Turkish example sentences with "altmış"

Learn how to use altmış in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Altmış yaşındaki ev sahibim niye bir trambolin aldı?

Altmış yaşındaki birine değil altı yaşındaki birine sorun.

On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.

Bir dakikada altmış saniye vardır.

Bu bebek sadece altmış senttir.

2030'a kadar onun nüfusunun yüzde yirmi biri altmış beş yaşından büyük olacak.

Altmış yeni müze açıldı.

Kabileden yaklaşık altmış adam atlarına binerek çabucak vardılar.

Kongre, konuyla ilgili altmış kez oylandı.

Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.

O en az altmış görünüyor.

Altmış delege seçildi.

İnsanların çoğu altmış yaşında emekli olur.

Babam altmış yaşında emekli olacak.

O şimdi altmış sekiz yaşındaydı ve hasta bir adamdı.

Bir saatte altmış dakika vardır.

Şu anda altmış beş yaşının üstünde 31 milyon civarında Amerikalı var.

Altmış beş yaşında aniden öldü.

Altmış dakika bir saat eder ve bir dakika altmış saniyeden oluşur.

Altmış dakika bir saat eder ve bir dakika altmış saniyeden oluşur.

Altmış yaşında emekliliğe hak kazandı.

Bir gün, altmış sekiz bin dört yüz saniye sürer.

Okulumuz kurulduğundan beri zaten altmış yıl oldu.

Altmış yaşlarında bir adam.

O, altmış yaşlarında.

Şunu yüzde altmış yapalım.

Bir dakikada altmış saniye var.

Doğruyu söylemek gerekirse, o hala altmış yaşın altındadır.

Ben onun altmış yaşın üzerinde olduğunu düşünmeliyim.

Yetişkin Amerikalıların yüzde altmış dokuzu ya aşırı kilolu veya obezdir.

Yetişkin Amerikalıların yüzde altmış dokuzu fazla kiloludur.

Altmış öğrencili bir sınıfı mükemmel şekilde idare edebilirim.

O altmış yaşında emekli oldu.

Altmış yaşında altızı oldu.

O altmış yaşında.

Mary doksan altmış doksan ölçülere sahip.

Sanırım bugün neredeyse altmış tane yeni Almanca kelime öğrendim.

Tom altmış yaşında emekli oldu.

O yarın altmış beş yaşına girecek.

O hemen hemen altmış yaşında.

O sadece on sayfa okurken ben altmış sayfa okudum.

O, altmış yaşında ve beş yıldır dul.

Bir dakika altmış saniyeden oluşur.

Tüm kanımız yaklaşık günde altmış kez böbreklerimizden geçer.

Altmış gram rendelenmiş peynir ilave et.

Çoğu insan altmış yaşında emekli olur.

Tom altmış beş yaşındayken emekli oldu.

Tom sadece otuz yaşın altında veya altmış yaşın üzerindeki kadınları sever.

Astronomlar, Satürn'ün yörüngesinde altmış iki tane uydu gözlemlediler.

Bir saatte altmış dakika vardır ve bir dakikada altmış saniye vardır.

Bir saatte altmış dakika vardır ve bir dakikada altmış saniye vardır.

O, savaşta ölmeseydi, şimdi altmış yaşından daha fazla olurdu.

Ben altmış yaşına girer girmez emekli olacağım.

Altmış beşten fazla Amerikalılar toplam nüfusun% 12.5'ini oluşturuyor.

Cesar Chavez, altmış altı yaşındayken 1993'te öldü. Cenazesine 40 binden fazla kişi katıldı.

Altmış yaşımdayken emekli olmayı planlıyorum.

Altmış yaşında emekli oldum.

Altmış yaşındayken emekli oldum.

Bir artık yılın üç yüz altmış altı yılı vardır.

Sami altmış yılını hapishanede geçirdi.

Leyla'nın davası altmış beş gün sürdü.

Tom'un babası altmış yedi yaşındadır.

Babam ve ben altmış yıldır ayrıyız.

Sami'nin IQ'sunun altmış olduğu söyleniyordu.

Sami altmış yıldan fazla cezaya çarptırıldı.

Sami altmış dolar ödünç aldı.

Sami o bahçeye yaklaşık altmış bin dolar harcadı.

Sami altmış yaşına yeni girdi.

Sami, Leyla'dan en az altmış yaş büyük.

Rio de Janeiro bin beş yüz altmış beşte kuruldu.

Sami ve Leyla altmış yıldır evliydiler.

Mahalalel altmış beş yaşındayken oğlu Yeret doğdu.

Yeret yüz altmış iki yaşındayken oğlu Hanok doğdu.

Yeret toplam dokuz yüz altmış iki yıl yaşadıktan sonra öldü.

Hanok altmış beş yaşındayken oğlu Metuşelah doğdu.

Hanok toplam üç yüz altmış beş yıl yaşadı.

Metuşelah toplam dokuz yüz altmış dokuz yıl yaşadıktan sonra öldü.

Bin dokuz yüz altmış bir yılı, birçok Baptist'in devletin din karşıtı düzenlemelerine uymayı reddedip bağımsız bir kilise kurduğu, Rus Baptist Kardeşliği'nin uyanış yılı olarak adlandırılır.

Sami parmaklıklar ardında altmış yıla mahkum oldu.

Etkinlikte altmış ülkeden beş yüz karikatür yer alacak.

Etkinlikte toplam altmış dört okul yarıştı.

Anlaşmanın değeri üç yüz altmış milyon dolar.

Fiyatın altmış altı milyon avro olduğu bildirildi.

Muvazzaf subayların sayısı ise altmış bin civarında.

Bir diğer on altı bin altı yüz altmış iki kişi ise halen kayıp.

Festivalde otuz ülkeden toplam altmış film yer aldı.

Mobi altmış üç çalışanları da mutsuz.

En az altmış kişi hayatını kaybetti.

Projenin toplam maliyeti yaklaşık altmış milyon avro.

Eylül ayı sonunda söz konusu oran yüzde altmış ikiydi.

Tesise yaklaşık altmış milyon avro yatırım yapıldı.

Güreşçiler altmış kilo kategorisinde güreştiler.

Sergide on bir ülkeden altmış eser yer alıyor.

Sergide otuz beş ülkeden yüz altmış fotoğraf yer alıyor.

Uzmanlar ise ayda beş yüz altmış avro civarında kazanıyor.

En az destekleyenlerse altmış beş yaş üzerindeki kesim.

Dimitrova altmış dört yaşındaydı.

Arnavutluk Çad'a altmış iki barış gücü askeri gönderecek.

Konukların yüzde altmış altısı yabancılardan oluşuyor.

Anlaşmanın değeri altmış dört milyon avro.

Bir haftada yüz altmış sekiz saat vardır.

Also check out the following words: tane, pencere, tanıdıkça, seversin, Hastaymış, gözüküyor, lezzetli, kıyafetim, demode, Sonsuza.