Turkish example sentences with "ateş"

Learn how to use ateş in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Ateş yanar.

Bir grup milis onu gördü ve ateş açmaya başladı.

Oda çok soğuk. Ateş söndü.

"Ben polisim. Karakola kadar gelir misiniz?” "N-neden?" “Şehrin ortasında silahla ateş etmenin suç olmadığını mı düşünüyorsun?”

Ona ateş edeceğim.

O bana ateş etti.

Ateş serbest!

Tom Mary'ye ateş etmek istedi fakat John onu durdurdu.

Tom ateş yüzünden yatakta.

Tom Mary'ye ateş etti fakat ıskaladı.

Tom herhangi birine ateş etmedi.

Tom'un Mary'ye ateş edecek cesareti yoktu.

Onlar iyi ata binebiliyor ve iyi ateş edebiliyorlardı.

Tom, Mary'ye ateş etti.

Tom ateş yaktı.

John ona ateş ettiğinde Tom tabancasını Mary'ye doğrultuyordu.

Asker, tüfeğiyle düşmana ateş açmayı reddetti.

Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.

Tom onun beynini dağıtmadan önce Mary'ye dizinden ateş etmişti

Tom ateş etmeden önce Mary'ye bir uyarı daha vermesi gerektiğini söyledi.

Tom'a ateş edildi.

Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.

Ateş söndü ve bu oda soğuk.

Ateş söndü.

Ateş sönüyor; biraz odun ilave eder misin?

Ateş yanarken kendinizi ısıtın.

Ateş etrafında oynamak tehlikelidir.

Ateş maşasıyla işaret parmağımı yaktım.

Ateş parlak bir şekilde yandı.

Ateş her zaman tehlikelidir.

Ateş parlak bir şekilde yanıyordu.

Ben kibrit olmadan ateş yakmayı öğrendi.

O üç el ateş etti.

Avcı bir ayıya ateş etti.

Perde ateş aldı.

İspanyol ilk olarak ateş etti.

Tom silahını çekti ve ateş etti.

O, nasıl ateş yakacağını açıkladı.

Hava soğuktu, bu yüzden ateş yaktık.

O, ateş etti ama ıskaladı.

Ateş azaldı.

Avcı bir geyiğe ateş etti.

Hemen bir ateş yaktım.

Derhal bir ateş yaktım.

Silah kazara ateş aldı.

Ateş çok tehlikelidir.

Ateş yakma imkanı olmadığı için, balığı çiğ çiğ yedi.

Ateş yandaki evin duvarlarına kadar yayılmıştı.

Polisler Tom'un lastiklerine ateş ettiler.

Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.

Önceden buralarda bir sürü ateş böceği olurdu.

O kadar soğuktu ki bir ateş yaktık.

Kaptan adamlarının ateş etmesini emretti.

Uzaktan, birbirlerine ateş ettiler.

Kaplana nişan aldım ve ateş ettim fakat onu ıskaladım.

Buralarda bir sürü ateş böcekleri vardı.

Ateş etmeyin!

Ateş etme.

Ateş etmeyin.

Sana ateş edildi mi?

Bekle, ateş etme!

Lütfen ateş etmeyin.

Dur yoksa ateş ederim.

Doğru kelime ve doğruya yakın kelime arasındaki fark şimşek ve ateş böceği arasındaki farktır.

Bekle. Henüz ateş etme.

Tom'un Mary'ye ateş ettiğini gördüm.

Kumsalda ateş yaktık.

Tom öldürmek için ateş etmedi.

Tom'a ateş ediliyor.

Tom, Mary'ye ateş etmeyecek.

Tom, Mary'ye ateş etmedi.

Ateş edilmedim.

Tom'a ateş edildi mi?

Tom ateş edecek.

Önce kim ateş etti?

Onlar ateş etmeye başladılar.

Tom'a ateş edilmedi.

Tom ateş etmeye başladı.

Tom iki kez ateş etti.

Tom ona ateş etti.

Polisler arabanın lastiklerine ateş ettiler.

Tom bir kez ateş etti.

Tom ilk olarak ateş etti.

Tom ateş etmedi.

Tom'a ateş edeceğim.

Tom'a ateş etme.

Ateş ediyoruz.

Ateş edeceğiz.

Herhangi birisine ateş etme.

Birisine ateş etme.

Herhangi birisine ateş etmeyin.

Birisine ateş etmeyin.

Onlar ateş edene kadar bekleyin.

Onlar ateş edene kadar bekle.

Ateş edeceğim.

Bir ateş yakmalıyız.

Ateş yakmadılar mı?

Ateş etme. Çıkıyorum.

Ateş etmeyin. Çıkıyorum.

Kaç el ateş ettin?

Also check out the following words: Jack, Beypiliç'in, tavuk, etini, AlmaAta, halkı, dostu, yaratalım, Sağlık, lezzet.