Turkish example sentences with "arabayla"

Learn how to use arabayla in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O bazen işe arabayla gider.

Arabayla Şikago'ya gittiler.

Kyoto'ya arabayla gittim.

Bugün işe arabayla geldim.

Tom çantalarını bagaja koydu, sonra arabaya bindi ve arabayla uzaklaştı.

Seni arabayla İstasyona bırakacağım.

Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.

Arabayla ne kadar sürer?

Lütfen arabayla beni almaya gel.

Seni arabayla götüreceğim.

Seni arabayla götürebilir miyim?

Niçin beni arabayla götür müyorsun?

Beni arabayla götürür müsün?

Tom, Mary'nin John'u arabayla havaalanına götürmesini rica etti.

Tom Mary'yi işe arabayla bıraktı.

Tom Mary'yi yerine tekrar arabayla götürdü.

Tom eve arabayla gitmemeyi seçti.

Tom Mary'yi aradı ve ona onu istasyondan arabayla aldırdı.

Arabayla gezmeye ihtiyacınız var mı?

Londra'ya kadar arabayla gittim.

Tom neredeyse işe her zaman arabayla gider.

Ben arabayla alınacağım.

Öğretmenim beni arabayla eve götürdü

Hırsızlar, kendilerini bekleyen bir arabayla kaçtılar.

Babam işe arabayla gider.

Sahil boyunca arabayla gezdik.

Tom arabayla hızlıca uzaklaştı.

Onu arabayla şehre bıraktım.

Arabayla gezelim mi?

Onları arabayla Kanda'ya bıraktım.

O, onu arabayla gezdirmek için dışarı çıkardı.

O, ofise arabayla gider.

Geçen Pazar arabayla Hakone'ye gittik.

İstasyona arabayla gittiler.

Oraya otobüsle mi yoksa arabayla mı gidersin?

Her gün işe arabayla giderim.

O, tren yerine arabayla geldi.

Bugünlerde birçok insan arabayla seyahat ediyor.

Arabayla ülkeyi gezdik.

O, çok sarhoş olduğu için, arabayla eve gidemedi.

Yürüyelim mi yoksa arabayla mı gidelim?

Onlar muhtemelen arabayla gelecekler.

O, sık sık beni arabayla gezdirir.

Bazen arabayla gezmek için dışarı çıkarız.

Arabamı yeni bir arabayla değiştirdim.

Bayan Smith kiliseye arabayla gider.

Babam beni buraya arabayla getirdi.

Önümüzdeki Pazar arabayla geziye çıkacağız.

Çoğunlukla arabayla kütüphaneye gider.

Oraya arabayla gitmek beş saatimi aldı.

Gemi ile gitmek arabayla gitmekten daha uzun sürüyor.

Arabayla gitmemeni söylememin nedeni odur.

Bazen otobüsle ve bazen arabayla giderim.

Annem, babam, ablam ve ben şu anda arabayla köye gidiyoruz.

Arabayla gideceğim.

İşe arabayla giderim.

Arabayla seyahat ettiler.

Babam arabayla işe gider.

İşe her gün arabayla gidiyorum fakat işe yakın bir ev kiralamayı düşünüyorum.

Bildiğim kadarıyla arabayla geliyor.

İstasyon buradan arabayla on dakika.

Bazen otobüsle, bazen arabayla gider.

Bildiğim kadarıyla, arabayla geliyor.

Tom'un arabayla gittiğini gördüm.

Lütfen beni otelin önünden arabayla al.

Doğrusu, her gün oraya arabayla gitmenin taşınmaktan daha iyi olduğunu düşünüyorum.

Tom'u arabayla götürdüm.

Tom'u arabayla eve götürdüm.

Tom'u arabayla okula götürdüm.

Tom Mary'yi arabayla eve götürdü.

Onlar arabayla gittiler.

Onlar arabayla eve gittiler.

Onlar arabayla uzaklaştılar.

Genellikle kütüphaneye arabayla gider.

Şiddetli yağmur yağıyordu fakat o arabayla gezmekte ısrar etti.

Bazen otobüsle giderler, bazen arabayla.

Bu arabayla ilgili hiçbir sorunum olmadı.

Arabayla ilgili küçük bir sorun var.

Trenle mi yoksa arabayla mı gitmeyi tercih edersin?

Arabayla gitmek istiyorum.

Okula arabayla gitmek istiyorum.

Eve arabayla gitmek istiyorum.

Tom arabayla hastaneye geri gitti.

Boston'a arabayla gittim.

Arabayla Boston'a gittim.

Sanırım Tom Boston'a arabayla gitti.

Arabayla Boston'a gideceğim.

Yarın arabayla Boston'a gideceğim.

Neden arabayla gezintiye çıkmıyoruz?

Arabayla gezintiye çıkmak ister misin?

Boston'a arabayla gittik.

Beni arabayla eve götürdü.

Biz arabayla yolculuk edeceğiz.

İşe arabayla gidersin.

Arabayla mı yoksa taksiyle mi gidiyoruz?

Bazı konuklar arabayla geldi, diğerleri yürüyerek.

Annem, babam, kız kardeşim ve ben birazdan arabayla köye gideceğiz.

Amcamı aramak için dışarı çıkacağım, o biraz içmiş bu yüzden onu arabayla alıp eve geri getireceğim.

Yarın Paris'e arabayla gideceğim.

Arabayla mı yoksa taksiyle mi gitmeliyiz?

Okula arabayla gitti.

Also check out the following words: Anahtarımı, sandviç, sipariş, çağırabilir, Vatan, hainleri, sınır, dışı, edilecek, Diyetisyenler.