanın bana. Ben yeni bir adam olacağım.
Translate from Turkish to English
Senin ve benim aramda, şişman çirkin adam diyette.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: çözebildi, kaplı, destekliyorum, yapmama, olanı, yıldızdır, Jerry'i, sınav, çalışsaydım, birinin.